1.Bölüm

109 3 4
                                    

Keşfetmek için gittiğim ülkede ne yazıkki bir şey bulamadan geri dönmüştüm. Ben kim miyim? Ben Bella. İsabella. Annesi ve babası tarafından hor görülüp yetimhanede anne baba sevgisi olmadan büyüyen kız.

Bir süreliğine bulunduğum kasabada misafir olarak kalacağım. Kasaba her ne kadar ürkütücü ve korkunç olsada kalacak bir yerim olmadığı için bu küçük kasabada kalmam gerekiyordu.

Kasabanın ilerisindeki orman güneş olmasına rağmen karanlık ve sisliydi. Yüzümü gökyüzüne çevirdiğimde ay yavaş yavaş kendini gösteriyordu.

Biraz erzak almak için kasabaya inmem gerekiyordu.

Bulunduğum küçük evden çıkıp kasabaya indim. Güneş etrafı aydınlatabildiği kadar aydınlıktı. Elimdeki sepeti koluma takıp meyve satan kadına meyvelerin fiyatını sorarken başımdaki başlık ile yüzümü saklamayı başarmıştım.

Kadın tam fiyatı söyleyecekken sisli ve korkutucu ormanın derinliklerinden bir at son sürat bulunduğumuz çarşının içine daldı. At ön iki ayağı havada kişnerken çarşıda bulunan bir adam atı "hhooovv" "hhooovv" diyerek sakinleştirmeye çalışıyordu.

Ben atın neden bu denli korktuğunu anlamaya çalışırken bir adam "Robinin atı bu. Ona ormana gitmemesini bunun tehlikeli alucağını söylemiştim."dedi. Sesinden tedirgin olduğu belliydi.

Kasabadan uzaklaşıp sisli ormana giden köprüye baktığımda ormana kıyasla süslü ve gösterişliydi. Yavaş adımlarla ormana giden köprüyü geçiyordum. Attığım her adımda köprüden tüylerimi diken diken eden gıcırtı sesleri geliyordu.

Köprüden geçip ormanın önünde durdum.

Şimdi yapamam gereken tek şey bu sisli ve korkutucu ormanı keşfetmekti.

Bölüm sonu...

Büyülü Orman #Wattys 2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin