"Bana o bakışlarınızı atmayın Bay Min"
Bakışlarını daha çok yoğunlaştırırken bir kenara attığı Moonlight'ın homurdanmalarını duyuyordum. Bu beni mutlu etmişti, o lanet kediyle tam 3 senedir gelin ve kayınvalde gibi atışıyorduk.
"Ama Jennduikee benim...
Yüzüme vuran sinir bozucu güneş ile gözlerimi açtım, pardon açamadım. Gözümün içine giren güneş ile küfrederken elimi siper ettim. Yataktan büyük bir halsizlik ve baş dönmesiyle kalkarken sarsık adımlar ile odamdan çıkıp banyoya doğru ilerledim.
Koridorda yürürken evde yankılanan klasik müzik ile durdum. Bay Min bu saatlerde uyuyor olurdu uyanık olması ters bir durumdu ama bunu umursıyacak kadar halim yoktu. Banyo'ya kendimi atarken ayna da ki iğrenç halime baktım, saçlarım kabarmış ve karışmıştı, yüzüm biraz şişmişti tamamen berbat duruyordu. Suyu açıp yüzüme vurudum ve kendime gelmek için ovuşturdum. Duvarda asılı olan havlu ile yüzümü kuruladıktan sonra banyodan çıktım.
Adımlarımı merdivene doğru yöneltip aşağı indim Bay Min'in bu saatte ne yaptığını çok merak ediyordum. Sarsak adımlarla salona indiğimde müziğin kayanağının mutfaktan geldiğini duydum. Kaşlarımı çatarak mutfağa giderken elinde boyama kalemleri ile kağıtta darbeler yapan Bay Min'i gördüm. Dilini üst dudağında gezdirirken saçlarının önüne düşmemesi için ise şapka takmıştı. Yaptığı şeye o kadar odaklanmıştı ki beni fark etmemişti, kapının pervazına yaslanmış onu izliyordum. Boyadığı kağıtlar bana oldukça tanıdık geliyordu beni de korkutan kısım buydu.
"Bay Min?"
Beni duymayıp işine devam ederken yerimden doğruldum ve onun yanına doğru ilerledim. Umarım ki çizim kağıtları benim değildi. Onun arkasına geçip boyadığı kağıtlara baktığım da benimkiler olduğunu gördüm. İçimde büyük bir korku oluşurken geriledim, Bay Min'in o kağıtları nasıl mahfettiğini tahmin edebiliyordum. Elimi kalbime götürürken konuştum.
"Bay Min!?"
Bay Min yerinden sıçrayarak kalkarken arkasında olan duvara kendini yaslarken ikimiz de birbirimize korkmuş bakışlarımızı atıyorduk. Gürültüyü merak etmiş olan Moonlight ise mutfak kapısının ucundan bize ters bakışlarını attı ve gitti. Bay Min elini kalbine koyarken konuştu.
"Jennduikee kalbime indirdirdin!"
Kalbimde olan elim ile onunla aynı şekilde konuştum.
"Bay Miin sizde benim kalbime indiriyorusunuz!"
Hızlıca masaya doğru gittim ve bir elimi masaya dayarken çizimlere baktım. Gözlerimi kırpıştırdım, kağıtları karıştırarak bakarken dudaklarımda aralandı. Yarım bıraktığım çizimlerimi çizmişti ve boyama işlemini de mükemmel bir şelilde yapmıştı. Bay Min'in kaleminin bu kadar iyi olduğunu hiç tahmin etmemiştim. Yarım bıraktığım çizimleri beni taklit ederek çizmiş, benim çizmediğim karekterleri de büyük bir ustalık ile kendi kalemiyle çizmişti.
"Bay Min bunları büyü yapmadan, yaptığınıza ne kadar emin olabilirim?"
Ona doğru döndüğümde yüzünde ki mahçup gülümseme ile bana doğru geldiğini gördüm.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
