Bölüm 6

0 0 0
                                    

Biz daha evin kapısına gelmeden Cemre'nin cırlamaları buraya kadar geliyordu. "Ya Mert, cidden soruyorum bak bunu. Sen gerizekalı mısın? Mal." Bu kız tam benim kafamdandı. Bu konuda çok şanslıydım. Ben kahkahalarla gülerken bana dikkatlice bakan bir çift yeşil göz dikkatimi çekti. Gülmeyi bıraktığımda ona baktım. Bir süre bana bakmaya devam etti. "Ne bakıyorsun?" Diye çıkıştığımda hafif silkinip önüne döndü. Anlam verememiştim.
İçeri girdiğimizde, Mert televizyonun karşısında yatıyor, Cemre ise yemek yapıyordu. Ben Cemre'nin yanına gittiğimde Kaan da çoktan Mert'in yanındaydı. "Duru, bu çocuk beni delirtiyor. Ök ök öküz resmen ya." Kıkırdadım. Cemre burnundan soluyordu. "Ya kanki sorma. Kaan ayısı da öyle. Tam bir ay ay ayı." Dediğimde Cemreyle ben birbirimize bakıp gülüştük. Gözlerimi Cemre'den ayırıp arkama baktığımda iki çift göz duvara yaslanmış, bizi izliyordu. Cemreyi dürttüm ve o da benim baktığım yere bakmaya başladı. "Ök ök öküz ne kızım ya.." dedi Mert. Kaan da "ay ay ayı ne asıl oğlum" dediğinde bastırdığım dudaklarımı serbest bırakıp sesli bir kahkaha attım. Cemre de, tutmakta olduğu kahkasını serbest bıraktı. Biz katıla katıla gülerken iki öküz de bizimle birlikte gülmeye başladı. Duruldum. Kaan... çok çok güzel gülüyordu. Şu an ona nasıl baktığım, hakkımda ne düşündüğünün bir önemi yoktu. Sadece bakmak istiyordum işte. Bakışlarımı ondan çekmeme Mert'in "Hadi film izleyelim!" Fikri neden oldu. Esnedim, uykum gelmişti. "Gençler ben size katılamayacağım. Çok uykum geldi. Siz izleyin, sonra birlikte izleriz." Dediğimde Cemre 'beni bunlarla bırakma' bakışları atıyordu. Ben de ona dudağımı büzüp 'üzgünüm' bakışları gönderdim. Cemre birden "benim de çok uykum geldi ya. Siz Kaanla bu gece burda kalın, film izleyin ben de Duruyla gideyim." Deyip esneme numarası yaptı. Bu güzel bir fikirdi. "Mükemmel!" Erkeklerin bir şey söylemesine izin vermeden çoktan kapıyı açmıştık bile. Ardımızdan kapıyı kapatıp bizim evin yolunu tuttuk.
Evde olan abur cuburlardan çıkarıp tabağa koydum. Televizyonun tam karşısındaki koltuğa kuruldum. Cemre maskesini yapıp yanıma geldi ve abur cuburlara gömüldük. "Konko Koono nosol bokton gormodom sonmo." Öksürdüm. Dediğini anlamamış gibi yaptım. "Ağzındakileri yutunca konuşalım bebeğim (!)" Cemre gülüp. "Ne söylediğimi biliyorsun işte uzatma." Yanaklarıma pompalanan kanı hissedebiliyordum. Şu an kıpkırmızı olduğuma emindim. Ortaya bir şey atmak için ağzımdan çıkan cümle saçmaydı. "Sanki senin Mert'e olan bakışlarını ben farketmiyorum yaaa" Duru'nun gülümsemesi yüzünden silindi. Ve birden ciddileşti. Usulca beni dövmesini bekliyordum ama verdiği cevap karşısında ağzım beş karış hatta on beş karış açıldı. "O kadar belli oluyor mu?" Yediğim cips boğazımda kaldı. Öksürmeye başladım. Cemre öküz gibi sırtıma vurunca kendime gelebildim. "Sen ciddi misin kızım? Ben öylesine söylemiştim. Yalnız vay bee, yakışırsınız hee!" Gülümsedim. Gülümsedi. "Kanka aslında ben Mert' i zaten tanıyordum." Dediğinde soran gözlerle ona baktım. Anlamış olacaktı ki derin bir nefes alıp anlatmaya başladı. "Ya bak şimdi kanka, biliyorsun ben İzmir' de yaşıyorum. Bir gün sokakta yürürken yanıma bir çocuk geldi. Saat geç. İki buçuk civarı falan, ben de evime dönüyorum. Annemler de evde değil. Herneyse geldi çocuk yanıma ama nasıl sarhoş. Kolunu omzuma attı. Ben de o korkuyla aldım yerden taş vurdum kafasına işte. Çocuk zaten zor yürüyordu, Düştü bayıldı önüme. Ben de korktum tabi. Bir şey olmuştur falan diye, harika vicdanımla aradım bir taksi hastaneye götürüyorum çocuğu. Ben oturuyorum o da kucağıma yatıyor falan, sesimi çıkartmıyorum benim yüzümden bu halde ya çocuk. Ben de durdum, baktım kucağıma incelemeye başladım çocuğu. O an farkettim ki çocuk vahşetmiş yani baya yakışıklı. Neyse ben çocuğu izliyorum taksici amca sürüyor. Çocuk işte arada bir uyanıyor bana gülümsüyor, 'çok güzelmişsin sen' falan diyor. Ben ciddiye almıyorum ama hoşuma da gitmiyor değil falan. Sonra taksici amca durdurdu arabayı, arkaya döndü bana yaklaşmaya başladı. Ben korkmaya başladım tabi. Kaçsam kaçamam kucağımda çocuk başladım ağlamaya. Gözyaşım kucağıma çocuğun yüzüne düştü sanırım çocuk bir uyandı adama bir yumruk çarptı var ya of böyle bir karizmatiklik yok. Ben çocuğa bakıyorum o bana. Birden elimi tuttu indik taksiden koşmaya başladık. Ama dengesini tam sağlayamıyor belli hala baya sarhoş. Sonra bunu bizim eve götürdüm zaten annemler yoktu güzel denk geldi. Sonra o benim odamda yattı ben de salonda. Uyuduk işte. Ertesi gün ben markete gittiğim sırada çocuk çıkmış evden gitmiş. Ama ben daha ismini öğrenememiştim..." ben şaşkınlıkla Cemre'yi dinlerken Cemre devam etti. "Ama sonra biz bir şekilde yine denk geldik. O çok sarhoş olduğu için beni hatırlamıyor ama ben onu hiç unutmadım. Onu seviyor değilim, ama ufak bir hoşlantım var evet. Onu tekrar gördüğümdeki o duyguyu anlatamam." Gözlerim dolmuştu, zaten fazlasıyla duygusaldım. Cemreye sarıldım. "E ne zaman oldu bu olay?" Diye sorduğumda Cemre gözlerini halıdan kaldırıp bana baktı. "Bir kaç sene önce. Mert'e çaktırmadan sormuştum İzmir'e hiç gittin mi diye. O da bir kaç sene önce demişti ananesine gelmiş. Sonra da vefat ettiği için hiç gelmemiş zaten. O geceyi de biraz hatırlıyormuş ama ben olduğumu bilmiyor." Gözlerini tekrar yerle buluşturdu. Birden modunu yükseltti ve telefonunu çıkarttı. Mertle burada çekildiği bir fotoğrafı gösterdi.
"Kadere inanır mısın Duru?"

Fotoğraf multide :**

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 19, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bizim HikayemizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin