Karşısındaki eski kapı onu kovarcasına sertçe kapandı. Yine alt komşusuyla tartışmıştı. Çok sinirliydi. Siniri onlar ölene dek geçmeyecekti. Buna derhal bir çare bulmalıydı. Yoksa kafayı üşütebilirdi.
Taştan merdivenleri döve döve kendi dairesine çıktı. Alt komşusu diye tabir ettiği insanlar onun gözünde bir grup serseriydi sadece. Hiçbir yararı olmayan serseriler. O yukarıda sonucunun ne olacağını kestiremediği deneylerine odaklanmışken kulaklarını lanet olası bass sesi doldurmuştu yine. Bu durumdan sıkılan doktor, komşularını kaç defa uyardığını tahmin bile edemiyordu. Eğer yaptığı deney fareler üzerinde başarılı olursa ilk işi serseri komşularını da denek olarak kullanmaktı.
Anahtarını kapıdan çıkartıp girişteki dolabın bir tarafına doğru fırlattı. Aynada şöyle bir kendine baktıktan sonra yatak odasına geçti. Yatağa uzandı. Biraz düşündükten sonra kendiyle bu denli çelişmesine de pek anlam veremedi.
-----
Genç adam epeyce yayıldığı koltukta elinde sigarasını tutarken "Gelen kimdi?" diye sordu ve derin bir nefes daha aldı.
"Tabi ki üst komşumuz. Yine!" dedi ve gözlerini devirdi öteki. Masanın üzerine bıraktığı içkisini aldı ve yerine oturduktan sonra tekrar tekrar yudumladı.
"Müzik sesinden rahatsız oluyormuş. Agresifmişiz ve her şeye karşılık veriyormuşuz. Bunu nereden çıkarıyor anlamıyorum. Bunu ona sorduğumda hareketlerimizden ve dinlediklerimizden anladığını söyledi. Ah, bunak!". Aslında adam bir doktora göre oldukça gençti. Sadece yaşlılar kadar huysuzdu.
Müzik sesinden dolayı zaten bağırıyordu. Bu yetmiyormuş gibi sesini daha da yükseltti ve devam etti. "Aptal insanlar bizi ne zaman anladı ki!"
"Hey biraz sakin ol. O da bir yerde haklı sayılır. Satışlar yok denecek kadar az. Paramızı denkleştirip kurtulamadık ki buradan." dostuna dertli bir bakış atıp sigarasını söndürdü. Aslında buraya alışmıştı. Gitmeseler de olurdu.
Yayıldığı yerden zorla kalkıp müziği kapattı. Zaten beatle uğraşmak onları yormuştu. Koridordaki aynanın karşısına geçti ve dalgalı saçlarını düzeltti. Ardından kıyafetinin kokup kokmadığına baktı ve üstüne çeki düzen verdi.
"Haydi kalk biraz hava alalım. Bu arada komşumuz dünyayı kurtarmış olur." diye bir öneride bulundu. Dostu bu fikri kafasında ölçüp biçti ve en iyisinin bu olacağına karar verdi.
Saate baktığında 19.38 di. Oturma odasından çıkıp mutfağa yöneldi. Elindeki şişeyi çöpe atacakken çöpün dolu olduğunu gördü ve dökmek için çıkartmaya yeltendi. Fakat sabırsız dostunun dışarıdan ona seslenmesiyle bundan vazgeçti ve şişeyi çöpün yanına rastgele koydu. Rastalı saçlarını bağlayabildiği kadarıyla bağladı ve dışarı çıktı.
-----
Genç doktor bu kez başaracağını hissediyordu. Eğer bunu başarırsa bilim dünyasının yeni gözdesi olabilirdi. Ancak başarısız da olabilirdi ki bu sefer de başarısız olursa bu deney işini bırakacaktı. Annesine söz vermişti. Ayrıca bu deneylerden kız arkadaşının bile haberi yoktu. Sadece annesi ve ağzından kaçırdığı için alt komşuları biliyordu. Alt komşularını onları polise şikayet etmekle tehdit ederek susturmuştu. Ayrıca onlara nedensizce güveniyor ve özeniyordu. Galiba sinirim de bundan diye düşündü genç doktor. Bir zamanlar yaşamak istediği hayatı onlar yaşıyordu. Fakat şimdiki durumundan da pek şikayetçi değildi.
Yatağından zorla kalkıp laboratuvarına geçti. Gerekli metaryelleri çıkarttı ve eldivenlerini eline geçirdi. Kamerasının kayıt tuşuna bastı ve karşısında biri varmış gibi konuşmaya başladı. "147. gün, denek 52. Önceki deneklerde değişik tepkiler almakla birlikte denek 51'in kılları 5-6 saat içerisinde önce beyazlaştı sonra dişleriyle beraber döküldü. Ardından kalbi durdu. Öteki deneklerden farklı olarak 1 saat sonra 51. deneğin kılları kalbi atmamasına rağmen asıl rengi yani kahverengi olarak çıkmaya başladı. Tahmini olarak dişlerini çıkartmaya başladığı zamanlarda tamamengelişimi durdu. Aynı aşıyı tekrar farklı bir farede denedim ve yanılmadığımı kanıtladım. Ölüm sebebini belirledim ve aşıyı tekrar geliştirdim. 52. denekten de aynı tepkileri bekliyorum fakat bu sefer sonucunun farklı olacağını hissediyorum." dedi ve kamerayı cam kutuya bakacak şekilde yanına bıraktı. Enjektörünü alarak cam kaba doğru ilerledi. Fareyi eline aldı ve enjektörü yavaşça fareye batırdı. Cam kapağı örttü ve kamerayı ellemeden mutfağa gidip kendine bir kahve yaptı. Ardından balkona çıktı ve en sevdiği minderine yayıldı. Saat 19.40 idi. Elinde kahvesiyle gün batımını izlerken çok huzurlu hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öldürme Sanatı (Zombi)
Science FictionHerhangi bir açıklama yapmak için erken. Kitap kapağı yapabilecek olan bana ulaşabilir mi?