Uyuyosun belkide uyuyorum sanıyorsun .
Ruhum izin vermiyor çünkü. kalbim her attıģında gözlerimi her kapadığımda beni bu hâle getiren adam geliyor gözümün önüne .Neden diye sormadan alıkoyamıyorum kendimi.
Madem babamdan intikam almak istiyosun neden beni tercih ediyosun ? Senin canınını ben mi acıttım , hayatını ben mi mahvettim ?
Sende haklısın genelde herkes birinden intikam almak için o insanın en değer verdiği insanı elde edip onun üzerinden intikam almak istemez mi zaten ?
İşte o dakikalardan sonra öğrendim ki kimsenin en değerlisi olup kimseye çok değer verip sevmeyeceksin. Ya değer verilen sen kaybedersin ya da değer verdiğin kaybeder . Ben bugün değer verilen bir insan olarak kaybettiysem ya yarın veya öbür gün benim değer verdiğim biri kaybederse ...
Hayat işte kimi nerden vuracağı hiç belli olmayan üç günlük dünya .
Düşüncelerimden üşüdüğümü anlayınca kurtuldum , daha fazla düşünmeye devam edersem okyanusumun ortasında boģulup gidecektim .
Kolumu çağların belinden çekip kendi üstümde sıvazlamaya başladım . Gerçekten bu kadar kansız bir insan olmak zorundamıydım ya ?
Çağlar hareket edip uyandığımı farketmiş olucak ki tek gözünü açıp gülümseyerek baktı .
Ne gülüyorsun be çocuk vurucam şimdi bi tane o ağzına." ben hemen uyumuşmuyum ya " dedi oturur pozisyona gelerek .
" ya hemen uyumuşsun işe bak , bide bu arada horluyorsun " dedim ayağa kalkarak .
" hah güldürme ben mi ? ben ? yok artık " dedi kollarını iki yana açıp kendini göstererek .
Koçum az sakin dövmedim .
" Sende şu horladığına inanmayanlardansın demek neyse artık gitsek evde kimse yokluğumuzu farketsin istemem " deyip arabaya doğru yöneldim .
Fazla gereksiz konuşmayı seven biri değilim yani aslında çok severim ama yakın olduğum insanlarla severim .
Çağlarla bu konuma geliyor olmamız bile komik zaten , henüz onu hiç tanıdığımı düşünmüyorum. Bana yardım edip gerçekleri öğrenmeme sebep olmuş olabilir ama bu demek değil ki çağları çok seviyorum .
Arabaya sessizce yerleşip çağların gelmesini bekledim hadi ama ya bu kadar uyuşuk olmak zorundamısın cidden ? .
Yarım saat civarı süren yolculuk sonunda nihayetinde eve varabilmiştik peki yarım saatin bana 3 saat gibi gelmiş olmasına ne demeli ?
Beyin her ne kadar yorgun ve yoğunsa hayattan o kadar da bir iletişimini kesmiş oluyorsun ve sanırım bende aynen şuan bu durumdayım .
Arabadan sessizce indik mâlum kimsenin bizi duymaması gerek...
Çağlar önden ben arkadan eve yavaş adımlarla ilerliyorduk , kapının önüne geldiğimizde Çağlar'ın elini zile uzatmasının bana verdiği şokla istemsizce bağırdım .
" dur napıyosun sen ya " dedim elini hızla tutarak .
Çağlar durumu nihayetinde anlamış olacak ki hızla önüne döndü . Ops! burnum! ne ara dibine girmiştim ben bunun bu kadar . Kafamı kaldırıp 'yavaş be hayvan dercesine' bir bakış attığıma eminim .
Elimi kendi eliyle kenetleyip ellerimizi aşşağı indirdi . Anın verdiği şokla ağzımı açıp bir şey diyemedim , hadi ama selenay sen bu değilsin.
" şöyle bakma öpesim geliyo " dedikten sonra kafasını hafif hafif bana doğru eğmeye başladı.
Ne demek oluyordu bu böyle ? Hiç tanımadığım altı üstü iki gündür muhabbetim olan insan beni öpmemek için kendini zor tutuyordu öyle mi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜRPRİZ AŞK
Teen FictionKim tahmin edebilirdiki gecenin bir yarısı evine giren denyonun hayatanın sürpriz aşkı olacaģını...