Aç yelkenini savrul dalgalarla yanyana,
Bir mabedde oturmuş iki arkadaş bakarlar sağa sola,
Çehreler bakışırken sarma benim yaramı,
Sarmaşıklar sarmalamış yarım kalan çarığı...
Ne büyük bir evren ki sanki göz göz bedeni,
Ateş başında bir gece anlatmış serüveni...
Allanmış yanakları şişmiş gülen gözleri,
Hak'tan yardım istemiş pamuk pamuk elleri...
Nasırlaşıp yarılmış kanamış tabanları...
Anlatmış atasının yok ettiği çanları...
Sularmış her sabah narin narin gülleri,
Şarkı mırıldanırmış hakikatte dilleri...
Uzanırken hayalleri kurarmış yatağında,
Anmış bütün günleri defterin her satırında...
Dolarmış gözleri gonca bir gül ararmış,
Karışmış gözyaşları yitip giden yıllara...
Seher vakti uyanmış yokmuş hasır şapkası...
Merdivenin başında hep savrulmuş saçları...
Ansızın peyda olmuş beyaz atlı bir dede,
Almış kanatlarına gezdirmiş birkaç gece...
Konuşarak yürürmüş tosuncuk bir kediyle,
Gitmiş dua etmiş mübarek bir veli'ye...☺🎀☺
