Yolculuk

114 10 0
                                    

Uyandığımda camdan bakınca havanın bulutlu olduğunu görüyorum. Kendimi çok cesur hissediyorum. Lacivert pijamasıyla saçı dağılmış bir şekilde boğuk ve endişelibir şekilde uyanıruyanmaz boğuk bir sesle konuşmaya başlıyor.

"Hemen burdan gidelim.Çantanızı toparlayın yoldan yiyecek birşeyler alırız."

"Hemen gitmek zorunda mıyız?"diyor Jessica sesi uykulu çıkıyor.

"Nereye gideceğiz?"

"Başladı yine meraklı. Yine kalacak bir yer bulacağız.Yerimizi anlamamaları için her gece yer değiştireceğiz." diyor Nick.

"Ne?! Nasıl yani? Daha ne kadar evden uzakta olacağız?"diyor Jessica. Sesinden bile evini, Sam'i , ailesini özlediği belli oluyor.

"Bir süre böyle idare edeceğiz. Belki bir belkide iki hafta. Bize alışsan iyi olur." sesi çok sert çıkıyor Jason'ın. Anlaşılan karşılık alamaması onu yıpratmış. Hepimiz hazırlanmaya başlıyoruz. Bu gün kolyeyi, rüyayı onlara anlatmam ve onların yeteneklerinin ne olduğunu öğrenmem lazım.

***

Sırayla valizleri aşşağı indiriyoruz.Biz aşşağı valizleri indirirken Jason ve Nick'de bir şey kalmış mı diye son kez odaya göz atıyor.Aşşağı ilk kez sağ salim iniyorum. Arabayı açması için Jason'a bağırıyorum. Bagajı açtığımda siyah büyük bir poşet gözüme çarpıyor.Valizlerin sığması için poşeti çıkarıp kenara koyuyorum. Poşet baya ağır. Hatta kaldırmakta çok zorlanıyorum.

"O ne ?" diye soruyor Jessica.Yavaşça poşetin ağzını açıyorum.

"Silah"diyiveriyorum. Sesimin bu kadar sakin çıkmasına ben bile şaşırıyorum.

"Silah mı?" diye ciyaklıyıyor Jessica. Ardından Nick ve Jason'ın geldiğini görüyorum."Negant Revolver" gibisinden bir şey fısıldıyor. Silahları poşetin içinden incelediğimde. Eski kovboy filmlerindeki silahlara benzediğini görüyorum. Tutuş yerinin üzerinde bir silindir var. Rengi bakır rengine benziyor. Atış yapıldığında silindir dönüyor. Bunu filmlerden hatırlıyorum.

"Evet. Kendimizi nasıl savunacağımızı sandınız? Yumrukla felan mı? Karşılaşacağınız şeyler emin olun silahla bile zor öldürülecek şeyler." diyor Nick. Ama içime çok büyük bir soğukluk giriyor. Yani o kelimeyi duyunca."Öldürülecek" kelimesini. Dona kalmış olmalıyım ki  Nick elini yüzümün karşısında sallayarak:

"Ne o bücür korktunmu?" diyor. "Ben korkmam." diye geçiriyorum çatık kaşlarımla içimden.Göz teması yaptığımız için ne dediğimi anlamış olmalı. Bir anda ben bile ne yaptığımı anlamadan bir silah ve 3 kurşun alıyorum. Üçüde bana şaşkın şaşkın bakıyor. Kurşunun nereye yerleştirildiğini biliyorum. Nereden bildiğime gelince küçükken izlediğim kovboy filmlerinden olsa gerek. Silahı iki elimin arasına sıkıca alıyorum. İleri doğru tutuyorum. Gücü damarlarımda hissediyorum. Sanki yıllardır atış yapıyormuş gibi bir havam var açıkçası. Ellerimi ileri doğru tuttuktan sonra otel kapısının yanındaki küçük çerçeveyi hedef alıyorum. Planıma bakarsak çerçeveyi yere düşürmek istiyorum. Solumda hala onların bana ' Ne yapıyorsun' der gibi baktıklarını görüyorum. Onları pek umursamadan ateş ediyorum. BUM! Silah geri tepiyor ellerimi göğüs kafasemi çarpıyorum. Tabiki de ilk denemde başaramayacağımı biliyordum. Zaten bunun için 3 kurşun koydum. Nick ile Jason kıkırdıyolar ama hala beni izlemekteler. Jessica ise endişeli gibi gözüküyor. İçinden " Ne yapmaya çalışıyor bu kız! Yine kendimi kanıtlayim derken bir sakatlık çıkaracak" dediğini anlıyorum. İkinci kez ellerimi öne uzatıyorum. Bu sefer silahı daha güçlü tutuyorum. İçimden kendime gaz verirken tek gözümü kırparak hedefi nişan alıyorum ve BUM! Bu sefer geri tepmiyor ama çerçeveye değil kapıya denk geliyor. Nick alayla beni alkışlıyor. 

ASİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin