"Geliyorum!" dedi ve kapıya ilerledi. Şifreyi girdikten sonra bir adım attı ve tekrar kapıyı kapattı. Karanlıkta kaldığında eski kapıyı eliyle itti.
Karşısında duran genç adama baktı. "Bir şey mi oldu?" dedi.
"Hayır bir şey yok. Çorba yapacaktım Enes için. Hazırından var mı? Yoksa inip alayım." dedi ve saçlarını düzelterek doktora baktı. Onda bir huzursuzluk sezmişti.
"Var. Yardım edeyim." dedi ve mutfağa yöneldi. Komodinde bulunan hazır çorbaların olduğu yeri açtı "Seç birini." dedi ve küçük tencerelerden birini alarak yeteri kadar suyu doldurdu. Ocağı yaktı ve üç kase çıkararak ocağın yanına koydu.
"Ee anlat bakalım neler oldu? Neden hastaneye gitmek yerine bana geldiniz? Polisin bu durundan haberi var mı?" dedi. Genç adam doktoru taklit ederek tezgaha yaslandı. "Kavgayı Mete başlattı. Polisin haberi yok. O anda ilk aklıma sen geldin bu yüzden sana geldik." dedi.
Doktor "Mete nasıl yaralandı? Sen yanında değil miydin?" diye sorarak merakını gidermeye çalıştı. Onun tırstığı bu adamı kim nasıl bu hale getirmişti merak ediyordu. Enes de anlatmakta sorun görmedi.
"İlk kavgada yanındaydım. Adamı hırpaladı biraz. Geride durdum bir şey olmayacağını bildiğimden. Adam geri adım atınca da ayrıldık ordan. Biraz ilerledikten sonra ben sigara almak için ayrıldım. O sırada olmuş işte bulduğumda bu haldeydi." diyerek kaynayan suyun altını kıstı. Kaşık almak için en üst çekmeceyi açtı. Tahmininde yanılmamıştı. Üç kaşıkla beraber bir de metal kepçe aldı. Toz halindeki çorbayı yavaş yavaş suya ekledi.
Doktor anlamışçasına mırıltılar çıkardı. O sırada telefonundan bir bildirim sesi geldi. Temizlikçilerin bir saate geleceğine dair bir mesaj almıştı. Genç adam "Önemli mi?" diye sordu. Doktor kafasını hayır dercesine salladı "Temizlik şirketinden bir saate geliyorlarmış.".
"Anladım." dedi. Çorbayı kaselere böldü. Bulduğu tepsiye koydu. Doktor yanına biraz da ekmek getirdi. Mete'nin yanına geçtiler.
"Mete. Dik otur çorba getirdik." dedi. Enes tepsiyi doktorun çalışma masasına bıraktıktan sonra dostuna yardımcı oldu. "Nasıl hissediyorsun?" derken çorbayı dostuna uzattı.
"Daha iyiyim. Sağ ol." dedi ve çorbasından bir kaşık aldı. Üçü birlikte sessizce çorbalarını içti. Hepsinin çorbası bitince Enes bulaşıkları tepsiye doldurdu ve mutfağa bırakmaya çıktı.
"Geçmiş olsun Mete." dedi doktor. Sesi olabildiğince düzdü. "Sağ ol. Yardımcı olduğun için teşekkür ederim. Ayrıca dün kaba davrandım sanırım. Bunun için üzgünüm." dedi ve ensesini kaşıdı. Açık saçları onu bunaltmıştı.
"Önemi yok." dedi doktor. Rastalı dostu odaya gelince doktora baktı. "Biz artık gitsek iyi olur Bilgin. Her şey için teşekkürler." dedi ve doktora elini uzattı. Doktor da elini uzattıktan sonra "Pekala sizi geçireyim." dedi ve doktor olmanın verdiği iç güdüyle dikkat etmesi gerekenleri sıraladı. Enes dostunun sağ tarafına geçtikten sonra "Hoşça kal." dedi. İki dost sonunda evlerine gelebilmişlerdi. Dostunu yatırdıktan sonra kıyafetlerini ayarladı. Kısa bir duş iyi gelecekti.
-----
Misafirleri gittikten sonra balkona çıktı. Minderine yayıldı ve telefonunu aldı. Kız arkadaşıyla görüşüp bu ilişkiyi bitirmesi gerektiğini düşündü. Zaten tavırları sahteydi ve eskisi kadar onu heyecanlandırmıyordu. En iyisi söylemekti. Yüz yüzeyken söyleyemezdi muhtemelen.
Biraz daha düşündü ve kızı aradı. Kızla gereğinden fazla vakit harcamıştı. Onun üzgün olduğunu anlayabiliyordu. Neyse bu önemli değildi. Kız doktorun görüşüne karşı çıkmayarak doktoru şaşırtmıştı. Ondan itiraz etmesini elbette bekliyordu anlaşılan bir şey diyemeden içine atmıştı. Umursamadı. Artık onu ilgilendiren bir durum yoktu ve rahattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öldürme Sanatı (Zombi)
Science FictionHerhangi bir açıklama yapmak için erken. Kitap kapağı yapabilecek olan bana ulaşabilir mi?