Part 9

2K 60 33
                                    




Hilmi Cem dürtüklendiğini hissederek güne uyandı. Omzunu kavrayan bir el onu uyanması için sarsıyordu sanki ve kendi adını duyar gibi olmuştu.

"Hilmi Cem, uyan artık."

Hilmi Cem yarım yamalak açtığı gözlerini kalbine dokunan sese doğru çevirerek

"Hmm?" dedi. Onun kedi gibi gerinerek uyanmaya çalışması Murat'ı güldürmüştü.

"Günaydın." dedi Murat oturduğu yatağından Hilmi'ye gülümseyerek.


Başkası uyandırsa arkasını dönüp uyumaya devam ederdi ama uyandıran Murat olduğu için gözlerini ovuşturarak kendine gelmeye çalıştı Hilmi Cem. Daha sonra gözlerini Murat'ın güzel gülüşüne çevirerek iç çekti.

"Aydı aydı. Sana da günaydın." dedi uykudan mahmurlaşmış sesiyle.

"Bir saate falan bizi almaya geleceklermiş."

"Niye ki?!" diye sordu Hilmi şaşkın şaşkın yatağında doğrularak.

"E karşı takıma geçiyoruz."

"Haa evet. Unutmuşum ben onu."

"Sen biraz daha uyu en iyisi." diyerek karşılık verdi Murat, Hilmi'nin şapşal gülüşüne. Hilmi Cem barakada hızlı bir göz gezdirerek baş başa olduklarını fark ettiğinde yan bir sırıtışla döndü Murat'a.


"Beraber uyuyalım." Bunun mümkün olmadığını kendisi de biliyordu ama Murat'ın tepkisini ölçmek istediği için şansını denemek istedi.

"Türkiye buna hazır değil, Hilmi Cem." diyerek ayağa kalktı Murat. Ama öyle güzel gülüyordu ki Hilmi şansını zorlamadan edemedi.

"Boşver Türkiye'yi, sen hazır mısın?"


Murat'ın yükselen göğsünden derin bir nefes aldığını anlayan Hilmi Cem bakışlarını yeniden onun yüzüne çıkardı. Evet, şaka yapmıştı ama tabi ki de altında yatan ima apaçık ortadaydı. Gerçi Murat'tan aldığı yeşil ışığın üzerinden yalnızca bir gece geçmişti. Ondan yıldırım hızıyla bir cevap beklememesi gerektiğinin bilincinde, onun düşünerek beynini yakmasını da engellemek adına battaniyesini savuşturarak ayağa kalktı.

"Uyandı mı herkes? Neredeler?"  diyerek konuyu değiştirdi.

*****

Gönüllüler takımına geçmek üzere kamyonetle yola çıkmıştı Hilmi Cem, Murat ve Damla. Üçünün de morali yerle yeksandı ama en çokta Damla'yla Murat'ın modu düşüktü. Damla Sema'sından ayrılmıştı. Murat'ın moral bozukluğuysa karşı takımda ki ismi anılmaması gereken Hakan'dı. Kendince algı oyunlarında uzmanlaşmış olan bu şahıs, Murat adı gibi emindi ki onun üzerine oynayacaktı. Ki daha karşı takımdayken bile başlamıştı oyunlarına.


Murat'ın durgun hali Hilmi Cem'inde canını sıkmıştı. Damla'nın dalgın halde dışarıyı izlemesini fırsat bilerek yanında oturan Murat'ın dizindeki eline uzandı.

Eline dokunan tedirgin parmakları hissettiğinde gülümseyerek Hilmi Cem'e döndü Murat ama Hilmi Cem ona bakmıyordu, gözleri tedirgince tutmaya çalıştığı ele kilitlenmişti. Murat onun gergin bekleyişine son vererek eline dokunan eli avcunun içine hapsetti.


Murat'ın elini kavramasıyla rahatlayarak derin bir nefes veren Hilmi Cem yüzüne yayılan kocaman gülümsemesini durduramadı. Murat onun başı öne eğik, mutlu ve tasasız gülüşünü kalp atışları hızlanarak izledi. Bir anda modu yerin dibinden çıkıp arşa yükselmişti. Şu an ne Hakan umurundaydı ne yarışma ne de başka bir şey. Isınan kalbiyle avcundaki eli sıkarak yeniden önüne döndü ve Hilmi Cem'le el ele ada yolculuğunun keyfini çıkarmaya karar verdi.

Yine, YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin