Bölüm 3 =)

498 19 9
                                    

Onu gördüm ya aklım başımdan gitti. Dur orda kızım sen aşık olmazsın, unutma bunu. Uzun süredir çocuğa yiyicekmiş gibi baktığımdan olabilir çocuk şaşkın şaşkın bakıyordu bana. Sonra da hafifçe dudağı yukarı kıvrıldı ve sakin bi sesle "Özür dilerim." dedi. Bir özür beklemiyordum aslında. Hani erkeklerin hepsi odundur. Orman kaçkını gibidir. Doğru değilmiş demek ki. Arkadaşlarım söylerdi her erkek aynı değildir diye. İnanmazdım. Çocuk suratıma bakınca hatırladım bişey dememiştim henüz.

-Önemli değil tabi sadece biraz rezil oldum ama bunun bir önemi yok. Tabi yani. :)

-Ha? Hıı sen çarpmamı diyorsun.Ben onun için özür dilemedim. Sabah diyorum. Sakar olduğunu anlamam gerekirdi. :)

Ahhh! Oduuun! Demiştim ben! Ben de ne hemen kendi kendime gelin güvey oluyorsam! Çocuk resmen benimle dalga geçti! Hepsi odun,hepsiiii! Suratına bile bakmadan arkamı döndüm ve yürümeye devam ettim. Biraz ileri baktığımda yanlış yöne gittiğimi fark edince geri döndüm ve yine karşımda duruyor olum senin işin gücün yok mu, gitsene bi! Halime bakıp gülüyor bir de.

-Ne gülüyorsun. Yapıştın mı oraya? Gitsene!

-Çok salaksın. Ona gülüyorum aptal. :D

-Sensin aptal! Kim olduğumu bile bilmiyosun.

-Haklısın. Bilmek istediğimi de söylemedim. Gördüklerim yetti bana. :D

Bu salakla neden konuşuyorum ben? Suratına çok pis bi bakış attıktan sonra "bu sefer doğru olan yöne" gittim. Nehir yemeğini yemeye başlamıştı bile. Şu an onu dövebilirdim. Zaten sinirliyim. En son görmek istediğim şeylerden biri de ben olmadan tıkınmaya başlamış bir dost,kardeş herneyse artık.

-NEHİR! Napıyorsun kanka?

-Sen uzun süre gelmeyince tuvalete düştün sandım. Ben de yemeğimi yemeye başlıyım dedim. Seninki soğumuştur bile. Hadi otur da ye şu yemeğini artık.

-Hım demek öyle.

-Sahi naptın o kadar süre sen?

Şimdi bunları Nehir'e anlatırsam neler olucağını bir düşünelim. İlk önce gülücek. Baya gülücek. Sonra benimle dalga geçicek. Sonra da o çocuğu her gördüğümüzde ona imalı bakışlar atıcak. Ve en az bir ay kafamı yiyicek. Düşündüm de anlatmamak en iyisi.

-Makyajımı tazeledim. Fotoğraf çektim.

-Tuvalette mi ? :D

-Yok iki dakikalığına şu dışarı çıktım manzarayı falan çektim.

Gerçekten de yutmuştu. Hangi mal buna inanırdı ki? Makyajımı tazeleyip dışarda fotoğraf çekildim? Ben olsam fotoğrafları görmeden inanmazdım.

-Eylül. Göstersene fotoğrafları, seçmene yardım ediyim.

Yeahh! Şomağızlı Eylüül! Ne güzel! :) "Gerek yok ya akşam hepsine birden bakarız. :)" dedim. Yine iyi yırttım doğrusu. Yemeğim buz gibi olmuş. Hiiç tadı çıkmadı doğrusu :( Böyle buz gibi yemek mi yenir? Hepsi şu adını bilmediğim çocuğun yüzünden. Aptalmışım ben. Tabi aptalım ya. Odun olmadığını sanmıştım ben onun. Neymiş "Sabah anlamalıymış sakar olduğumu." Sakar olsaydım gözlerine takılıp kalbine düşerdim. AMA DÜŞMEDİM?!?!

Uzun zamandır dedikodu yapmamıştık Nehir'le. İyi oldu ya buraya geldiğimiz. Gerçi yaptığımız şey dediokudu değildi baya baya feslefe yaptık diyebilirim. Yemekler de bitti ve Nehir Hanım ayaklanmaya başladı bile. Acele etmekte üstüne tanımıyorum. Öyle bi acele ki bu otele varmak üzereyiz. Otele geldiğimizde Nehir uykusunun geldğini söyledi fakat saat daha 23.35'ti. Ve benim için gece daha yeni başlıyordu. Ben de Nehir'e biraz burda oturacığımı söyleyip onu postaladım. Resmen postaladım.

Yaz AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin