11.Bölüm |Geceyi Ört Üstüme

42 10 0
                                    

-26.03.2012 Pazartesi

Ne garip değil mi ? Bir zamanlar en çok sevdiğiniz insan an geliyor en nefret ettiğiniz kişi olabiliyor.Sahi sizce sevdiğiniz birisinden nefret edebilir misiniz ? Yoksa nefret dediğimiz şey aslında aslında aşırı dozdaki kırgınlıklar mı ?

Bugün daha bir heyecanlıyım sanırım.Özellikle dün yaşadığım fantastik olaylar, bugün yüzümde tebessümlere neden oluyor.Dün gece pek uyuyamadım, aklımda hep Ebru vardı.Aşığız tabi çıkmıyor aklımızdan.Aşk diye bir şey var mı sizce ? Yoksa bunların hepsi sadece ulaşana kadar olan anı kapsıyan saplantılar mı ? Ulaşınca biter mi aşk ? Sizi bilemem ama Bence bitmez.Şuda bir gerçek ki eğer aşık olucaksanız; Her canlının bir kere öldüğü bu dünyada, onu gördüğünüz her an ölmeyi göze almanız gerek.Aşık olup, olmamak elimizde olmadığına, bir seçenek olarak bize sunulmadığına göre bugün aşık olucakmış gibi hazırlıklı, hiç aşık olmayacakmış gibi mutlu olmalısınız.

Mutluyum bugün fevzi kahvaltımı bırakmış önce onları afiyetle yedim.Bu sefer bir bardak sütte bırakmış, belli ki fevzi yaşamamı istiyor.Daha sonra yatağa geçtim, Atilla İlhanın "Ben sana mecburum" şiirini Ebruya ithaf ederek içimden 5 kez tekrar ettim.Yine Ebruyu zihnimde canlandırdım, sohbet ettim."Burası zor be Ebrulim, ama senin için katlanıcağım" dedim.Asıktı suratı o sebeple pek yüz vermedi bana.Bir an hiddetlendi, "sen benim hayalkırıklığımsın" dedi.Bozuldum tabi çünkü bunları hakedecek bir şey yapmamıştım.Yada yapmıştım ama hafızam hatırlamama el vermiyordu.Dağılsın bu sinirbozucu muhabbet diye "kırık değildir o çıkıktır, kırık olsa duramazsın" dedim."Duramıyorum zaten Alfa, O yaptığın büyük hata yüzünden ben sensizliğe katlanmak zorunda değilim.Ben seni hayallerimde yaşadım.Yaratandan seni istedim.Dualarımda İlk defa bir erkek ismi geçti.Hayırsız bile olsa ömrü ömrüme yazılsın dedim"

Hayal kurmayı bile beceremiyorum ben, hayallerde bile tartışıyoruz Ebruyla.Zihninde iyi ayarlıyordu bu işi umarım o gelir.Çünkü benim kurduklarım hayalden ziyade kabus oluyorlar.

Fevzi tekrar geldi, "içerde domino oynuyoruz katılmak ister misin" dedi."Domino ismi İtalyadaki bir festival kostümünden geliyor, İtalyanın 1.Dünya savaşında yaptıklarını hepimiz biliyoruz.O yüzden oynamam" dedim anlayışla karşılamış olucak bir şey demeden gitti.Bu Fevzinin bana hiç cevap vermemesi uyuzuma gidiyor, bunuda söylemeden geçemiyeceğim.Neyse konumuz bu değil.

Buraya gelmeden önce İts raining man'i çok dinlerdim.Şarkının aklımda kalanlarını söyledim.Bence Geri Halliwell, bu şarkıyı The weather girls'den daha güzel söylüyor.Ben bunları düşünürken dışardan sesleri geldiğini duydum.Hemen odanın dışarsına çıktım karşımda Seda duruyordu.Gözaltı torbaları şişmişti, yüzü iyice solmuş ve bir hayli zayıflamış gibiydi.Elindeki plastik bardakla karşısındaki saksıya odaklanmış öylece bakıyordu.Yanına gittim "hayırdır ne yapıyorsun" dedim."Kaynımın oğlu evleniyormuş, Londraya, memlekete gitmem lazım" dedi."Sen yozgatlı değil miydin ?" diye sordum."Evet londra, yozgatın bir ilçesi değil mi ?" dedi.Sedanın bu hallerine üzüldüm ama bozmakta istemedim."Evet bir an unutmuşum fatih caminin orda, merkezde" dedim.Fatih cami her yerde vardır, Yozgattada olma ihtimalide yüksek.Bir süre ikimizdede konuşmadık fakat ben dayanamadım."Sen gidersen biz ne yapacağız ? dedim."Ben önemsiz biriyim, hem niye gitmeyeyim ki ?" Dedi."Sen burası için herşeysin.Kayseri için mantı neyse, sende burası için osun" dedim.Alaycı bir tavırla dudaklarını oynattı."Böyle olmadığını ikimizde biliyoruz, öyle bir şey söyle ki gitmeyeyim ?" dedi.Uzun süre düşündüm ve "gitme" dedim.Anlamsızca yüzüme baktı "gitmemem için güzel bir neden" dedi. "Gitme, hem londraya göre burda ezan daha erken okunuyor.Ramazan ayını düşün" dedim."Yanlışın var Yozgatta ezan daha erken okunuyor, hem bunlara gerek yok ben ramazanda seferi sayılmak için şehirlerarası seyahat eden bir otobüs firmasında şoför olarak çalışacağım" dedi.Zeki kızın hali başka oluyor tabi, maşallah kafa zehir."Bir anlaşma yapalım seninle, eğer burda kalırsan, sana teknoloji çağı adı altında hemen hemen her sektör gelişirken çorap sektörünün hiç gelişmemesinin nedenlerini anlatırım" dedim.Bu teklifi baya bir ilginç karşıladı "Buna hayır diyemeyeceğim, kalıyorum" dedi.Böylelikle onu ikna etmiş oldum.Bir süre konuştuktan sonra yanından ayrılıp odama döndüm.

4 Odalı YalnızlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin