2. Bölüm

264 20 3
                                    

  

   Merhaba :) Hikayemi okuyon yorum yapan ve vote veren herkese teşekkürler ederim. Çabucak yazıcaktım ama yazdığım bölüm silindi o yüzden geç kaldı :( Diğer bölümü daha çabuk yazıcam :) Umarım beğenirsiniz :) İyi Okumalar! :))

    "Evet" Hayır. Ne seçmeleri olduğunu bile

bilmiyorum ki. Ama onun sayesinde içeriye giriyorum. Yupı! Şimdi napmalıyım? Ben girişte dikilirken, yanıma benden biraz kısa, kısa kahverengi saçlı güzel bir yüzü olan siyah etek ve beyaz gömlek ve siyah ceket kobinıyle giyinmiş gözlüklü bir kadin geldi. Elindeki deftere bakarak, "Benim adım Kim Nana sana ön eleme yapıcam. Adın ne? Kaç Yaşındasın? Hangi secmeler icin geldin? Boyun biraz kısa ama sorun olmaz, yüzünde güzelmiş, gözlerin yeşil mi? Ses veya dans yeteneğin varsa kesin seçilirsin"  Adının Kim Nana olduğunu öğrendiğim kadın konuşurken ufak bir tebessümle ona bakıyordum. Çok baskı aldında olmalıydı. Herkesi bulup ön eleme yapması gerekiyorsa... "Adım Rüya. Yabancıyım. 16 yaşındayım. Sesıme güvenim tam. Bana iyi davranın" dedim. "Tamam o zaman beni takip et secmeler 15  dk içinde başlayacak" diyip yürümeye başladı. Peşinden yürürken,kötü kötü bakışlara maruz kalıyordum. Artık öğrendim neden böyle baktıklarını, çünkü çok havalı ve umursamaz biri gibi gözüküyorum.Tam bu sırada yanımdaki kolondan biri bakıp, geri kaçtı. Hemen o tarafa döndüm. Biri saklanıyor, ve ben onu yakalayacaktım tam bir Polis gibi. Sanki bir operasyondaymısım gibi yavaş yavaş kolona yaklasıyordum ki birden önüme biri fırladı, ben o heyecanla yere popomun üstüne düştüm. Kafamı kaldırıp kimin yüzünden düştüğümüme baktım. Biraz önce kolona saklanırken gördüğüm gri eşofmanli çocuktu. "Yahh ben seni yakalayacaktım" diye bağırırdim, yakaladım harika bir polisim diye bağıran çocuğa.. Nasıl bu kadar çocukca davranır? diye düşündüğüm anda çocuk bana dönüp,  "Yerden kalkmayı düşünüyor musun? Ayağa kalk ve önüme geç yoksa seni vururum" dedi. Çocuğun dediğini yapıp ayağa kalktım. Beni nereye götüreceğini merak ettiğim için önüne geçip yürümeye başladım. Yürürken etrafı inceliyordum. Duvarlar altın ve krem renginden oluşuyordu. Kolonlar binayi guzellestırıyordu. Girişin karşısında merdiven ve asansör vardı. Asansör sadece camdı benim binmeye cesaret edemeyeceğim türden yani. Merdivenler saydam beyazdı ve sarmaşık şeklinde yukarıya uzanıyordu cidden lüks görünüyordu. Girişin Sol kısmında (suan yürüdüğümuz taraf) kahverengi aşırı yumuşak görünen koltuklar vardı ve cam masalar. Dümdüz yürümeye devam ederken, "Dur ve sola dön" dedi çocuk. Sola döndüğümde koltukta oturan bir çocuk olduğunu gördüm. Beni buraya kadar getiren küçük çocuğumuz koşarak oturanın önüne geldi ve "Hyung, dediğin gibi Poliscılık oynarken bu unnıyı yakaladım ve sana getirdim napmalıyız?" dedi beni göstererek koltuktakı çocuk arkasını dönme zahmetını göstermeyerek "Önüme getir" dedi. Küçük çocuk koşarak tekrar arkama geçti ve "koltuğun önüne yürü" dedi. Daha ne kadar sürecek bu oyun? Oturan çocuğun karşısına geçip umursamaz ve sıkkın bakışlarla bakmaya başladım. Üzerinde siyah bir eşofman altı üzerinde de kopsonlu bir üst vardı. Kopsonu kafasında olduğu için yüzünü göremiyordum. Kafasını yukarı kaldırıp, kapsonunu çıkarınca onun Zelo ya benzeyen çocuk olduğunu gördüm. O da bana şaşkın bakışlarla bakmaya başladı ve " Sen beni durduran ve merhaba diyip giden kızsın!" "Evet, bendim sizi Zelo ya benzetmıstım de" derken yanaklarım yanmaya başladı ve kafamı yere eğdim. O sırada unuttuğum küçük çocuk "Hyung, Ne ceza verıcez?" dedi. Büyük olan, elini çenesini getirerek düşünmeye başladı. " Imm, Ne ceza versek ki?" küçük olan aklına bir fikir gelmiş gibi zıplayarak (yani gelmiş) " Buldum Hyung, Diğer hyunguma verelim" ne?! ne diyor bu çocuk? Bu sırada büyük olan benim şaşkın yüzümü görmüş olacak ki, şeytani bir sırıtısla" En tatlı ve bi o kadar acımasız cezayı buldun onun için aferım sana" diyip göz kırptı küçük olana artık daha fazla dayamayarak, "Ne sacmalıyorsunuz ya? Bu kadar oyun yeter ben gidiyorum" ve aynı anda yürümeye başladım. Tam iki adım atmıştım ki... Küçük olan, "Hyungum geldi!" diye cıgırmaya başladı zıplayıp Sol tarafı gösterirken... Merakıma dayanamayıp, durdum ve gösterdiği yere doğru döndüm... Bu ara fazla şanslıyım galiba....

I Neej You!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin