9.Bölüm |Eğer Seversem Seni

58 10 0
                                    

-24.03.2012 Cumartesi

Uzun zaman sonra ilk defa güzel bir uyku çektim.Dayak yemeden uyumak Dünyanın en güzel hissi.Bu sabah yemek koymamışlar, bari süt koysalardı.Ölmemi istiyorlar biliyorum, ama onlara inat yaşayacağım.

Az önce Fevzi gelip gitti."kahvaltı bırakmamışsınız, hayır benle bir probleminiz varsa yüzyüze konuşalım"dedim.Yine hiç cevap vermedi, İki dakika sonra "malum" geldi.Bu saatlerde hiç gelmez niye geldiğini bende anlayamadım.Gelmiş bana tip tip bakıyor, etrafa dikkatlice süzüyor.Belli ki bir şeyler arıyor.En ufak bir hareketimde saldırıya geçiceğini bildiğim için pek tepki vermedim tavana diktim gözlerimi, biraz tavanı inceledim.Düz değildi tavan çıkıntılar vardı, bembeyazdı pek sevmem beyazı.Biraz da dip kısımları inceledim, oralar sararmıştı.Ayar oldum "o kadar para ödüyoruz, bu tavının hali ne böyle! Çabuk düzeltin şu tavanı, hatta burayı dublex yapın" diyerek hizmetçiye fırça atan evin hanımı atarı yaptım.Hiç cevap vermedi, hala odayı inceliyor.Abartısız 20 dakika boyunca odadaki her detayı inceledi, tam gidecekken "bilmiyorum biliyor musun ama insanlar, yemek yer.Hala kahvaltım gelmedi." Dedim.Pis pis sırıttı."Ne güzel diyorsun işte "İNSANLAR" yemek yer" diyerek laf çarptı, gözünde insan bile değiliz primatın.Bu laf çok zoruma gitti ama belli etmedim, alttada kalamazdım."İyi sen yeme o zaman.Senin adına üzüldüm, bana kahvaltı getirmeyi unutma." Dedim.Anında bozuldu.Kendisi bana laf sokmayı meslek haline getirmiş, biz hobi olarak arada laf çarptığımızda adamın zoruna gidiyor.Bir hışımla geldi yanıma, sertçe suratıma vurdu.Yüzümü iki eliyle kavradı başladı duvara vurmaya.Bir yandan vuruyor bir yandan da "Ben seni adam etmesini bilirim" diyor.O sırada Fevzi girdi içeriye sağolsun kurtardı beni bu Mike Tyson'ın elinden.

Fevzi ile malum odadan çıkarken sanki dayak yiyen değilde, dayak atan taraf gibi görünmek için "iki yumrukla kurtulamazsın, yarım bıraktığım işi bitireceğim.Dua et Fevzi geldi, senle çıkışta görüşeceğiz" diyerek meslek lisesinde kavga eden liseli çıkışı yaptım ama bir şeyi unutmuştum.Fevzi ile malum biraz ilerledikten sonra "Kimsinnn lann sen hee kimsin, hepinizin götü kalkmış." diyerek liseli çıkışımı tamamladım.Bunları dedikten sonra kantinciye 5 lira verip 20 lira üstü almış gibi içimi huzur kapladı.Bir an ben bile dayak attığıma inanmıştım.

1 saat geçmeden sağolsun Fevzi getirdi yemeğimi.Açıkmış hemen yumuldum tabi.Yine süt koymamışlar.Kanıma dokundu yine engel olamadım kendime başladım bağırmaya.Anında stajer görevlilerden birisi geldi."Ne oluyor hayırdır" felan diyor."Seni muhattap alamam canım, patronunu çağır bana" dedim."Sesini kes, yemeğini ye bir daha bağırırsan kapını kitlerim" dedi.Bu tehdit susmam için fazlasıyla yeterliydi.Bende Kapadım çenemi, yavaş yavaş yedim yemeğimi.

Yemekten sonra, bir ağırlık çöktü üzerime odadan çıktım salona doğru yürüdüm.Baktım karşıdan seda hızlıca bahçeye doğru gidiyor.Koşarak yetiştim tuttum sedayı "nereye böyle" dedim."Restauranta gidiyorum Randevum var geç kaldım" dedi.Bu kız gerçekten deli, bahçede restaurant olduğunu sanıyor.Halbuki şu an zaten restaurantın tam önündeyiz.Yazıktır deyip hiç bozmadım."Benim bildiğim çok iyi bir kebapçı var seni oraya götüreyim" dedim.Kafasını sallayıp "Olur" dedi.Hemen oturduk bir yere "garsonn" diye bağırdım hemen geldi bir eleman "hoş geldiniz, ne alırsınız ?" dedi "sen alıcağını almışsın, +18 şakalar yapma bize, bak ortamda hanım var birader" dedim hiç cevap vermedi.Döndüm sedaya "sedacığım çeyrek ekmek arası tavuk döner yer misin ? dedim.Yine "Olur" dedi.Bu kez garsona döndüm "bize bir çeyrek ekmek arası tavuk döner birde 1,5 porsiyon kuzu pirzola" dedim."Tamam efendim" deyip gitti garson.

Garsonu beklerken bir muhabbet açayım diye düşündüm "Engin Altan Düzyatanın babasıda, çocuğuna isim mi vermiş yoksa şarkıya nakarat mı yapmış belli değil" dedim bu sohbet konusu ilgisini çekmemiş olucak ki cevap vermedi belki ilgisini çeker diye "Şu gökyüzünde ufak gördüğün güneşin, sana koskocaman gelen bu dünyadan 330bin kat daha büyük olması ne ilginç değil mi ?" dedim.Şöyle bir baktı bana "özledim" dedi."Özledim" ne alaka şimdi ?Konu buraya nasıl geldi anlayamadım.Sonra biraz düşündüm; konu oraya gelmemişti, konu zaten hep ordaydı.Burda bitip tükenmeyen tek şey özlemdir.Yemek biter, dayak biter, süt biter ama özlem asla bitmez.Onu anladığımı ima eden bir bakış attım ve "neyi özlüyorsun"dedim."Dışardayken özlemediğim herşeyi" dedi.Çok güzel bir cevap vermişti.Bu cevap zaten herşeyi özetliyordu.Eğer buradaysanız eskiden dışarda yaptığınız rutin şeylerin hepsi anlam kazanır.Dışardeyken önemini pek anlayamazsınız, fakat buradan baktığınızda herşey bambaşka gözükür.Sedayı teselli etmek istedim fakat bunu nasıl yapacaktım ? Kendimde bu yaradan muzdaripken onun yaralarını nasıl saracaktım.İnsan hiç babasının etiği küfürleri, annesinden işittiği azarları özler mi ? Burdayken onları bile özlüyorsunuz.Sedaya en çok kimi özlediğini sordum "Babamı" dedi, "babamın en kötü huyu soyadıdır :) Mustafa Kirli :) diğer herşeyi dört dörtlüktür" dedi.Oda benim gibiydi annemle Ebruyuda özlemiştim ama en çok babamı özlemiştim.Küçüklüğümden beri kahramanımda, idolümde rolmodelimde, hayranı olduğum grupta, en sevdiğim filmde, en çok dinlediğim şarkıda, tuttuğum takımda babamdı, hepsi babamdı.Ne çok özlüyorum seni ah bir bilsen baba.Keşke malum değilde yine sen dövsende tokat attığında o öpmeye kıyamadığım ellerinin sıcaklığını yüzümde hissetsem.Ah babam ah.Neyse Ortam iyice Hakan altun şarkıları duygusallığına büründü.Bu duygusal ortamı dağıtmak sedayı bir nebze güldürmek için "Bir babanın evladına bıraktığı en önemli şey, tertemiz bir soyadıdır.Baban sana onu bile çok görmüş :)" dedim.Bana baktı bir şey demedi.Biraz inceydi espri anlamadı herhalde.

4 Odalı YalnızlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin