16.Bölüm

1.3K 158 55
                                    

YN: Yaklaşık 10 sayfa ve 2652 sözcük... Bunun anlamı bol bol "YB nerede kaldı. Yb istiyorum" yazmayan yorumlar rica ediyorum anlamına geliyor. Siz beni üzmeyin bende sizi üzmeyeyim kısaca. Ben çalışan biriyim sürekli bölüm attığım zamanlar sınırlı ve müsait olduğumda, zaten ben kendim diğer aylarca hatta yıllarca bölüm atmayan yazarlar gibi olmamak adına düzenli atmaya çalışıyorum. bunun için ne para talebim var ne de buna benzer bir isteğim. 

Ayrıca lütfen atlayarak beğeni yapmayın, o atladığınız bölümlere benim ne kadar emek ve zaman sarf ettiğimi biliyor musunuz? Bence bilmiyorsunuz, çünkü sizin 5,10 dakika da okuduğunuz bölümler için günlerce kafa patlatıyorum ben ve evet bu konuda gerçekten kızgınım. Şimdi ne yapmanız gerektiğinizi biliyorsunuz. Beğeni yapmayı atladığınız bölümlere dönüp yıldıza tıklıyorsunuz.

Dikkate alırsınız ya da almazsınız sizin bileceğiniz bir iş.

Kontrol etmedim hatalar olabilir v.s.  

*-*-*-*-*-*-*-*

Kris'in attığı sert tekme ile Sehun'un bilinci hiçliğe doğru kayarken, Kai ne düşüneceğini ya da ne yapacağını bilemez bir halde öylece dikiliyordu.

Lay, onun hemen yanında durmuş ve elini omuzuna koyarak, onu Sehun'a doğru hafifçe itmişti.

Herkes ilgiyle Kai'nin nasıl davranacağını merak ederek bekliyordu. Kris sadece iki adamının kalmasına müsaade ederek, diğerlerinin dışarı çıkmasını emretti.

Kai eğildi ve Sehun'un durumuna yakından baktı. Ciddi anlamda hırpalanmış gözüküyordu. İki gözü de aldığı darbelerden dolayı şişmiş, yüzündeki yaralardan kan sızıyordu. Vücudunun her yerinde tekme ve darbe izleri vardı.

Bir anlığına Ji Chang Wook'un adamlarının kendisine yaptıkları gibi olduğunu düşündü. O durumda nasıl göründüğünü bilmiyordu.

Olan biten her şey bir yana Sehun'u bu şekilde görmek onu da yaralamıştı. Gözleri dolu bir şekilde abisi Kris'e baktı.

"Onu... Onu nasıl buldunuz?"

Kris, sert bakışlarını Sehun'un üzerinden çekmeden alayla gülümsedi. Kai'ye olanları öğrendiğinden beri işini hiçbir zaman şansa bırakmamıştı. Bu yüzden tüm bağlantılarını ve adamlarını kısa bir sürede Oh Sehun'u araştırmak için görevlendirmişti.

Flashback...

Sehun, Kai kaçırıldıktan sonra adeta etrafta patlamaya hazır bir pompa edasıyla geziyordu. Amirlerinden ve şefinden görevin başarısız olduğuna dair pek çok azar işitmesine karşın, tek düşündüğü Kai'nin iyi olup olmadığıydı.

Merkeze dönmüş ve neyi gözden kaçırdıklarını anlamaya çalışmalarına karşın, Kai'nin yaptığı telefon görüşmesinden hiçbir sonuç elde edememişlerdi.

O anda Sehun'un aklına, Kai'nin elbiselerinin üzerine yerleştirmiş olduğu GPS'i kontrol etmek geldi.

Bunu kendisinden başkası bilmiyordu. Baekhyun'a bile söylememişti. Sadece Kai'yi kendince korumak istemişti.

Belki GPS'in izini bulabilirse Kai'ye ulaşıp, onu kurtarabilirdi. O durumda amirlerinin ve bölüm şefinin ne düşünecekleri zerre umurunda değildi.

Gizlice bilgisayarının başına oturarak GPS'in bağlı bulunduğu uygulamayı çalıştırdı. Sinyalin hala güçlü ve aktif olduğunu görünce neredeyse oturduğu sandalyeden düşecekti.

SPY and MODELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin