o ikinci dünya savaşından kopup gelmiş bir ajan, ölümle arkadaş olmuş bir katil,herşeyini kaybetmiş bir kadın... Dünyanın en güçlü kahramanları olabilirsiniz ama inanın bana Nightmare'e bulaşmak istemezsiniz... O ne Loki'ye benzer ne de Ultron'a...
Her saniye daha da hızlanarak atan ve adeta 'bu işin içinde bir iş var'diye bağıran kalbini umursamadan önündeki yazıları okumaya devam etti Fury'nin onalara verdiği dosya -gerçi dosya değil de kitap dese yerinde olurdu- bir kişi için fazlaydi bu yüzden eşit bir şekilde dosyayı bölüşmüşlerdi ve bucky ile Steve'in aldığı bölümde hedefleri hakkinda öyle bilgiler vardı ki, Fury'nin kullandığı tabir tam oturuyordu , yine de okudukça onlara tanıdık gelen şeyler vardı ' saçmalama o öldü ve sen bir yemin ettin unutma 'diye düşündü ikisi birden ardından steve ikinci kez bölünen konsantrasyonuna sinir olarak elindeki dosyayı sertçe masaya bıraktı . Bucky'e döndü odaklanmıştı
"Verdiğiniz tepki de haklı olabilirsiniz Yüzbaşı."
Markus'un sesiyle irkilen Steve kafasini adama taraf çevirdi,Bucky'nin umrunda olmamıştı, genç adam kapının yaninda ayakta duruyordu , eliyle içeri gelmesini işaret etti Markus da uzun adımlarla yanına gelip oturdu Steve onu tanışmalarından sonra hiç bu kadar yakından görmemişti ama şimdi ilk görüşte yeşil sandığı gözlerin aslında gri ve ela arasinda bir renk olduğunu görüyordu yine de fazla üstünde durmadı.
"Anlaşılan biz hedefimizi yakalmadan o bizi özellikleri ile öldürecek ben hayatimda bu kadar yetenekli bir kadın görmedim Yüzbaşı "
"Ben gördüm " diye fısıldadı Steve son bir aydır düşüncelerini kontrol edemiyordu rüyaları yüzündendi. Ah... onu özlüyordu. Bucky sessizce yanlarına geldi o da düşünceli idi
"Kendisi bir gelişmiş bunu biliyor musunuz?"
Steve şaşkınlıktan kocaman olmuş mavi gözlerini Markus'a çevirdi
"Gerçekten mi? Bir bu eksikti zaten fotoğraf falan da yok, Bir dakika sen nereden biliyorsun? Markus bu arada sen neden bu operasyondasın?bence Sen bu kadın hakkında bizim bilmediğimiz ne biliyorsun?alınma ama Markus bence sen bir şey saklıyorsun?"
Markus Steve'in bu ani patlaması karşısında gülmemek için kendini zor tuttu "tanrım benziyorlarmış "Diye düşündü ama düşüncesinin yüzüne ulaşmasına izin vermedi derin bir nefes aldı . Bucky ise onun haklı olduğunu düşünüyordu bu adamda bir şey vardı .
" Doğru bildiniz ben onu gayet iyi tanıyorum"
"Kimi iyi tanıyorsun?"
Wanda sorgular bir yüzle içeri girdi ve başlarına dikildi ,"oh Hayır bu kız buradayken olmaz anlatamam ki ah tanrım" diye içinden sızlandı ama sırf kız zihnine grebiliyor diye hemem düşüncelerini çok farklı bir konuya getirdi
"Hedefimiz bayan Maximoff ben onu tanıyorum"
Kız şaşırdı
"Birincisi bana bayan Maximoff deme benden büyüksün ikincisi nereden tanıyorsun?"
"Tüm hayatım boyunca Amerikan ordusunda değildim gençligimde İspanyol özel servisinde çalışıyordum ve o zamanlar bırakın özel servisle orduyu en korkusuz mafyaların bile yakalayamadığı çok tehlikeli bir kadın hakkında söylentiler duydum kendi çapımda araştırmalar yapmaya başladım ancak az bir bilgi ve hakkında ki söylentilerden başka hiçbir şey bulamadım ta ki özel servis onu bulmam için bana tam yetki verene kadar "
Markus üçünün onu nasıl dikkatle izlediklerine baktı ardindan devam etti
"Bildiğiniz üzere neredeyse her ülkede birden fazla isimle anılıyor. Ama İspanya'da kod adı Peligrosso ve anlamı tehlikeli demektir gerçek adı ise ki o daha önemli Adriana Cyntia Rosalía,
Markus'un söylediği isimler onun istediği isimlerden di birden ikisi de geçmişe gitti...
Balkonun halısına uzamış onun farklı ülkede ajan olunca almak istediği isimleri dinliyorlardi yine kendinden geçmiş bir şekilde gelecek hakkındaki planlarını yapıyordu işte... sıra ispanya'ya geldi biraz durdu sonra " Adriana "dedi "karanlık demektir " bucky kıkırdadı "karanlık demek iyi " Steve ise sevmemişti "çok karamsarsın "gülüştüler ardından o biraz düşündü ardından alaycı bir ses tonu ile "ikincisi de Cyntia olsun o zaman Karamsarlığın Tanrıçası demektir "üçü birden durdurulamaz kahkahalar atarak birbirlerine sarıldılar...
İkisinin içinde bir gökyüzü vardı güneşi parlayan,bu anılar o gökyüzüne ay'ı bir daha hiç beri göndermemek üzere acıyla geri getirdi... Bucky hafifçe titredi ardından dosyayı alıp dışarı çıktı , Steve kafasını başka tarafa çevirdi, Markus amacına ulaştığını anlayıp sustu...
Çerçeveyi eline aldı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kalbinin bir an için teklediğini hisseti ne zaman onların fotoğraflarına baksa böyle oluyordu çünkü onları özlüyordu hemde herşeyden çok sağ elini ikisini de yüzünde gezdirdi ardında yumruk yapıp sıktı, bu fotoğrafı kendisi çekmişti zorla Steve'e abisinin üniformasını giydirmişti oya Bucky'de hiç zorlanmamıştı ... Birden dolgun kıpkırmızı o güzel dudakları kelimelerin anlatamayacağı acılarla dolu bir iç çekişle aralandı...
