Ece
Sabah alarmın sesiyle uyandım. Üzerimi giyinmek için dolabımı açtığımda kıyafetlerimin çoğunun yıkanmış olduğunu gördüm ve bu beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Ama olsun sonuç olarak hala bi kaç kıyafetim vardı dolapta olan. Onlardan bi kaç tanesini alıp giydim. Kahvaltı yapacaktım fakat canım hiç bir şey istemediği için kararımı değiştirip evden çıktım.
Okulun kapısından girip sınıfıma çıktım. Sınıf bomboştu galiba birazcık erken gelmiştim. Sırama oturup müzik dinleyerek kitap okumaya başladım. Tam kitabımı sıraya indirmiştim ki offff yine o herif !
Hemen kitabımı yüzümü kapatacak şekilde kitap okumaya devam eder gibi yaptım. Ama şuan kitap okumayı bırakın nefesimi dâhi tutuyordum. Bi anda kitabı yüzümden aşağı doğru indirerek
Çocuk;Benden saklanamazsın.
Hayır sanki ben ondan saklanıyordum. Ne güzel kitabımı okuyordum. Durur muyum hemen cevabımı yapıştırdım.
Ece;Ben neden senden saklaniyim ki
Bu çocukla konuşurken her zaman sesimin tok ve titrememesine özen gösteriyorum. En azından düşündüğümü başarabiliyordum.
Çocuk;Bak beni halâ dinlemiyorsun. Dün Emre senin evinde ne arıyordu ?
Hıh bi de bu çıktı.
Ece;Sen benim evimi nerden biliyorsun ? Ve Emre'nin benim evime gelmesinden sanane.
Galiba biraz kızdırmıştım. Gözlerinden ateş çıkmak üzereydi. Beni kolumdan tutup duvarla arasına aldı. Ve gözlerini gözlerime dikip konuşmaya başladı.
Çocuk;Bak benim halâ ne kadar tehlikeli biri olduğumu anlamadın galiba. Ben ne diyorsam onu yapacaksın yoksa seni feci şekilde üzerim.
Of hala anlayamamıştım neden ben bir sürü kız var neden ben
Ece;Neden ben ?
Çocuk bu sorum karşısında şaşırmıştı daha doğrusu sormamı beklemiyordu.
Çocuk;Neden sen olduğunu şuan söyleyemem. Ama illaki bigün öğreneceksin. Ama hiç öğrenmek istemeyeceğin bişey.
Normal biri olsa böyle hareketler yapmayacağını göz önünde bulundurarak ondan uzaklaşmaya başladım yavaştan ve biraz ondan uzaklaşınca arkama bile bakmadan sınıftan çıkarak koşmaya başladım. Ondan gerçekten korkuyordum ve onun yüzünden devamsızlıklarım gittikçe arttı sınıfta kalmam an meselesiydi. Eğer 2 gün daha gelmezsem sınıfta kalacaktım ki hiç bir hoca da kalmamam için çaba göstermezdi.
Eve varınca üzerimi değiştirdim ve tabiki o Emre konusunu sormak için Kumsal'ı aradım. Bu sefer telefonu üçüncü çalışta açmıştı.
Kumsal;Efendim kankitoşkoların birtanesi.
Hemen lafa girecektim. Uzatmaya gerek yoktu.
Ece;Benim ev adresimi nasıl başka birine verirsin.
Kumsal cok tedirgin olmuştu. Ne diyeceğini bilememişti. Çünkü telefonda bi anda ses kesilmişti.
Ece;Susma lütfen bişeyler anlat. Beni kendine inandır.
Kumsal;Ben kötü bişey yapmak istemedim. Umarım seni zor durumda bırakmamışımdır.
Ece;Bi erkeğe adresimi vererek daha ne kadar kötü bişey yapabilirsin ki.
Kumsal;Özür dilerim ben... ben ne olduğunu bilmiyorum ama bi daha asla olmayacak.
Kumsal'ın sesi ağlamaklı ve çatallaşmış bir şekilde çıktı. Yapmak istediğim şey onu üzmek olmadığı için
Ece;Tamam önemli değil ama bir daha yapma seni üzdüysem ben özür dilerim.
Benim bu sözlerimden sonra Kumsal'ın sesi biraz daha iyi gelmeye başlamıştı. Tamam ona kızmıştım ama biz onunda kaç yıldan beri arkadaştık bu konu için arkadaşlığımızı bozamam sonuçta.
Kumsal;Ece ben gerçekten cok üzgünüm böyle birşey yapmamalıydım. Bu arada Emre cok tekin birisi değil bu aralar kullandığı maddeleri bırakmıştı ama geri başladı mı bilmiyorum kendine dikkat et. Ben tekrardan özür dilerim.
Şuan gerçekten Kumsal'a çok kızmıştım. Eğer Emre'nin iyi biri olmadığını bildiği halde evimin adresini veriyor of Kumsal of başıma birsürü dert açmamışsındır umarım.
Ece;Tamam kapat telefonu daha fazla kalbini kırmak istemiyorum. Ben sakinleşese kadar da arama hatta bi müddet beni hiç arama sesini duymak istemiyorum.
Içimden bir parça koptuğunu hissettiğimde gerçekten canım yanmaya başlamıştı. Bana bunu nasıl yapardı. Bana hiç mi acımadı. Gözümden bi damla yaş düştü.
Kumsal;Nolursun bana bunu yapma nolursun beni kendinden uzaklaştırma. Herşeye razıyım.
Daha fazla dayanamayarak telefonu yüzüne kapattım. Duvarlar üstüme üstüme geliyordu. Evde duramayarak üstüme bu kot geçirip sokaklarda yürümeye başladım. En iyisi Konak'a gitmekti. Konak'a vardığımda ordaki kayalardan birinin üstüne oturup denizin kokusunu ve sesini dinlemeye başladım. Bu gerçekten insana huzur veriyordu. En sonunda saatin altı olduğunu görmemle kalkmam bir oldu. Saat çok geç olmuştu. Hemen bi dolmuşa binip eve vardım. Evin kapısını açıp içeri girmek için yöneldiğim de bir erkek ayakkabısı gördüm. Ama bu ayakkabı evimin önünde ne arıyordu. Kapıyı yavaşça açıp ses çıkarmadan içeri girdim. Annem ve baban asla bu saatte eve gelmezlerdi. Kimdi bu şimdi bi türlü anlam veremiyordum. Kapının hemen yanında ki gece lambasını elime alıp adım attığımda onun bana doğru yaklaştığını anladım ve geri çekildim. Bana doğru gelmesini bekliyordum. Biraz daha yaklaşınca kafasına gece lambasını indirecektim. Yaklaştı yaklaştı ve kafasına elimdeki lambayı indirdim. Kafasına indirmemle beraber çocuk bi anda yere yığıldı. Ama bu olamaz. Bu nasıl olur. Bu o çocuk ! Hemen bacaklarından tutup salona götürdüm. Ne yapacağımı bilmiyordum. En iyisi onu bi yere bağlayıp polisi aramaktı. Hemen onu koltuğa bağlayıp 155'i aradım.
Polis;Buyrun.
Ece;Ben bi ihbarda bulunacaktım. Şuanda evime hırsız girdi ve ben onu bayıltıp bağladım. Ama acilen gelmeniz gerekiyor uyanmak üzere.
Polis;Adresi alabilir miyim ?
Ece;....mahallesi zemin kat.
Polis;Peki hemen oraya bi kaç polis arabası yolluyorum.
Telefonu kapatıp cebime koydum. Bi oraya bi buraya gidiyordum evin içinde uyanmaması için içimden bütün duaları etmiştim. Bir de uyanırsa onunla hiç başa çıkamazdım. Bi beş dakika demeden çocuk gözlerini açmıştı. Işte ben şimdi boku yemiştim. Of yandım. Çocuğun aklı başına gelince ellerinin bağlı olduğunu yeni fark etmişti. Ve beni de bi anda karşısında görünce zannettim ben nerdeyim burası neresi diyecek.
Çocuk;Bana naptın sen böyle ?
Ilk önce cevap vermek istemedim ama sonradan zaman kazanmak için cevap vermeye karar verdim.
Ece;Seni bağladım.
Çocuk;Onu görüyorum da nasıl oldu bu hiç bir şey hatırlamıyorum.
Çocuğun gözleri bana karşı hem kin dolu hemde şaşkındı. Ay sanki ben onu çok seviyorum.
Ece;Çok da zor olmadı. Kafana lambayı geçirdiğim an yerdeydin. Zorlanmadım yani.
Çocuk bu laflarımdan sonra baya sinirlenmişti. Hatta gözlerinden ateş edebilse edecekti.
Çocuk;Bi de dalga mı geçiyorsun. Kızım ben burdan bi kurtulursam vay haline.
Ece;Allah Allah napabilirsin ki.
Çocuk;Onu da sen düşün yapacaklarımın sınırı yok.
Bu çocuk beni sinir etmekten başka birşey yapmıyordu. Işsiz dünyaya insanları sinir etmek için gelmiş. Ben tam bi şey diyecekken zil çaldı. Bu kimdi ki. Bi anda kafamdan vurulmuşa döndüm. Ben polis cağırmıştım bunlar onlardı. Polisler eve girip salona geldi ve çocuğu çözdüler götürmek üzereydiler ki çocuk bana baya baya beni öldürmek isteyen bakışlarını bana yollamaya devam ediyordu.
Galiba ben böyle olsun istememiştimm.
Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin.