Şarkı: Lorde - Sober II (Melodrama)
Greenwich kasabası bu gece eski bir tanıdığı ağırlıyordu dar, tenha sokaklarında. Seneler önce koşarak geçtiği bu sokakları seneler sonra yavaş ve temkinli adımlarla tırmanıyordu genç kadın. Daha önceleri bembeyaz tenini süsleyen sarı saçları, yüzünde -kendine göre kusur olan çilleri, her zaman ojesiz ve kısa olan ve çillerin arasında parlayan yeşil gözlerin oluşturduğu masum güzelliğin aksine, bu gece siyaha boyanmış kısa saçlar süslüyordu beyaz tenini. Seneler önce edindiği bir alışkanlık olan kırmızı ruju dudaklarındaydı ama sahte gülümsesini takınamamıştı bu gece.
Alissa Boe.
Gidişiyle mahvettiği hayatları dönüşüyle tekrar mahvedecekti.
*
Titrek nefesimin soğuk havaya karışmasına izin verip defalarca kaldırdığım ama bir türlü cesaret edip dokunduramadığım parmağımı zilin üzerine bastırdım.Pekala ki bu insanlar için alışageldik bir olay olmayacaktı ama Zayn'in beni her koşulda seveceğine emindim. En azından bir zamanlar öyleydi.
Kapı kolu çevrildiğinde gerginlikle çantamın kulbunu sıktım. Zayn'in kapıyı açıp bana dönmesi ve yüzündeki gülüşün göz göze geldiğimizde donuklaşmasını izlemek ölüm gibiydi. Senelerdir durmasını istediğim zaman şu an akmıyordu.
Uzun kirpiklerim mavi lenslerimin arasında kırpıştı. Zayn kapıya doğru bir adım yaklaşıp hafifçe eğilerek bana baktı. Harika, beni tanımamıştı.
Ama onu bunun için suçlamak hakkım olan en son şeydi çünkü en son birbirimizi görüşümüzün ardından görünüşümde bir çok şey değişmişti.
"Alissa?"
Nefesimi tutup gülümsemeye çalıştım ve başımı salladım. "Benim." değişmeyen bir şey varsa o da sesimdi. Hala aynı ince sese sahiptim ama öncekinden çok daha soğuk bir tonlama ile konuştuğumdan emindim.
Dudakları şaşkınlıkla aralanmasıyla elindeki şarap kadehinin düşüp parçalanması bir oldu. Çıplak ayağıyla kırıkların üzerine bir adım atıp bana yaklaştı ve kollarını sıkıca belime sardı.
Zayn yaptığım onca hatadan sonra ayağının parçalanacağını bile bile bana doğru adım atmaya çekinmeyecek kadar seviyor muydu beni hala?Sarılışına anında karşılık verdiğimde senelerdir hissedemediğim bir şey kalbimde çırpınmıştı.
Görüntüsünde çok değişiklik olduğu söylenemezdi. Uzun kirpiklerinin arasından bambi ela gözleri parıldıyordu hala. Yüz hatları belirginleşmiş ve sakalları çıkmıştı. Seneler onu olgunlaştırmış ve güzelleştirmişti.
Burnumu boynuna sürttüğümde yayılan koku beni bir şekilde gevşetmişti. Hala aynı eski tanıdık kokuyu kullanıyordu. Gözlerimi kapattığımda Zayn'in arka bahçesinde oturup erkek arkadaşlarımız hakkında dedikodu yaptığımız o günleri görebiliyordum. O günlere tekrar ulaşabilecek miydim?
Dudaklarının arasından ince bir hıçkırık kaçtığında iç geçirip geri çekildim ve gözlerimi kavisli yüzünde gezdirdim.
"Seni hem pataklamak hem de bir daha gitmeyeceğine emin olana kadar kucaklamak istiyorum."
Burukça gülümsedim, "İyi bir sarılışa asla hayır demem."
İnce kollarıyla beni tekrar sardığında gülümsedim. Benim dostum.. onu seneler önce öylece bırakmanın verdiği mahcubiyete, böyle karşılanmayı haketmediğimin mahcubiyeti eklenmişti. Onun yerinde olsaydım büyük ihtimalle karşımda kendimi görür görmez yüzüme kapıyı kapatırdım ve asla umursamazdım. Ama beni tekrar güvenli kollarıyla sarıp bana evini açmaktan çekinmemişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melodrama || harrystyles.
FanfictionBir gün sırf seni öpmeyi unuttuğum için geri döneceğim.