SÜRPRİZ AŞK

4.BÖLÜM

sabah saat 8 sularında kalkmıştım kendime kızarak kalkmıştım tabi orası ayrı yav bir insan yaz tatilinde neden saat 8 de kalkar kendine gel selenay .

her zamanki gibi sabah duşumu alıp şaç bakımımı yapıp çıkmıştım banyodan.
Bazı insanlar hergün bunları yapmaktan sıkılıyor ama ben tam tersine mutlu oluyordum, fantezi dünyam rengarenk bebeğim ;)

Bugün kaanla birlikte üniversiteye gidicektik okul başlamadan oraları öğrenmek istiyordum, koç olarak tabikide kaanı seçmiştim kendime çünkü bu sene onun ikinci senesi olucaktı.
Hayatımda ilk defa her şey bu kadar yolunda gidiyordu ve içimde ister istemez bir burukluk oluşuyordu ne zaman böyle mutlu olsam illa bir bokluk çıkıyordu.
çocukluğumdan beri şanssız , kadersiz bir insandım zaten!

Bugün spor giyinmek istiyordum jean pantolonumu giyip üstünede unicornlu göbeği açık bir t-shir giymiştim unicorn delisi bir kızdım zaten , ayyakabı olarak da adidaslarım kombinimi tamamlıyordu.

çocukluğum arıyor

"aşşşkkım kankaların gülü günaydııın" bu kızın her zaman bu kadar enerjik olması normal mi?
"he kankası günaydın ne bu enerji"
"ayıp ama kankamızıda mı özliyemicez bak melih de burda selamı var"
"ya siz bensiz nasıl buluşursunuz" diye bağırdım
bensiz nasıl buluşulardı ulan kahpeler sizi.
"seni de gel diye aradım her zamanki yerimizdeyiz gizem de gelcek birazdan"
"tamam yarım saate oradayım" deyip kapattım telefonu.

gizem , melih ve tansu . üçüde çocukluģumdan beri arkadaşım ilkokuldan beri . kendileri canımdan değerli insancıklar arkadaştan da öte onlar benim için her şeyimler , her şeyim...

Henüz dahaca bir arabam yoktu ehliyetim de var oysa ki ama babam bana hep kendi paramı kazanıp öyle almamı söylüyor  kendi ayaklarım üzerinde durup iyi bir yere gelmemi sağlıyor.

"baba beni işe giderken sahilin ordaki kafeye bırakıversen bizimkilerle buluşucam" deyip yanağından öpüp kahvaltı masasına oturup bir şeyler atıştırmaya başladım .
"tamam güzel kızım bırakırım" dedikten sonra gülümsedim babama karşı.
"bana yokmu öpücük"
"sana küsüm ama neysee..." deyip öptüm annemin yanaģından .
küsmüştüm ona çünkü kendisinin vazosunu kırdığım için bana epey kızgındı evet haklıydı ama isteyerek kırmamıştım sonuçta vazoyu.

kahvaltımızı yaptıktan sonra babam beni bırakmıştı bizimkilerin yanına.
"hâla güvenemiyorum şu çocuğa"
"hadi ama melih ya bir sevdiremedim size kaanı ne gibi yanlışını gördünüz ki size karşı acaba sen kıskanıyor olmayasın ? " deyip makas aldım yanaģından.
" ne bileyim kızım hislerim kuvvetli benim biliyorsunuz gözüm tutmuyor pek bu çocuğu" deyip göz ucuyla baktı hepimize.
Sadece melih değil gizem ve tansu da pek sevmiyordu kaanı neden bilmiyorum sanki bir şey bilip bana söylemiyor gibi bir hâl takınıyorlardı sürekli.

"ya tamam kapatın şu konuyu açım yavrucaklarım aç"
"zaten hiç doymuyonki gizem anasınısatayım" deyip bi şaplak vurdu tansu gizemin kafasına.
"elinin amınakoyim acıdı"
"gel öpeyim de geçsin kebeleğim" deyip öptüm gizemin kafasından çünkü konuşma pek iyiye gitcek gibi gözükmüyordu .

gizeme hep 'kebelek' derdik çünkü çocukken hiç kelebek demeyi beceremezdi ve bu onda tatlı bir hâl alıyordu . Ağzını yüzünü mıncırdımın kebeleği seni .

bad boy'um arıyor

"efendim sevgilim"
"güzelim hazırmısın geliyorum almaya"
"eve gitme bizimkilerle sahilin ordaki kafedeyim oraya gel "
"tamam" deyip kapattı telefonu.

tam bir öküzdü

ÖKÜZ...!

"ne yani bide buraya mı çaģırıyosun onu" dedi melih sitem edercesine.
"hayır çikolatam okula gidicez beni gezdircek biraz oralarda yabancılık çekmemem için".
melihle genelde birbirimize çikolatam derdik çünkü ikimizde çikolata delisiydik.
"4müzde zaten yine aynı okulda olacağız beraber giderdik" dedi tansu dudaklarını büzerek.
"ya bak ama tripleniyorsunuz yine bidakine de 4ümüz gideriz bu sefer ben sizi gezdiririm yabancılık çekmemiş olursunuz , olar mı"
"olar olar hadi git kanka sen haberlesiriz sonra"
"peki kebeleğim öpüyorum hepinizi" deyip çıktım bizimkilerin yanından.

"kaan!"
"kaan sen naptığını sanıyorsun allah belanı versin senin!" .

acaba selenay ne gördü ? .