Ken gittiginden berili fazla bir vakit geçmedi ama sanki onu özlemiş gibiyim. Bugün öğretmenler için kamp olduğu için eve gidip hazırlanmaya başladım. Maviden aldığım kot salopetimi giyindim. içine kısa kol beyaz badi ayakkabi olarak da kırmızı renk supergalarimi giyindim.Galiba tam yaşimin kızı oldum. Hazırladığım poaca börek vesaire yanıma alıp hafif de makyaj yapıp evden ciktim.
Okulun önüne geldim. Bütün öğretmenler oradaydı.Bende öğretmenlerin yanına gittim.
"Vaoww Beyza hocam çok güzel olmuşsunuz"
Arkamı dönüp baktigimda bu ses Ingilizce öğretmeni Chris den başkasına ait değildi. zaten dönüp baktım suratına yani.
"Ah teşekkür ederim hocam "
"bakiyorum da kocanız yanınızda yok."
"Ah şey onun japonyada konseri varda o yüzden orada işleri bu ara yoğun"
"Hayret siz gitmemissiniz ben siz de gidersiniz diye"
Sözünü tamamlayamadan gideceğimiz otobüs geldi ve hep birlikte bindik. Bu adam dışarıdan baksan ufff taş taş bildigin meteor ama içi fısss tüf dersin.
Otobüse yerleştik. Pencere kenarına oturdum. Tam dergimiz çıkardım bakacakken Chris yanıma oturdu. Uff!...
Öyle yolculuğumuz bitti. Ormanlik bir alana geldik. Ordu Boztepeye benziyor. Cadirlarimizi kurduk. Ben Matematik hocası bayan Sun la aynı çadırı paylaşacaktim.
Hep birlikte yakilan kamp ateşinin etrafına geçtik. Sun hoca elime gitarı yapıştırdı ve şarkı söylememi istedi. Bende Taylor Swift ft. The Civil Wars - Safe and Sound
şarkısını çalıp söyledim.
I remember tears streaming down your face
Yüzünden gözyaşlarının sel gibi aktığını hatırlıyorum.
When I said, I'll never let you go
Sana asla senin gitmene izin vermeyeceğimi söylerken
When all those shadows almost killed your light
Tüm o gölgeler neredeyse senin ışığını öldürecekken
I remember you said, Don't leave me here alone
Senin bana "beni burada yanlız bırakma" dediğini hatırlıyorum.
But all that's dead and gone and passed tonight
Ama bunların hepsi öldü ve gitti ve bitti bu akşam
Just close your eyes
Sadece gözlerini kapat
The sun is going down
Güneş batıyor
You'll be alright
Sen iyi olacaksın
No one can hurt you now
Şimdi kimse seni incitemez
Come morning light
Gel gündüz ışığı
You and I'll be safe and sound
Sen ve ben sağlıklı ve güvende olacağız.
Don't you dare look out your window darling
Pencereden dışarı bakmaya cesaretin yok mu sevgilim
Everything's on fire
Her şey ateşe verilmiş
Arada gözümü hocalara çeviriyordu tepkilerini olcmek için ama Chrise her baktigimda beni yiyecekmış gibi bakiyordu. Sonra thrift shop şarkısını gitarla çalıp söyledim. Farklı bir yorum oldu.
Böylece yemeklerimizi de yedik ve şarkı faslı da bitince herkes çadırlarına çekildi. Benim aklim halen daha Ken deydi. Çünkü onu hem özledim ve ya inanamıyorum halen daha daha iki gün oldu ve her şey bu kadar hızlı gelişti.
Ateşin başında otururken yanımdan bir gölgenin geçtiğini hissettim. Acaba ayı mi ha aaaa saçmalama Beyza. Dönüp baktigimda bu Christi.
"Beyza sana bir şey söylemek istiyorum."
"Efendim hocam"
"Resmi konusmasan"
"Niye daha iki gündür tanıdığım biriyle nasıl konuşabilirim ki"
"Ama iki gündür tanıdığın adamla evleniyorsun"
"o rol gereği hem sana bir açıklama yapmak zorunda değilim Ne söylemek istiyorsan dinliyorum uykum geldi"
"Beyza"
bu sırada ellerimi ellerinin arasına aldı. Ve bana biraz yaklasarak
"Beyza bırak bu yarışmayı hadi Ingiltere ye gidelim ben seni seviyorum. İlk defa böyle bir şey başıma geliyor. İlk defa böyle duygular hissediyorum. Seni ilk gördüğümden berili..."
"Yeter daha duymak istemiyorum. Chris bu konuşma şimdi burada bitti anladın mi tamam şimdi ben cadirina gidiyorum ve bunlar hiç yasanmadi. "
"Onu seviyorsun değil mi senden küçük bide Beyza lütfen dediklerimi düşün"
"Düşünecek bir şey yok Chris evet haklısın ben onu seviyorum hemde çok oldu mu duymak istediklerini duydun ben şimdi gidiyorum."
Tam ayağa kalktım ve gidiyordum ki olamaz kamera tam arkamda ve inanamıyorum çekmedi değil mi bütün bu konuşmaları. Hayır di mi cekmedin haaahhhhsss tır...
Multimedia Gitarım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMİTASYON KORELİ
RomanceTürk bir kızın çalışmak için Koreye gitmesi ve oraya adapte olmaya çalışırken bir Tv şovuna katılması (bayağı bir yazım hatası olduğu için düzenleniyor)