"JEENDUUIKEE!"Sinirle kalemi masaya bıraktım ve başımı ellerimin arasına aldım. İsmim her zaman ki gibi evde yankılanıyordu ve bende bu sinir bozucu durumla birlikte yeni başlıcağımız Koreboo için karekter tasarlıyordum. Eğer karekterleri yarın'a kadar yetiştiremessem sıkı bir azar yiyecektim.
"NE VAR!"
Cevap gelmediğinde nefesimi dışarı verip çizime devam ediceğim sırada yine bağırdı. İç geçirerek saldalyemden kalktım, onun yanına inmessem asla susmucaktı. Uzun koridorda ilerleyip merdivenlerden hızlıca indim. Onu şöminenin yanında duvara uzanmış ama çökmüş bir şekilde gördüm. Elinde su şişesi, baygın bakışları ile tam bir ayyaşa benziyordu.
"Ne var? İki saattir başımın etini yiyorsun! Sana dedim ki çizim yaparken bana bulaşma!"
Baygın bakışları ile beni süzdükten sonra boğazını temizledi.
"Canım sıkıldı"
Tek kaşım benden izinsiz kalkarken dudaklarımı yaladım. Bunun sonunda ne olucağını biliyordum ama şu an sırası değildi. Çizimleri yarıda bırakıp onunla birlikte başka boyutlara ve ya ülkerlere gidemezdim.
"Bay Min nereye gidecekseniz tek başınıza gidin, çizimlerimi bitirmeden bir yere adımımı atmam"
Suyunu içimeyi bırakıp bana kaşlarını kaldırarak baygın bakışlarını attı, ellerimi belime yerleştirdim.
"Ne demek bir yere gidemem?!"
Omuz silktim ve arkamı dönüp gideceğim sırada sırtımdan ayak ucuma kadar olan tanıdık hissi hissettim. Tahmin ettiği şey yaptığını kontrol etmek amacıyla ayağımı oynatmaya çalıştım ama yapamadım. Beni yine dondurmuştu lanet adam. Duyduğum ayaklanma sesi ve adımlarla derin bir nefes aldım. Omzumda onun elini hissederken karşıma çıktı. Baygın bakışlarının yerini yaramaz bir yüz ifadesi almıştı.
"Unutma Jennie ben her zaman istediğimi alırım"
.
"O hissi yaşamadan bir yerlere gidemiyoruz mu?"
Bay Min yüzünde ki şeytani gülümseme ile bana baktı.
"Asıl eğlencesi zaten orda"
Göz devirirken çizdiği halka'nın içine girdim. Elindeki kitap ile etrafda dolanırken odaya kıvırtarak Moonlight girdi. Tamam anladık kedisin de ne bu cilveli tavırlar. Bana kibirli bakışlarını atıp Bay Min'in yanına doğru ilerledi ve onun bacağına sürtünmeye başladı. Bay Min'in ne aradığını bilmiyordum ama o kadar içine gömülmüştü ki bacağına sürtünen Moonlight'ı ayağı ile ileri doğru itti. Moonlight ona ters bakışlarını atarken kıkırdadım. Bana da ters bakışlarını atarken halkanın içine doğru geldi. Bay Min'in elinde ki kitapla deli gibi ne araştırdığı çok merak etmiştim ama tahmin edebiliyordum. Büyük ihtimal yapıcağı büyüler için malzemeler eksikti ve (malesefki) bizde o malzemeyi almayı gidicektik.
"EVREKA!"
Bay Min'in ani yükselen ses tonu ile Moonlight'la yerimizden sıçradık. Yüzünde ki büyük gülümseme ile cebinde ki fosforlu kalemi (benim kalemim olur) çıkardı. Bir dizini havaya kaldırırken kitabı o dizine dayadı ve fosforlu kalem ile bir yeri çizdi. Kalemi hızlıca yere attı ve halkanın içine girdin. Kitabını uzun kabanı büyük cebine koydu, uzun botunun içinden de deyneğini çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yoongi, Cat and Jennie'1
Fanfic"Bana o bakışlarınızı atmayın Bay Min" Bakışlarını daha çok yoğunlaştırırken bir kenara attığı Moonlight'ın homurdanmalarını duyuyordum. Bu beni mutlu etmişti, o lanet kediyle tam 3 senedir gelin ve kayınvalde gibi atışıyorduk. "Ama Jennduikee benim...