KMGL-48- ' Sürpriz ?'

1.3K 87 16
                                    

Selam millet, her zaman ki gibi gene buraya yazacağım :DSADasf

Neyse uzatmadan, ropörtaj için sorulara eklemek ister misiniz ? Soru eklerseniz çok sevinirim çünkü ne soracağımı hiç bilmiyorum *-*

HELP ME GUYS !.. He bir de bugün küçük okuyucumun doğum günüymüş, onu için ona ithaf ediyorum ^-^ Ve yardım edeceğinizi umarak iyi okumalar diyorum :DASDaf

Atarlı bir şekilde eve girip anahtarı kapının girişinde ki komidine attım. Abi, arabayı deneyelim bir tur atalım dedik, olanlara bak ! Üzerimde ki kolsuz, dondurma bulaşığı olmuş çeketi ve lacivert lagos bluzumu çıkartıp banyoda ki kirlilere attım. Suyun sıcaklığını ayarlarken ten'im yapış yapış olmuştu.

Altı üstü biraz dolaşacaktım, babam 'Kızlar, Ozan ve Oktay abinle beraber gidin,' diyince kabul etmiştim. Yol boyunca gayet güzeldi. Tabii, durana kadar. Dondurma almak için sahilde ki kafelerden birinin önüne gitmiştik.

O sıra da Oktay abi'nin, dün gece üzerine içki döktüğü kız da oradaydı. Zaten biz de şans olsa. Neyse zaten erkek olarak doğduğumuz için en büyük şansı elde etmişiz, daha fazla birşey demeye gerek yok. Kız Oktay abiyi görünce 'Sen beni mi takip ediyorsun diyip' elinde ki dondurmayı fırlatmıştı.

Tabii atışı bana isabet ettiğinden dolayı olan bana olmuştu. Kız üşenmeyip arkadaşlarının da dondurmalarını atmıştı. O 4 tane atılan dondurmaların iki tanesi bana, bir tanesi Oktay abiye, en sonuncusu ise Esmanın saçlarına gelmişti.

Bunun üzerine Esma kıza saldırmaya çalışıp, saçını çekmişti ama ben zoru zoruna (!) durdurabilmiştim. Kızların konusu saç olunca, delirip çıldırıyorlar. Esma 18 yıllık kuzenim olmasına rağmen ilk defa bu kadar delirdiğini görmüştüm. Bir de küçükken kafasına meyve suyu döktüğüm de görmüştüm ama o zamanlar küçüktük işte.

Ozan ise zaten bir dünya bizimle bağlantısı kopmuş bir şekilde telefonla uğraşıyordu. Bizim aramızda o kadar bağırışma'nın ardından yüzlerce surat bize dönmüştü ama bir tek Ozan kafasını telefondan kaldırıp etrafa bakmamıştı.

Zaten dondurma yağmurundan sonra direk eve gelmiştik. Gündüzümüz de mahvolmuştu.

Banyodan çıkmaya hazırlanırken havluyu belime doladım. Umarım halama yakalanmam. Halam küçüklüğümden beri beni ne zaman havlu ile görse 'ayıp değil mi Özgür ' der. Bunu ilk kendi başıma banyo yaptığım da, yani 10 yaşımdayken söylemişti.

İnsaf be hala. Havlu elbise gibi olurdu bir de. Bu düşünceyi pas geçerek banyodan çıktım ve odama yöneldim. "Özgür," kafamı yavaşca arkaya döndürdüğüm de Derin'i gördüm. "Bence odaya girme."

Tek kaşımı kaldırıp "Neden ?" diye sordum. Derin kollarını bağlarken "Bak da gör." dedi. Tamam şuan merakım tavan yapmış durum da, ama en fazla ne olabilir ki ?

Derin'e garip bir bakış atarken, onun suratın da tüm yüzünü kaplayan bir gülümseme vardı. Elimi kapının kulpuna atıp açtım. Aman Allah'ım !

Çabuk şu dakika vurun beni, öldürün. Bir sürü kadın aşilesi odama akın etmiş, bana bakıyorlardı. Halam, diğer halam, teyzem, yengem arada zenci bir kadın... Zenci bir kadın mı ? Yok esmermiş o. O kim lan ?

Halamın gözü beni baştan aşağı süzerken "Özgür, ayıp değil mi ? Evde genç kızlar var, niye böyle dolaşıyorsun ?" dedi. 8 yıllık gelenek bozulmayıp devam ediyordu. Annem laf'a girerek "Özgür, git üstüne birşey giy evladım. Kadınların karşısında böyle durulur mu ?" dedi.

Ben gözümü bile kırpmazken, odamın işgal edildiği ilk gün olarak bu günün tarihi aklıma kazıdım. Sonunda kendimi toparlayıp, silkindim. "Anne benim odamdasınız ve duş aldım ?" 5 - 6 kadın hala aynı şekilde bana bakmaya devam ediyorlardı.

Kafan Mı Güzel Lan ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin