Yine, Yeniden

Part 11

Ben geldiiiiimmmm! Bayram seyran demedim size bölüm yazdım, eh bunun hatrına yorumlarınızı esirgemezsiniz inşallah 🙄 Umarım beğenirsiniz, iyi ve bol şekerli bayramlar canım HilMurcularım - BB 🍬

*****

Gönüllülerin lanetli günleri hızını kesmeden devam ederken Hilmi Cem'de Murat'ta pozitifliklerini yitirmeye başlamışlardı.

"Bir oyun kazansak gerisi çorap söküğü gibi gelecek." dedi Hilmi Cem oturduğu kum üzerinde elinde bir sopayla kumu eşelerken.
"Açlıktan odaklanamıyoruz ki.." diye sızlandı Anıl ve Damla'da ona katıldı birşeyler mırıldanarak. Hilmi Cem başlarında ayakta dikilen ve gözleri kendi eşelediği kuma kilitlenmiş Murat'a kaldırdı bakışlarını. Bir tepki, bir cevap bekliyordu.

"Benim içimde bugün ki oyunu alacağımıza dair bir his var ama hayırlısı bakalım. " dedi.
"Yemek ödüllerinin canı cehenneme, bugün iletişimi alırsak varya offf.." diyerek oturduğu yerden Murat'ın koluna dokundu Anıl.

Hilmi Cem'in bakışları direk Murat'a dokunan ele odaklanmıştı. Hayır yani, ne gerek vardı ki bunu Murat'a dokunarak söylemeye. Dokunmadan söyleyemiyor muydu? Hem Murat gayette duymuştu onu. Gözlerini devirerek kum eşeleme işlemine devam ediyordu ki Murat'ın sesiyle durdu.

"Sen napıyorsun deminden beri, mezarımızı mı kazıyorsun? Bırak şu sopayı."
Hilmi Cem elinden çekilen sopayla şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdığında Damla bir kahkaha patlattı.
"Fırçayı yedin Murat'tan." diyerek Damla'nın gülüşüne katıldı Anıl da. Hilmi Cem anlam veremediği bakışlarla Murat'a baktığında onun dalgınlıkla denizi izlediğini gördü. Sonra da ağır adımlarla hiçbir şey söylemeden uzaklaştı arkadaşlarının yanından.

Hilmi, Anıl ve Damla merakla peşinden baktılar.
"Ne oldu ki şimdi?" diye sordu Damla cevap bekleyen bakışlarını Hilmi'ye çevirerek. Ama Hilmi'den önce Anıl cevap verdi.
"İletişim ödülü ya, Lera'yı bayağı özledi malum. Oyun için gergin herhalde."

Başından aşağı kaynar suların döküldüğünü hissetti Hilmi Cem. İletişim ödülünde Murat'ın sevgilisiyle konuşma ihtimali aklının ucundan bile geçmemişti. Elleriyle yüzünü ovuşturarak salaklığına kızdı. Sonra Murat'a kızdı. Sonra Anıl'a, bu düşünceyi aklına soktuğu için kızdı. En sonda da Lera'ya kızmaya karar verdi. Kendince güzel bir sıralama yapmıştı.

Uzunca bir süredir Murat'ın kabuğunu kırmaya çalışıyordu ve yavaş yavaş başardığını hissediyordu. Ondan gördüğü sevgi dolu bakışlar, ufak samimi dokunuşlar, hepsi birer başarıydı onun gözünde. Hilmi Cem zafere bu kadar yakınken ne gerek vardı şimdi iletişim ödülünde o kızla görüşmesine.

"Sen bir git istersen yanına Hilmi Cem." diyerek daldığı düşüncelerden onu uzaklaştıran Damla oldu.
"İyi fikir." diyerek kalktı ve Murat'ın peşinden ormanın iç kısımlarına ilerledi Hilmi.

*****

Murat derin ve sakin nefesler alarak hızla çarpan nabzını düşürmeye çalıştı. İletişim ödülünü kazandıkları takdirde Lera'yla konuşma ihtimali vardı ve ona ne söylemesi gerektiğine dair aklında en ufak bir fikri bile yoktu. Hemde onunla Hilmi'nin gözleri önünde konuşmak zorunda kalacaktı! Hilmi'yle yakınlaştığı anlar gözlerinin önüne geldiğinde gözlerini sımsıkı yumarak başını iki yana salladı, sanki zamanı geri alabilecek ya da onları zihninden silebilecekmiş gibi...

Sevgilisiyle ilişkisini bile bitirmeden öyle büyük adımlar atmıştı ki Hilmi Cem'e karşı, kararlarının ne denli sarsıcı olduğunun şu an farkına varır gibiydi. Vicdanında hissettiği ağrıyla yutkunmakta bile güçlük çekiyordu ki
"Murat?" diye seslenerek kendisine doğru yaklaşan Hilmi'ye döndü.