Sabah olmuştu. Off ne zaman sabah oldu ki. Mert yanımda uyuyor. Ne kadar da tatlı. Bayramda tatlı niyetine seni versinler bana. afiyetle yerim.
Uyandırsam mı acaba??. O kadar tatlı uyuyo ki kıyamam. Yok ya o uyusun ben ona kahvaltı hazırlıyayım. 'Gitmeden bi öpsem mi??' 'yok ya' 'bir kerecik bee' 'uyanıcak salak rezil olucaksın' 'biccik öpem ya' iç sesimle bogusurken kendimi Merti operken buldum.
***
Mutfağa gittiğimde enfes bir kahvaltı hazırlamaya başladım. İlk başta çayı ketıla koydum ve isi ona bıraktım. Peynirleri, salatalıkları ve domatesleri simetrik bir şekilde doğradım çünkü evde bokum gibi dogruyorum. O sırada 4 yumurtayı haşlatmak için ocağa verdim.
Yumurtalar oldu ve ocaktan alıp masaya koydum. O sırada çayı demledim ve çay tamamdır hemen 2 bardak almak için rafa uzandım ama yetişemedim. Daha fazla parmak ucumda yükseldim. Yinede yetisemedim. Arkamda baskı hissetmemle bardakları tezgahta bulmam bir oldu. Ödüm koptu ve çığlık attım.
Ve aniden arkama döndüm. Mert yeni uyanmış gözlerini ovusturuyodu. Sinirle "neden sessiz geliyorsun ödüm koptu" dedim. Bana anlamsıca baktı "ne var bunda bu kadar korkucak anlamıyorum ki " diyerek kahkaha attı. Gözlerimi kısık bir şekilde ona dikip dil çıkardım. Dil cikarmamla birlikte beni tezgahla arasına aldı. Çocuk takliti yaparak "sana yardım etmekte yaramıyo, korkak olan sensin bunda benim bir suçum yok diyerek kahkaha attı. Taklitine dayanamayarak bende kahkahamı koyuverdim.
Dudaklarımı büzerek "neyse boşver otur hadi çayları koyay. ." "alamadığın bardaklara" diyerek gulumsedi ve göz kırptı. Gözlerimi kıstım ve önüme döndüm 'çok şeker oldu yaa off' 'neyse orantısız geyik yapmada çay koy sen bee' 'ya sen niye herseye karışıyorsun yaee' 'sus bakam sen bi' 'sen sus asıl çocuk taş masallah' duvarlarımın arkasında ki odun Armiyle konuşurken bir anda çay aklıma geldi ve çay koymaya devam ettim. Çayları masaya koydum ve kahvaltıya başladık.
***
Hahvaltımızı yaptık. Hemen toparlayıp salona geçip oturduk. Bana soru sormasıyla kafamı ona çevirdim "neden hiç sevgilin olmadı" gülüyordum ben sen neden böyle bir şey yaptın ki. Yüzümün gerildigini ve dudaklarımın aşağıya doğru kırılmaya başladığını hissettim.
Bu duygunun ismi neydi hani kalbini bıçaklarlar canın çok yanar ama vücudunda hiçbir yara veya canını yakan birsey yoktur yutkunamassın nefes alamazsın gözlerin dolar ama aglayamassin ya heh iste "ACI" ...
Gözlerim dolmaya başladı. Zorla yutkunup ona baktım. Hafiften gülümsedim kendimi zorlayarak konuşmaya basladim. "8 yaşındaydım Ayazda 10 yaşındaydı benden 2 yaş büyüktü. Ayazla aynı mahallede oturuyorduk. Her gün Ayazı görmek için dışarı çıkardım. Hergün de gelirdi. Arkadaşlarla oynardık. O gelince Melisle oyundan çıkardık. Melis benim en yakın arkadaşım ve hala da oyleyiz. Bir köşeye otururduk ve ben onu izlerdim. O benden bi haber. Bir gün yine oturduk izliyordum falan Ayaz koşmaya başladı. Bir eve girdi merakla izliyorum noluyo felan diye. Gittiği evin icine girdim ve babam içerde kadına bağırıyor. Kadında "bırakma beni seni seviyorum" diye bas bas bagiriyodu. Babam seninle bir işim olmaz artık git nerde sürtersen sürt umrumda değilsin. Kadına tokat attı. tokatı yiyip yere yığıldı. Babam kadının saçını tutup " Meral senin gibi orospularla uğraşmam ben" diyip saçını daha fazla çekmeye çalıştı. Ayaz ağlıyordu "bırak annemi, bıraksana hayvan herif" demesiyle babamdan tokat yemesi bir oldu. Ayaz yere yıgılıp kaldı. Burnundan hafif kan akıyodu. Hemen yanına gittim. Göz yaşlarını sildim. Ona dokunmak çok ayrı bir seydi yeşil gözlerine sonsuza kadar bıkmadan bakabilirdim o dağınık saçları beyaz teni hepsini aklıma tek tek kazıdım. En yakın mesafem buydu onunla ona "iyimisin" diye sordum "bişeyim yok benim zaten bana birsey olmaz" dedi ve guldu o hep böyleydi egoist erkek. Meral teyzenin bagirislarini duydukca daha kötü oluyordu. Gözlerini sım sıkı kapattı ağlıyordu. Hemen ona sarıldım. Oda bana sım sıkı sarıldı. Sarılmasını beklemiyordum. iter sandım ama yapmadı. Daha çok sarıldı. Meral teyze annemin ismini söyleyip küfür ediyordu.ona baktığım da ağlıyordu. Onun ağlamasını görünce canım daha çok yanıyordu. "noldu he noldu ne değişti. Kocam öldüğünde yanımda sen vardın sana guvendim. Karını benimle aldatmadin mi? ondan zevk almadigin için bana gelmedin mi? Yazık deyil mi lan o karına... Tamam bana acıma ama o karının hiç bir günahı yoktu ta ki senle evlenen kadar. Ne kadar aptalmis o da. Karını benimle aldattın peki ya beni de kiminle aldatiyorsun çok merak ediyorum." demesiyle hersey beynimde dönüyordu harfler karışıyor karışıyor ugultulu sesler.
"BABAM ANNEMI ALDATTI. ALDATTI.. VEE AYAZIN ANNESIYLE"
" herseyi anlamaya calistikca gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Ayaz bana sarıldı ve ordan uzaklaştırdı "Şt noluyo ağlama geçicek" dedi. "Hayır hiç bir şey gecmiycek" diye bağırdım. Noldu sana Armi sorun mu var?" "a-adı-adımı ne-nerden bi-bili-biliyorsun?" "ıı konumuz bu değil sen bana cevap ver önce". "babam annemi aldatıyormus icerdeki kadinla" gözlerinde aniden nefret birikti "içerde ki senin baban mi şimdi" diye bağırdı. Ben sadece kafamı sallayabildim.Aniden beni kollarının arasından ayırdı ve bana nefretle baktı "se-senin bab..." babam aniden gelip Ayazın sözlerini ağzına tıktı. "ben üzgünüm bilmiyordum...şey" dememle babam bağırdı "yürü lan" diyerek kolumdan sıkıca tuttu çekmeye başladı. Ayaz bana nefret edercesine bakakaldı, ağlıyordu da.
Eve gittiğimizde evde kimse yoktu. babam işte annene söyleme yok şöyle yok böyle konuştu onu dinlemedim. En sonunda kolumdan sıktı ve beni en ufak bir şey söylersem sonumun kötü olacagini söyledi. bende sadece kafamı salladım. Babam gitti. Evde yanlız kalmıştım. kapı caldi bende açtım Ayazmis. Sok olmuştum. Hala ağlıyordum. Bana "burdan şimdilik gidiyoruz diye sakin kurtuldum sanma seni bulucam ve babanın yaptıklarını senden cikaricam" diyerek bana baktı. "be-ben bir şey yapmadım ki " dedim "farkettiysen babanın yaptıklarını demiştim aplat! " diyerek gitti.
O günden beri canım çok yanıyor. Kalbime bıçakla işkence yapıyorlar sanki.
O günden beri aglamam hiç durmadı.
Ve hem ona olan sayımda hemde o gün olanlarda kendimi suçlu hissettiğim icin" dedim ve konuşmamı noktaladim. Mert ağzı açık bana bakakaldı. O kadar çok ağladım ki Mert bir şeyler dedi hiç birşey anlamadım. Göz kapaklarım agirlasiyor. Saate baktığımda 8e geliyordu.
Haydi bakalım ver elini uyku...
Arkadaşlar üzgünüm telefondan çok zorluklarla yazmaya çalıştım kısa olmuş olabilir. Bu bölümü en az 4 kere yazdım. Yazıp paylaştım. Görünmüyor falan denildi. Bende de görünmedi. Tekrar aynısını yazmaya çalıştım hatırladığım kadarını yine paylaştım yine olmadı. Tekrar bir daha aynısını yazmayı denedim yine görünmedi. Artık en sonunda nasip oldu.
Sizin için uğraşıyorum. 3 defa denedim olmadı en son telefondan zar zor yazdım yazmaktan ellerim koptu ve saat gecenin 04:19 sizde 1 dakikanızı ayırıp vote ve yorum atarsanız çok sevinirim şimdiden çok teşekkürler :* :* <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT
Short StoryUmut bir anda bedeni terkeder. her şey bir anda olur... sen bile ne olduğunu anlamadan değişir. her şey biter. elinde kalan son şeyleri bile kaybedersin. son olan umut. umut'u ise hiç güvenmediğin kişide ararsın...