selalalalalalalam!
sonunda sonunda ve sonunda bilgisayarıma kavuştum. bu da demektir ki, daha sık bölüm gelecek. Bu bölümden sonraki bölüm gerçekten çok çok çok çok ve çok uzun.
iyi okumlar, umarım beklemenize değmiştir.
*
*
*
Şiddetli bir baş ağrısıyla araladım gözlerimi. İnsanlar her uyandıklarında yeniden doğardı. Bense her seferinde tekrar ölürdüm. Bilemedim. Yanı başımda,kafasını Can'ın göğsüne yaslamış sayıklayan Nehir'i gördüğümde bir kez daha nefret ettim kendimden. Elim elinin arasındaydı. Diğer eliniyse Can sıkıca tutmuştu, sanki hiç bırakmayacak gibi.
Ama seven herkes giderdi.
O'nun gibi.
Elimi kıpırdattım hafifçe. Aynı anda ayaklandılar. Tanrıya teşekkür ettim bir kez daha. Onlar yanımda olduğu için teşekkür ettim. Gerçi tanrının beni pek sevdiğini sanmıyordum. Lakin;
Doğduğumda babam bile istememişti beni,
Tanrının isteyeceğini sanmıyordum.
'' Daha iyi misin birtanem?''
O da böyle derdi.
'' Yaşıyorum be Nehir'im''
Gökyüzü olmayan bir insan ne kadar yaşayabilirse tabii.
'' Şey gibi olmadı mı bu 'düştüm ama ayaktayım' ''
'' Kız ölümün döşeğine gelmiş senin dediğin şeye bak Can''
'' Hadi lan oradan turp gibi şuna bak''
Yanağıma hafifçe vurduğunda söylenerek oturuşumu düzelttim. Böylelerdi işte. 40 yıllık evli çiftler gibi tartışır, beş dakika sonra barışırlardı. Ama bitecekti. Her güzel an gibi bu da bitecekti. Zaten Nehir gidecekti. Bir zamanlar beraber gittiğimiz, beraber güldüğümüz yere istemeyerek gidecekti bu kez. Yanında biz olmadan, gülüşlerimiz olmadan gidecekti. Ağlayacaktı belki. Söylemeyecekti bize ama heyecanla dolacaktı. Ve ne zaman beni arasa gülecektim, o ağladığımı anlamasın diye. Kıvırcık saçlarını özleyecektim. Kokusunu,gülüşünü, bakışını özleyecektim.
Ama onun ruhu duymayacaktı.
Solacaktı gülüşlerim ağır ağır.
Kaybolacaktı belki,
Onca duygunun arasında.
Ailesiz yaşamanın ne demek olduğunu çok iyi bilirim.
Ve bunun tekrar olmasına izin veremem.
''Başım ağrıyor.''
''Normaldir''
''Biz çıkalım Rüzgar'la Doruk bekliyorlar''
''Tamam hadi o zaman'' Can yanağımdan makas alırken, Nehir içimi ısıtan bir öpücük bıraktı yanağıma. İğrenç hastane odamdan çıktılar. Henüz daha bir dakika bile geçmemişti ki kapı hışımla açıldı.
'' Dolunay?'' dedi Doruk kafasını içeri uzatıp
''KANKA YAŞIYON MU?!''
Salak gibi bağıran Rüzgar'a dil çıkardım.
''Yaşıyor yaşıyor taş gibi hemde'' güldüm.
''Biraz kalbi kırık ama yaşıyorum işte''
Hafifçe gülümsedi. Kırık bir gülümsemeydi bu. Çok şey gizleyen bir gülümseme. Bolca kırgınlık, bolca acıyı barındırıyordu.
''Takma kafana o aptalı, değmez''
Değerdi. Söylemesi kolaydı tabii. Yıllarını onunla geçirmemiş, en güzel anlarını onunla yaşamamıştı. Ama ben bunların her birini onunla yapmıştım. Nefesim olmuştu o benim. Beni hayata döndürmüştü. Kelimenin tam anlamıyla hayata döndürmüştü beni.
*
*
*
Değdi mi beklediğinize bari?
en sevdiğiniz karakter?
Dolunay?
Can?
Nehir?
Rüzgar?
Doruk?
Bendeniz,
HeraSizi Seviyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(S)ONSUZ (askıda.)
ChickLitSıradan değildik. Kesinlikle öyle değildik. Ama bu sıradışı olduğumuzu da göstermezdi. ~~~~~~~~~~~~ onsuzken sonsuz olan kızın hikayesi