Milyoner

O gece!

MG ile birlikte partiye gidiyoruz ancak hala endiselerim var. Eger basaramazsam nasıl olacagı gibi. Babamın nutukları, zamanımı bosa harcadıgımı soylemesi... Ancak bu dusuncelerden sıyrıldım ve bu aksam eglenmeye karar verdim. MG'yi daha iyi tanımak istiyorum. Gercekten basarılı biri gibi. Babama ondan bahsettim. Agzı acık kaldı. Qverta'da on dokuz yasında gercekten ust duzey bir calısan vardı. Yani benim neden sansım olmasın ki. Bunu duyunca babam aferin dedi. Ve eger basarmaya dogru gidiyorsam bana ek sure bile verebilecegini soyledi. Babamı seviyorum. Ancak ailenin geri kalanından nefret ediyorum. Nedeni mi? Anlatıyım...

Tam bu dusuncelerin ortasındaydım ki MG'nin geldigini gordum. Selamlastık ve beraber partiye gittik. Partinin girisinde beni "ortagi" diye tanıttı. Sanırım ondan buyuk olmam onu huzursuz ediyor. Ama benim icin hava hos. İceride Charlotte( channel'in müdürü), Francesco (D&G'nin mudur yardımcısı) ve Drake (Francesco'nun "ortağı")  ve MG beraber takıldık.

Onu dansa kaldırdıgımda bana adını, nereden geldigini anlattı. Sanırım bunları bilen tek ben varım. Miranna'yı sevmistim. Cok masum ve hemen kandırılabilir gibiydi. Sanırım bir planım vardı.

Butun gece boyunca tek bir icki bile icmedim ancak Miranna... Cok fena sarhos oldu. Onu evime getirdim. Bana ister istemez Marjie'den bahsetti ve o giderse ne olacagı.

Aslında bir bakıma Marjie'ye borcluydum. Yani beni canavar olan annem ve abilerimden kurtarmıstı. Evet uc kardestik ve en kucukleri bendim. Harika(!) degil mi? Neyse. Miranna bunları soylediginde aklımda bin bir turlu fikir geldi. Elimdeki cinayet romanını okamam pek ise yaramıyordu. Ancak o sırada okudugum bir cumle aklıma takıldı.

Buz parcasıyla oldurulmus. İz bulmamız imkansız.

İz bulmamız İMKANSIZ

İZ BULMAMIZ İMKAMSIZ

Kafamda surekli bu cumleyi tekrarladım. Ve iste o anda buz makinesinin karsısında buldum kendimi. Miranna kutuk gibi uyuyordu. Asla uyanmıcak gibiydi. Ve bu geceyle ilgilide hicbir sey hatırlamayacak... O anda yavasca odama dondum ve siyah pantalon, t-shirt ve eldiven giyip buzu bir sogutucunun icine koydum. Marjie'nin evi buraya cok yakındı. O yuzden yurumeye karar verdim. Gece saat 02.17 idi. Kimse ortalıkta yoktu. Marjie'nin evine giderken ısıkların acık oladugunu gordum. Ne diyecektim simdi. Hemen dusundum. Evet! Kesinlikle bu olurdu.

Hemen kapıyı caldım. Marjie yavasca actı. O anda neredeyse ellerim titriyordu. Hatta neredeyse degil gercekten titriyordu. Ancak sakin olmalıydım.

James?

diye sordu. Meraklandıgı belliydi. Hemen kendimi toparlayıp konusmaya basladım.

İyi aksamlar Bayan Marjie! Rahatsızlık verdigim icin cok ozur dilerim.

Hic onemli degil. Zaten uyuyamıyordum da. Senin bu saatte bura ne isin var?

A-ah ben size birkac dosya getirmistim. Miran-  yani MG benden size bunları acil ulastırmamı soyledi. Sabaha kadar bekleyemeyecegini soyledi. Cok onemlilermis.

Aa-a! Bak merak ettim simdi. Ver bakalım.

İste o anda nefesimi tuttum ve dosyaları veriyormus gibi yaparken kafasına kapının dısındaki saksıyla vurdum. Anında bayıldı. Hemen etrafıma bakıp iceri gectim. Marjie'yi yatak odasına surukledim ve... İki dakika sonra kalbinde bir buz parcası vardı. Benim sapladıgım bir buz parcası. Hemen camı actım. Kilidini bozdum ve bahcede buldugum bir ayakkabıyla cok kucuk asla izi surulemeyecegi ancak bir ayak izinin oldugunu belli edecek sekilde camurdan bir iz olusturdum. Vazoların bir kacını kırdım. Masayı tekmeledim. Ve her yeri dagıttım. Bu sitede herkes rahat etsin diye evlerin arasında en az yuz, yuz elli metre bosluk vardı. Ve Marjie'nin evi iyi bir sekilde yalıtımlıydı. Sanki buyrun beni oldurun der gibiydi.

Oradan cıktıgımda saat 03.17 idi. Ve gene kimse yoktu. Ardından evime geldim ve giysileri yaktım. Kulleri bahceye serptim ve uykuya gittim. Yataktayken kendimi nasıl sucsuz gosterecegimi bulmustum.

Ve gosterdim. Miranna su an kendinden suphe ediyor. Polisler olmayan bir adamı arıyor ve diger calısanlar ise onlar hicbir sey dusunmuyorlar. Hepsi salak ise yaramaz elemanlar. Annem ve abilerimden nefret ettigimi biliyorum ancak bende aynı onlar gibiyim.