Sararıp solmayan güzide sonbaharı,
Çilek kırmızı dudaklarınla anlat firuze...
Kırık dökük bu mevsim tren katarı,
Ruhsat vermiş eline at denize...Çiğ gibi atıştırır ilim yumağı,
Şark'ın bel bağlanan âti çilesi...
Sebil olmuş ellerinde demir otağı,
Dal dal filizlenir taze fasülyesi...
Bir mızrak boyu yaklaş gözlerime,
Güneşin sahte rehası gökkuşağı...
Yaprağımda inci ol konuş benimle,
Kıvır kıvır bukle bukle olmuş saçlarıSerap'la kaybolup giden fevkalâdelik,
Yağmurdan kaçamayıp ıslanan boyun bağı...
Anneanneden hatıra kaldı bir sürmedenlik,
Anılarla dolu kır saçlı dedenin eski konağı...Fersiz gözlerinde sakla balı peteği,
Çehremde çizgi çizgi sıkıştı mengeneye...
Tel tel oldu saçları düştü sarışının maskesi...
Parmağımdaki mücevher karıştı hengâmeye...İnci inci dizilmişsin can vermişsin hülyama,
İşlenmişsin nakış nakış örülmüşsün çileye...
Berrak bir su misali lâl oldun sen rüyama,
Yekpare! demir parmaklıklı dünya nereye?
🚶🏻♀️🚶🏻♂️🚶🏻♀️🚶🏻♂️🚶🏻♀️🚶🏻♂️🚶🏻♀️🚶🏻♂️🚶🏻♀️🕺🏻🚶🏻♀️🚶🏻♂️🚶🏻♀️