Multimedya: Emre (abisi)
Eve giderken şuana kadar geçirdiğim en uzun zaman olmuştu. Yarım saatten fazla oldu. Okulun
bahçesinde yaşadıgım çarpışmanın etkisindeydim belkide, sıcak bedeni, hala anlam
veremediğim nefret dolu bakışları. Ben ona birşey yapmamışken, neden benden nefret
etsin ki diye kafamın etini yerken kendimi evin önünde buldum. Yine o eve geldim. Tam tamına 16
senedir bu bu eve girip çıkıyorum. Artık bıktım. Derin nefes alıp içeri attım kendimi. Babam
hazırlanmış sabırsızlıkla beni bekliyormuş gibi bana baktı "geldin mi kızım" gözlerimi devirerek
hayır gelmedim yoldayım baba demek istedim ama "evet baba üstümü değiştireyim sonrada
gidelim" diyebildim.
Hazırlanmak için odama doğru gittim. Odama girip giysilerimi çıkartıp yatağın üstüne fırlatıp
köşesine attım kendimi. Öylece dalıp kaldım. Kapının çalmasıyla irkildim. Abimdi.
"Armi musait misin? İçeri girebilir miyim?" bi anda yataktan kalkıp kapının arkasına geçtim "abi
müsait değilim üstümü giyip geliyorum" dedim. Abimde karşılık olarak "tamam güzelim ben
kapının önündeyim çabuk ol, konuşmamız lazım" dedi.
Üstümü giyip kapıyı açtım. Abim bağdaş kurmuş oturuyordu, suratında sıkıntılı bir ifade vardı.
İçeri geçmesi için işaret ettim. İçeri girip yatağın üstüne oturdu ve yanına oturmamı işaret etti.
Yüzüne sinirli bir tavır takmış bana bakıyordu. Ne oldu dermiş gibi baktım. Abim çok
yakışıklı ve bir o kadarda karizmatik bir adamdı. Genelde yaşıtlarım babalarına aşık olur,
babalarını örnek alırlar ben onlardan farklı olarak abime aşıktım, hep onu örnek alıyordum.
Genelde kızlar abimin peşinden ayrılmazlardı.
Abim 20 yaşında, uzun boylu, mavi gözlü, ağzı her kızın öpüşmek istediği tarzdaydı.
Bana göre şuana kadar gördüğüm erkeklerden en yakışıklısıydı. Tabiki okulun bahçesindeki o
çocugu görene kadar. O çocuğa neden bu kadar takmıştım ki şu ana kadar başka erkeklerle
sadece abimi kıyaslamıstım ama şimdi. Bana ne oluyordu. Belkide deliriyordum. Ama çocuğu hatırlayınca anlamsızca canım yanıyor ve daha önce sanki ah bilmiyorum.
Bildiğim tek şey daha önce abimden başkasına aşık olmadığımdı.
Abim yüzüme bakıp, gözlerini yere çevirdi. Söyle söze başladı "Armi çok üzgünüm"
anlamamıştım. Ne oluyordu. Abim neden böyle diyordu. Anlamamış gözlerle abime baktım.
"babam" diyip sustu. Derin bir nefes alıp devam etti "sen 16 yaşına girdin ve babam seni birisiyle tanıştırcak ve ileride evlendircek " içini havayla doldurup havayı geri verdi kendini zorla kontrol ediyormuş gibi
"senin evlenme yaşına yaklaştığını düşünüyo aklınca. Şimdi oraya gidecekmişiz" abimin
ağzından sözler akıp giderken benimde gözlerimden yaşlar yavaşca süzüldü. Abim devam etti
"Lanet olsun, ne dersem diyeyim vazgeçiremiyorum. O lanet kafasına bir kere koymuş" hayale
dalmış gibi abime baktım boğazım düğümlendi, gözlerimde ki yaşlara hakim olamıyordum.
Abimin bir anda bağırarak kalmasıyla irkildim. Ellerini ensesinde birleştirdi ve bana baktı.
Sinirden patlayacak gibiydi onun sinirli halinden çok korkuyordum. Sağı solu hiç belli olmuyordu,
gözleri dönüyordu. Tekrarda yanıma gelip oturdu. "Özür dilerim lanet adamdan şu düşünceyi
vazgeçtiremedim. Kendime zar zor hakim oldum, eşyaları kafasında kırmama çok az kalmıştı."
... "Sen daha çocuksun o lanet adamın aklından neler geçiyor". Delirmiş gibiydi "Hayır buna izin
vermiyeceğim hayır sen daha üniversiteyi bitirip adam akıllı bir iş sahibi olacaksın ondan sonrası
sana kalmış" diyip sustu.
Aniden bana baktı, bir elini çeneme koydu diğer eliylede göz yaşlarımı sildi. Bana "Sakın! sakın
ağlamıycaksın. Bu iş sana düşüyor" dedi. Sadece "Anlamadım" diyebildim güçsüz sesimle.
"Anlamıyacak bişey yok bunda, babamın bulduğu o şerefsizi" diyip yutkundu. Derin nefes alıp
devam etti "kendine bağlamıycaksın tam tersi soğutmak için herşeyi yapıcaksın gerekirse en
iğrençlikleri yapacaksın. Tamam mı!" dedi. Yaşlarımı tutamıyordum. Abim bir anda bağırdı
"Tamam mı dedim sana" dedi. Gözlerinin içine sinirle bakarak "Tamam abi" diyebildim sadece.
"Aferim sana" diyip sarıldı. "Hadi gitmemiz lazım sana güveniyorum. Sakın hayal kırıklığına
uğratma beni. Sakın! Lanet olasıca yüzünden" diyip sustu. Ben gözlerimi abimin gözlerine diktim
"Bu kolay olmaz mı? Zaten güzel deyilim. Hem beni beyenmez. Beni görünce yapacağı tek şey
kaçmak olmaz mı?" dedim ve sustum. Abim boynunu sallayarak ellerini boynunda birlestirdi ve
tavana baktı sonra bana döndü "Bu kadar aptal olma Armi! Lanet olsun ki çok güzelsin bu yüzden
endişeleniyorum. Lanet olsun! Lanet! Lanet!. O it seni beyenicek. Çünkü lanet olsun ki çok
güzelsin. Bu yüzden iğrendireceksin bu yüzden senden nefret etmesini sağlıyacaksın
tamam mı?
Sakın bak ona acıma
Sakın ona güvenme
Sakın ona ihtiyaç duyma
Sakın ona sarılma
Onaa... Ona asla Aşık olma"
anlamamıştım "Neden bu kadar büyütüyorsun onu?" diye sorduğumda şöyle cevap verdi "Çünkü
lanet olsun ki yakışıklı, karşı koyamassın diye korkuyorum" yutkundu, derin derin nefes alıp verdi
ve "Bu yüzden işin çok zor" dedi ve sustu bi müddet bana sırıldı. Sonunda "Hadi hazırsan
gidiyoruz lanet olasıca kızmasın sana" diyip ayağa kalktı, bir kaç adım attı ve kapıyı açıp
arkasına bakmadan "Sakın dediklerimi unutma. Sana güveniyorum bak" dedi. Bende sadece
kafamı sallayabildim sadece. Kafamı salladığımı anlamış gibi "Afferim sana, kimin kardeşi" diyip kapıdan çıktı. Sadece arkasından bakakaldım.
Neler dönüyordu hiç bir fikrim yoktu. Hemde hiç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUT
Short StoryUmut bir anda bedeni terkeder. her şey bir anda olur... sen bile ne olduğunu anlamadan değişir. her şey biter. elinde kalan son şeyleri bile kaybedersin. son olan umut. umut'u ise hiç güvenmediğin kişide ararsın...