KMGL-36- ' Bir Yüzüm Gülmedi.'

1.9K 92 18
                                    

 Meraba canlarım ^-^ Ramazan ayınız mübarek olsun, oruç tutan tutmayan herkeşe Allah sabır versin :D

Multimedyada ki video Sokak dansı 4 filmine aittir :D Eğer izlemediyseniz manyak derece, şiddetle tavsiye etmek istiyorum, ediyorum ve ettim gitti :DASDaf Bölüm ise erken geldi gibi sankim ? :D İyi okumalar :D

Hava karardıkca daha bir canım sıkılıyordu. Ben içten içe oflarken telefonum çaldı. Cebimden çıkartıp ekrana baktığımda ablam arıyordu. "İzniniz ile." diyerek mutfağa gittim. "Efendim abla." 

"Özgür nerdesin yavrum sen ya ? Denizle değilmişsin Volkanlanın da haberi yokmuş senden. Nerelere kayboldun ?" diye sordu. "Merdiven altı işe girdim abla (!) Ya biraz sus da konuşayım. Ben şimdi Yavuzla birlikte İremlerdeyim. İrem babası gelmiş ona sadece, hoşgeldin diyorduk." dedim. Ne hoşgeldin ama ?

"Her neyse. Hadi gel artık eve. Bak hava da kararmaya başladı zaten. Kerem de biz de olacak, şu sizin dans olayıyla ilgili ufak bir pürüz varmış. Çok geç kalma." dedi telefonun diğer ucundan. Hem gel diyor, hem de geç kalma ...

Hangisine uymam lazım ? Onu onaylayarak telefonu kapattım. Salon'a geçtiğimde Yavuzla Nazım amca gülüşüyorlardı. "Ben artık kaçayım. Evden beklerler. Uykum da geldi zaten" dedim. Bu saatte insanın uykusu mu gelir ya ? Nazım amca "Ben geldim diye gidiyorsun değil mi ? Oğlum ben modern bir babayım. Uykun geldiyse geçin İremle odanıza yatın, birşey demem." dedi.

Ben ve Yavuzdan aynı anda tanımlanamayacak bir "Oha !" çıktı. "Ya amca senin mezhep ne genişmiş mübarek ya. Elalemin mezhebi kayık, senin ki yat resmen. Nasıl bir babasın sen ? İnsan kızının, hele ki kızının sevgilisiyle oynaşmasına kendi rızasıyla izin verir mi ?" en sonunda patlamıştım. Ne yapabilirim ki belki de ileri de bir kız babası olacağım. Bir saniye, kız babası mı olacağım ki acaba ?

Ananı, bacını, dalağını, pankreasını patlatırım lan senin ! Hele bir sevgilinle el ele tutuştuğunu göreyim 32 yerinden bıçaklayıp 3.sayfa haberi yaparım seni ! Duydun mu beni ?!

Daha doğmamış, varlığı bile ortaya çıkmamış çocuğumu tehdit ediyorum evet. Testi kırıldıktan sonra ne yapayım ben ? Aslında bu böyle değildi ama neyse. Ben düşüncelerimle boğuşurken Nazım amca bana bakıyordu.

"Aferin çocuğum, kaybettiğim kimliğimi bulmama yardımcı oldun. Var ya hep şu anası kılıklı İrem yüzünden. Aslında annesi baş rol ama neyse. Bu saatten sonra da değişmem zor. Ama İrem seninle güven de." diyip omuzuma vurdu.

Ben küfür, hakaret içerikli şeyler beklerken adam baya beni tebrik etti. Ben eyvallah'ı çekerken kapıya varmıştım bile. "Yani bir kadın için benlik kaybetmeye değer mi be amcacım ?" dedim. İki dakika da askerlik arkadaşına bağlamıştık.

İremlerden çıkıp, bize geçtim. Ablam kapıyı açtığında derin bir oh çekerek içeri girdim. Abla lan bu. Herkes koltuklara dizilmiş gülüşüyorlardı. "Tabii Özgür kim ki ? Takmayın siz beni, devam ya devam." diyerek tekli koltuklardan birine oturdum. Enişteye dönerek "Pürüz olayı ne abi ?" diye sordum.

Çocuğa sürekli farklı şekilde hitap ediyordum, saçma. "Evet, sanırım bir daha yarışmalara falan katılamayacağız. Tatillerde bile." dedi. Ben ayaklanarak "Niden ?" diye böğürdüm. " Anne işin ucu sensin dimi ? Bırak da tatiller de gideyim be kadın."

"Yok öyle değil. Mekan'ı kapatıyoruz." dedi Kerem enişte. Yine Türk filmlerinden fırlama bir kare işte. "Para sıkıntısı mı ?" diye sordum. Güldü. Niye güldü ki ? "Hayır. Mekan zaten bana aitti. Ama orayı sokakta kalmış bir grup çocuk için düzenlemek istiyorum." dedi.

Aferin lan adama. Ciddi ciddi sevdim şuan eniştemi. Gözüm ablama kaydığında hayran bir şekilde bakıyordu. "Helal olsun be amca, süpersin devam." dedim.

"Amca mı ? Kardeşim iyi misin ?" dedi ablam elini alnıma koyarken. Kafamı sallayıp "Evet, süperim süper. Ama kötüyüm. İçsel bir savaş veriyorum şuan." dedim. Bu kadar saçma bir cümle'nin ardından herkes kendi konularına dönmüşlerdi. 

Lan Allah'ın gavurları, insan bir bakar neyin var çocuğum der ? Tamam ya tamam, anladım ben.

...

"Hadi Deniz. Çık şu tuvaletten yarışma başlayacak birazdan." dedim. Bir kız tuvalette bu kadar uzun süre ne yapar ki ? Deniz oflayarak kapıyı açtı "Tamam geldim ya. İncilerin döküldü birkaç dakika bekledin diye." 

"Birkaç dakika mı ? Deniz on dakika daha içeride dursaydın kaçak var diye bağıracaktım." diyip güldüm. Hayır, yarım saat'i anlarım ama bir saat ne ?! Deniz önümde giderken ben de arkasından ilerliyordum. Yarışma basketbol sahasında yapılacağı için orada bulunan trübinlere yöneldik.

Saha yavaştan kalabaklaşırken İrem'i gördüm. Denizden müsade isteyerek İrem'in yanına gittim. "İrem ne işin var burda ?" 

"Sevgilimle konuşacağım. Şu eski sevgilisi de gelecekmiş bugün. Kızı bir güzel benzeteceğim sonra da onunla konuşacağız işte." dedi. Omuz silkip yerime dönerken İrem beni durdurup "Özgür babam da burda, yanımda durman lazım." dedi. Kaşlarım otomatikman çatılırken kolumu çektim "Sevgilim burda İrem." dedim ve Deniz'in yanına gittim.

"Ne oldu aşkım ? İrem neden gelmiş ?" diye sordu Deniz. "Sevgilisi dans ediyormuş, onunla konuşmaya gelmiş." diye geçiştirdim. Deniz omuz silkerken ortaya bir adam çıktı. Birkaç parça duyuru yaptıktan sonra gruplar dans etmeye başladı.

Ah ... Dans etmeyi özledim ! Sahaya Akınlar (!) çıktığı zaman, Akın eliyle kalp işareti yapıp Deniz'e öpücük attı. Deniz'e öpücük mü attı ! Ayağa kalkacağım sırada Deniz beni tutarak "Boşver, lütfen." diye fısıldadı. Sanırım çıkışta kavga var ? Sinirli bir şekilde Deniz'e bakıp geri yerleştim. 

Dans sonlanırken kısa bir ara verildi. Akın'ın yanına gittiğimde Akın ile İrem konuşuyorlardı. Yanlarına gittiğim de Akın sinirlerimi bozmaya yetecek şekilde gülümseyerek "Ne o yolu mu bulamadın ?" dedi. Gülerek "Ya ne demezsin. Sözümü tutmaya da gelmiş olabilirim belli mi olur ?" diye soru anlamı taşımayan bir soru sordum.

Deniz yanıma gelerek "Ne oluyor Özgür ?" diye sordu.

"Gelmişsin." Akın Deniz'e hitap söylediği bu cümle ile benim tren raydan çıkmıştı bile. Akın'ın yakasına yapışıp "Bir daha bu kızı rahatsız etmeyeceksin. Eğer bir daha Deniz'i rahatsız edersen inan bu senin için pek de iyi birşey olmaz." dedim.

İrem elimi ittirip "Ne yapıyorsun Özgür ya ?!" diye bağırdı ardından Akın'a dönüp "Aşkım .. Sen iyi misin ?" dedi. Aşkım ?! Ne diyon gülüm sen ? İrem'in eli Akın'ın yüzünde gezerken Akın İremin ellerini kendinden uzaklaştırdı. "İrem anla artık. Biz ayrıldık, yapışıp kaldın ya ! Bak işte Denizle tanış, eski ama yeniden sevgilim olacak kız." 

"Ne ? Deniz o kız sen miydin ?" İrem titrek bir sesle bunu söylemişti. Ben Akının üzerine atlamaya hazırlanırken İremin babası geldi. Hay ben böyle şansın ... Allah'ım niye benim yüzüm gülmüyor ? Küçük Emrah oldum iyice.

Nazım amca sırtımı sıvazlayarak "Oo damat. Burdasınız demek ki." Denizi gösterip "Bu kim kardeşin falan mı ?" diye sordu. "Nazım amca bu sevgilim Deniz. Bu tipsiz de Akın, kızının sevgilisi." Artık burnuma kadar dolmuş olmam şakırdatmıştı bütün kelimeleri.

Bu nasıl bir cümledir lan ? Herkes birbirine şaşkınca bakarken Akın bana yaklaşıp "Çıkışı öğrenmek ister misin ?" dedi. Abartılı bir şekilde güldüm. "Önden buyur !"

Kafan Mı Güzel Lan ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin