Yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Geri dönemediğim okurlarım varsa özür dilerim. Panelim bir anda birbirine giriyor yetişemiyorum. Bölümler her salı gelecek ama 2. Bölüm bonus bölümdür.
Hadi iyi okumalar.
...
Yorulmuştu ve gördüklerinin onu yanıltmış olmasını canı gönülden dilemişti. Kendini kandırmaya kadar varmıştı düşünceleri Kılıç'ın.
"Neredeyse mal varlığının yarısı gitmiş." dedi Kılıç.
"Ama Koray için aynı şey geçerli değil. O hep kazanmış." dedi Kartal eli çenesinde dikkatle bilgisayara bakıyordu.
"Hile yapmış olamaz. Krupiyerleri kendim sınavdan geçiriyorum ve onlarca kişi gözetim altında tutuyor. Kaç tane adamım garson diye dolanıyor ortada. Hiç biri mi fark etmedi yani? Aklım almıyor olamaz!" dedi Kılıç başını iki yana sallayarak. Kartal adama göz ucuyla baktı. En nefret ettiği şey kumarda hileydi. Ustası olsa da bu hiç bir şeyi değiştirmiyordu. Kendi mekanında hiç kimse hile yapılmasına izin vermezdi.
"Ya iyi oynuyor yada krupiyerlerinde çatlak var." Kartal, kumarda asla kaybetmezdi. Zeka en önemlisiydi. Bakışlar... Mimikler... Kendisi bunu biliyordu peki ya Koray? Çok az insan her oynadığı oyunu kazanırdı. Bunun için iyi bir zeka ve donanımlı eğitim gerekirdi.
"Olamaz. Olmamalı." Dostunun karışmamakta inat ettiği mesele kendine çevrilmişti. Sakin yapısı kendinin bir uydurmasıydı Kılıç'ın. O, öyle biri değildi. Yaptığı iş yeterince stresliydi ve o günün her anını öfkelenerek geçirmek istemiyordu. Kendini sürekli sakin olmaya teşvik ederek hayatını sürdürüyordu. Aslında acıması olmayan, yanlışa tahammül edemeyen ve cezasız bırakmayan biriydi. Adı gibi keskindi. Legal bir iş yapıyordu ve kimseden kaçmıyordu. Oteline gelende belirli insanlardı. Yine de bu günlere gelinceye kadar, canı yanmış ve can yakmıştı Kartal ile.
"Krupiyer ile sınırlı olmayabilir. Adamlarından da olabilir."
Kartal'ın ağzından çıkanlar ile deli damarı kabarmaya başlamıştı. Yine kendini sakin olmaya, iyi düşünmeye itiyordu. "Belki adam çok zeki."
Kartal arkadaşına çevirdi koltuğunu. "Hiç kaybetmeyen kaç adam tanıdın?"
"Sen, ben bir de hocamız. Ve bir kaç kişi daha."
"Sen, ben ve hocamız... Kendine bak, bana bak, bir de az önce karakteri dönen adama bak. Koray'dan bekliyor musun bunu?" dedi Kartal. Artık tükenen sabrı ona gerçeği kabul etmesini söylüyordu.
"Öldüreceğim onu." dedi dişleri arasından. Gözlerinden kan çıkıyordu adeta.
"Kan yok Kılıç." Net bir sesle ve yüz ifadesiyle konuştu Kartal.
"Sen öyle zannet. Etlerini kurda kuşa yem edeceğim."
"Başlama yine. Kurtlarla kuşlarla uğraşacak olsak bu işi Türkiye'de yapardık."
"Elini sıkıp, aferin mi çekeyim Kartal?"
"Tabii ki Hayır. Önce adamı var mı, varsa kim? Bunlar önemli. Düşünmeden hareket etmememeliyiz. Bence bu işin altından daha çok pislik çıkacak."
"Dur söyleme." dedi Kılıç. Elini alnına götürdü. Ovaladı düşündü. Nefes aldı düşündü. Verdi yine düşündü. Kartal onu izledi.
"Ulan ben dolandırılıyorum. Ben... Kılıç Kayacı..."
Kartal başını salladı. "Kim bilir ne zamandır."
Kılıç koltuğuna yaslandı. "Detaylı bilgi edinelim. Kimsenin haksız yere canı yanmasın. Yarın ilk işim," durdu ve masasına tekrar dirseklerini dayadı. "Yarın degil şimdi." Yerinden kalkarak kapıda bekleyen has adamı Erkan'ı içeri çağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kartal Pençesi - Kitap oldu
ParanormalParanormal #2 Kartal'ın aklında, neden bu kızı daha önce görmemiş olduğu soruları dönüyordu. "Gözleri..." "Değişik, evet." "Değişik değil, eşsiz... Göz kamaştırıyor." Kılıç, dostuna göz ucuyla baktı, başını çevirmeden. "Evet, eşsiz ve seksi. Düşün...