O gece ve tüm dünya hiç durmadan her yerde İntikamcılar'ı aradı ama kimse onların izine rastlayamadı.
En sonunda dünyada ki tüm ülkeler onları kırmızı bülten de ilk sıraya koydu en iyi askerlerini en iyi iz sürücülerini görevlendirdi.
Fakat elbette ki bütün çabaları boşunaydı intikamcılar onun yanında olduğu sürece onları baş melek Michael bile bulamazdı ki o cennetin prensi idi.Evin içi de tıpkı dış cephesi gibi eski zamana ait gibi döşenmiş ti fakat biraz daha modern idi, içeri girdikleri andan itibaren hepsinin içi huzursuzdu özellikle de wanda' nın
"burası onun hep hayal ettiği ev " diye düşündü Steve büyük ihtimalle evin bodrum katı ,özel sığınağı, gizli bölgeleri vardı, buna emindi , şu an bile arasa bir yerlerden sekiz dokuz tane silah bulabilirdi , hatta bu evde yer altı geçiti bile vardır diye düşündü Steve, buna şaşırmazdı doğrusu
Markus onları onları büyük salona yönlendirdi, Steve ve Bucky salona adımlarını attıklarında donup kaldılar, burası gerçekten onun hayal etti, hep arzuladığı ev idi.
On iki , on üç yaşlarında o yakın dövüş eğitiminde iken Elizabeth'in yaptığı bir iki çizim bulmuşlardı, Elizabeth bir ev çizmişti , mükemmel bir ev,aslında sadece bir odayı çizmiş ti ,çizdiği geniş bir salondu , Fransız balkon camlar,Victoria tarzı oturma grubu , güzel bir İran halısı, harika gözüken dantelli perdeler -bunlar eski tarz dı -oturma grubuyla aynı olan Gümüşlük ile sehpalar, ve mükemmel taşlara sahip bir avize, salona üç renk hakimdi , Kırmızı, Yeşil , Siyah, ve eşyaların hepsinde tek bir oyma motif vardı Gül. duvarların birbirleri ile birleştiği köşelerden simsiyah güller çıkıyordu, avize nin tavanda ki çıkıntısında da kıpkırmızı bir gül vardı.
Ve Steve ile Bucky şu an o gördükleri çizimin canlı versiyonuna bakıyorlar dı
"Rahatsız olmayın lütfen oturun"
Markus bir kılıç kadar keskin gerginlikte bile nazik olmayı başarıyordu,tıpkı Steve'in bu olaylardan önce ki hali gibiydi elbette ki daha uzun ve daha esmer hali.
Bazıları oturdu Natasha ise oturmadı ama ağzını açtı
"Evin sahibi gibi konuşuyorsun, ama değilsin ne o asıl sahip bizimle konuşmaya tenezzül etmiyor mu ?"
"Natasha!"
"Ne var Clint ! Haksız mıyım o bu evin sahibi değil , o kadın bu evin sahibi"
"Yanılıyorsun Markus'da bu evin bir sahibi, bu evin dört sahibinden biri "
Wanda'nın bakışları konuştuğu tüm süre boyunca tek bir noktaya kilitlenip kalmıştı, tam karşısında ki duvara. Gözlerini duvardan ayırmadan - ayıramadan- kafasını yana yatırdı , orada bir şey vardı tüm bunları ona orası söyletmişti,
"Markus,du-duvar da ne var ?"
Bunu öyle bir korku ve panikle sormuştu ki kendi de dahil herkes şaşırdı Elizabeth hariç yani.
Markus'un az önce ki nazik halinden şimdi eser kalmıştı , kafasını sol omzuna doğru çevirdi saçları yüzüne düşerken, yüzünde farklı bir ifade vardı sanki keder ve özlemin birleşimi gibi(medya )"Neden sordun? "
"Bil-bilmiyorum , orada her ne varsa beni tedirgin ediyor ve-"
"Duvar da sadece koruma büyüsü var başka da bir şey yok yerinde olsam üstelemezdim duvar da ki büyü çok güçlüdür sana zarar verebilir "
Ardından arkasını dönüp yürümeye başladı Wanda arkasından titrek bir ses ile seslendi
"Büyüyü o mu yaptı?"
Markus durdu ve omzunun üzerinden kıza ela gözleri ile kısa bir bakış attı
"O...ve ben "
Sonra gitti .
On beş dakika sonra geri geldigin de eski haline dönmüştü Elizabeth hala otada yoktu
"Hepinizin odası hazır, kadınlarınızın güvende olduğunu tekrardan belirtmeliyim , zaten onları da bir haftaya kalmaz buraya getiriz, şimdi isterseniz ben size odalarınızı , göstereyim malum gece oldu, bu arada giyecek sıkıntınız yok yarın hepinizin vücud ölçülerine ve zevklerine göre gardıroplarınız doldurulacak,şimdilik ise oda da bulunanların size yemesini umuyorum -"
"Neden bize yardım ediyorsun?"
Wanda nın sorusu Markus'un sözlerini böldü
"Size ben yardım etmiyorum Wanda Hayır , ben değil O ediyor"
Bir an herkes sustu
"Tamam Yüzbaşı ve Çavuş siz en üst katta ki odaları alacaksınız, Ajan Romannof ve Barton siz orta katta ki yan odaları,beni takip edin... Yarbay sizin odanız bay stark ile şurası... "
Hepsini odasına yerlestirdiğinde hızla Elizabeth'in yanına bahçeye gitti,güzel kadın ağacın kenarında Ay ışığınını seyrediyordu , meleksi sesiyle konuşmaya başladı
"Hepsi odasında değil mi Markus ?"
"Öyle emin olabilirsin istediğin gibi hepsini senin seçtiğin odalara yerleştirdim "
"Teşekkür ederim canım"
"Rica ederim , ama yalnız Rogers ve Barnes'ın salona girdiklerinde ki yüz ifadesini görmeliydin ikisininde Nutku tutuldu"
Güzel kadın cevap vermek yerine yorgun bir şekilde gülümsemeyi seçti, sonra Markus ciddileşti
" ayrı olarak hepsi çok tedirgindi hissetim hepsi huzursuzdu özellikle Maximoff kızı , salona geldiği an gözlerini bir an olsun duvardan ayıramadı , hatta bana duvarda ne var diye sordu koruma büyüsü dedim , bayagı korktu sanırım"
"Yakında alışırlar merak etme"
Markus sessiz adımlarla Elizabeth'in yanına gidip ona arkasından sarıldı ve çenesi'ni kafasına dayadı.
İntikamcılar elbette ki alışacaklardı.
Zorundaydılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Nightmare ( Marvel ) - Düzenleniyor -
Fanfico ikinci dünya savaşından kopup gelmiş bir ajan, ölümle arkadaş olmuş bir katil,herşeyini kaybetmiş bir kadın... Dünyanın en güçlü kahramanları olabilirsiniz ama inanın bana Nightmare'e bulaşmak istemezsiniz... O ne Loki'ye benzer ne de Ultron'a...