Seda durgun birisi az konuşur ama bir konuştuğu zaman küresel çapta bir etki yaratır.Konuşmak için yanına gitmeye karar verdim ağır adım ilerledim.Bir baktım seda görevlilerden birisine burdan 72t geçer mi diye soruyor aklı sıra taksime gidecek.Yemin ederim deli bunlar, gram akılları yok.Burda Delilerin arasında kaldım.Burdan 72t geçer mi hiç ? Onun durağı benim odanın yanında.Ben bazen gidip geliyorum ama zaten sedada akıl olsa dolmuşla gider.İett çok dolaşıyor.
Vardım sedanın yanına bak dedim seda Taksim planını biraz ertele, daha önemli işlerimiz var, senle konuşmam gereken mevzular var dedim.Çok ısrar edip zorlamadı bir iki kem küm etti arkadaşlar orada ayıp olur felan dedi ama en sonunda ikna oldu.Tamam zaten akbilim de yok, başka sefer gidelim hadi anlat seni dinliyorum dedi.
İlk zamanlar sedanın çok zeki olduğunu düşünmüştüm yönetime ince göndermeleri beni etkilemişti fakat bu 72t olayı bütün düşüncelerimi yerle bir etti ama yapıcak bir şey yoktu onu kaybedemezdim zeki olmasada onu plana dahil etmeliydim.Hem fizikte önemliydi zekasını kullanamasam bile fiziğini kullanabilirdim dediğine göre ilk okul 3'te fiziği 5'miş.
Sedaya hemen kusursuz kaçış planımdan bahsettim.Ona düşen görevi, yapması gerekenleri birbir anlattım.Yaklaşık 2 saat kaçış planı hakkında konuştuk.En ince detayına kadar anlattım beni büyük bir dikkat ve ciddiyetle dinledi arada kendi fikirlerini de söyledi.Bu hoşuma gitti en azından istekli olduğunu gösteriyordu Nevzat gibi değildi.Tam bu sırada fevzinin sesini duydum belli ki buraya doğru geliyordu.Sedayla beni görmesi pek iyi olmazdı o yüzden hemen ayrıldım sedanın yanından bak dedim seda kaçış planımızdan kimseye bahsetme.Senin plana dahil etmemi istediğin noktalarıda düşüncem.Anlamsızca yüzüme baktı ne planı dedi ? Kim kaçıyormuş ? Zeki kız tabi.Bir kez daha zeki olduğunu gösterdi planımız anlaşılmasın diye bilmiyormuş numarası yapıyor.Gerçi seda için alzheimer diyorlar ama bu kadar çabuk herşeyi unutamaz.
Tam sedanın yanından ayrılırken fevziyle göz göze geldik.Tam bana doğru bakıp bir şey söyleyecekti ki ''ya bu ülkede de Tmsf'nin açılımını bilen kaç kişi var ki ?'' deyip lafını böldüm affaladı kaldı.Fevziyi bu şekilde etkisiz hale getirditen sonra odama döndüm.Fevzi ile yaşadığımız o anlar tıpki Ebruyu son gördüğüm günki an gibiydi.Son kez buluşmuştuk Ebruyla, o gün ayrılmak istediğini söylemişti bana. Fevziyle göz göze geldiğimiz gibi onunla da göz göze gelmiştik.''Artık başka biri var hayatımda.Allah seni kahretsin senden ayrılmak istiyorum seni gecenin bir vakti diri diri gömsem yeridir demişti.(O vakit ne koymuştu o laf bana.Sahi onu bu kadar kızdıracak ne yapmıştım ki ?)
O lafı bana söyledikten sonra bu kez ben güldüm ve dedim ki '' Sen beni gecenin bir vakti diri diri mezara gömsen, o kahrolası mezarın içindeyken düşünceğim tek şey ''bu gerizekalı gece gece eve nasıl dönecek, ya başına bir şey gelirse.'' Olurdu.Sende haklısın seni haketmiyorum güzelsin tatlısın insanın baktıkça bakası geliyor bense tam bir baş belasıyım perdedeki korniş kadar faydam yok bu dünyaya.Hepsini biliyorum herşeyin farkındayım.O yüzden sana gitme demiyeceğim yolun açık olsun.
Hiç bir şey demedi çekti gitti.Karada ölümü bekleyen su kaplumbağası gibi kala kaldım.Zamanında şah ismail yavuz sultana selime hediye diye dışkı göndermiş, buna ithafen sultan selimde lokum gönderip yanına bir not eklemiş ''herkes yediğinden ikram''eder.O an kendimi şah ismail gibi hissetim, öylesine perişan öylesine bitkin...
Herşeyi düzeltmeye çalışırken berbat etmiştim, güzel günler isterken güneşimi kendim batırmıştım.Sonra boşver be Charles Darwinde iyi bir rahip olmak istiyordu ama bak ne oldu sonra? diye avutup eve dönmüştüm.
Eve gittiğimde ağladığımı farkettim babam evde yoktu garip genelde bu saatlerde evde olur.Annem ağladığımı görmesin diye banyoya gittim.Baktım bir bir gözümden süzülüyor yaşlar.Bir tokat vurdum kendime dedim "erkek adam ağlar mı lann" hala akıyor yaşlar bir tokat daha vurdum "erkek adam hiç ağlar mı olumm" dedim baktım hala ağlıyorum.Oturdum yere "Erkeklerde ağlarmış" dedim erkeklerde ağlarmış.Ağladım saatlerce...
Attığım tokatlar değilde ebrunun söyledikleri yine yakıyordu canımı "artık başka biri var hayatımda" 5 kelimelik bir cümle bir insanın canını yıllarca yakar mı ? Yakıyormuş.
Ne yapmıştım ki Ebruya? Hala bilmiyorum beni niye bırakıp o çocuğa gitti.Ben kareticiyim yıllarca kareteyle uğraştım.Herşeyi yıkıp,kırdım ama Ebrunun kalbini asla.Kim bilir Belkide çok sevdim diyedir bunlar.Belki de hakedecek bir şey yaptım ama hatırlayamıyorum hafızam el vermiyor.Geceleri ezbere şiirler bildiğimi farkediyorum ama bilmiyorum bu şiirler nasıl ezbere mi girdi.
Çok seviyordum Ebruyu.Bir kayınçonun eniştesini sevdiği gibi.Görümcelerini çaya çağırmayan gelinlerin verdiği tepkiler gibi "ayy gız unutum ya ben onu" öylesine samimi öylesine içten seviyordum.O ay gibi parlayan suratı yok mu ? Her gün hayata umutla bakma sebebimdi.Ben
Fenerbahçeliyim tam 25 ülke dolaştım evrenin yaratılışını en zor matematik sorularını ve birbirine dolaşmış kulaklıkları çözdüm senin nasıl bu kadar güzel olduğunu çözemedim be Ebru.
O sıralar Ebrunun kalbini yeniden kazanmak için nihat doğan sözleri ezberlemiştim ama gururumu yenip yanına gidemediğim için hiçbirini yüzüne karşı söyleyemedim.Gittiği çocuğa çok kızgındım elime bir geçse oracıkta öldürebilirdim.Taşlamanın ustası Tevfik Neyzenin "Ben Sana" adlı şiirini ezberleyip, hayalimde o çocuğu canlandırdım.Hayallerimde önce çocuğu dövüyordum, dövdükten sonra sürekli o çocuğun yüzüne karşı o şiiri okuyordum.
Ben sana bok demem,
Boklar duyar ar eder.
Bir zerren düşse boka,
Onu da mundar eder.
Tanrı senin hamurunu
Necasetle yoğurmuş.
Anan seni sıçar iken
Yanlışlıkla doğurmuş.
Neyzen Tevfik
Zordu o günlerde ama geçti gitti artık.Hem Ebru eskisi kadar yakmıyor artık canımı.Belkide tüm bu olanlar sebebi; benim gururumu yenememendir kim bilir belki gitme desem şu an Ebruyla boğaza nazır bir yerde çay içiyor olurduk.Ama pişman değilim, gidene dur demek değnekçikerin işi benim değil.
Odam güzel şu an fırsat kolluyorum sevdanın küçük bir boşluğunda hemen çıkıp sütleri arkadaşların odalarına dağıtıcağım.Süt çok önemli herkesin içmesi lazım.İnsanların yaşaması lazım.Sevda lavaboya gitti anlaşılan yeri boş hemen süt görevini ihya edeyim.Arkadaşların kapılarına Teker teker koydum sütleri artık içim rahat.Odama dönerken aklıma geçen gün tanıştığım melih geldi bir bakayım dedim bahçede mi çıktım bahçeye fakat yoktu.Döndüm hemen geri odama içerde malum vardı kaşlarını çatmış beni bekliyordu belli ki pusu kurmuş koyduğum sütleri öğrenmiş.Bu adamın ne derdi var benimle ? İnsanların yaşamalarına niye bu kadar karşı.Belki konuyu dağıtırım diye Christopher Nolanın efsane filmi Dark Knigth filminden bahsetmeye çalıştım tam Heath Ledger'in müthiş performansından bahsedecektim ki yapıştırdı yumruğu suratıma " lan sen bela mısın şerefsiz çıkmasana şu alanından!! akıllanman için öldürmem mi lazım seni" dedi ve devam etti yumruklara.Dayak yerken hiç karşılık vermeyerek tepkimi gösterdim akıllı bir insanın tek silahı kalemdir dedim usulca yedim dayağımı.Tepki göstermememin bir diğer nedeni de korkaklık olabilir ama önceki söylediğim daha bir hoş duruyor o yüzden biz onu baz alalım.Zaten tepki gösterecek gücüde kendimde bulamıyordum.Çünkü buraya geldiğim günden beri nerdey dayak yemeden bir günüm geçmiyordu.Malum iyi dövemiyor, babam daha iyi döverdi emekli manavdı herhalde ondan.
Malum işini bitirip gittikten sonra lavaboyu göstererek "paran komidinin orda çıkarken kapıyı kapat" dedim.Malum dişlerini sıktı "Ya hasbinallah sen sabır ver" dedi tam bir yumruk daha atmaya gelicekti ki, vazgeçti çekti kapıyı gitti.
10 dakikalık bir uğraş sonucu yatağıma ulaştım.Her tarafım ağrıyordu, başımda sanki aşıklar atışıyordu.Bu sefer gerçekten çok kötü bir haldeydim aklıma önce İlhan mansızın 2002'de senegale attığı golü, daha sonra ebruyla geçen güzel anıları getirdim.Bu beni oldukça rahatlattı.Kaçış planımı kafamda canlandırdım benim yerime Robert dawneyi seda yerine Scarlett johansson'u hasanın yerine micheal scofieldi nevzatın yerinede hayat bilgisindeki mennanı koydum.Bir film gibi kaçış anımızı 5 kez hayal ettim her seferinde Çeşitli atraksiyonlarla kaçmayı başardık bu beni mutlu etti böylece uydum savunmasızca bıraktım kendimi gecenin ıssız koylarına.Dalıp gittim rüyalara...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 Odalı Yalnızlık
UmorismoZihinsel karmaşıklığın aydınlığa çıktı tek yer doğruyla yanlışın hikayesi güneşle suyun aşkı