-GİDECEK YER

165 6 0
                                    

Bilincim hala tam olarak gitmemişti. Birinin küfür mırıldandığnı duydum. Ve ardından biri yanıma gelip yüzüme hafif bir şekilde uyanmam için dokunmaya başladı.

İyiyim uyanığım demek istedim ama vücudum istediğim şeyi yapmamaya kararlı gibi görünüyordu. Ne gözlerimi açabildim ne de tek kelime edebildim.

Daha sonra biri beni kucakladı. O an paniklemeye başladım ama genede tek kelime edemedim. Korkmaya başlamıştım ya beni şu an kucağına alıp götüren adam gri arabanın sahibiyse...

Direnmeye ne kadar çalışırsam çalışayım bilincimde aynı gözlerim gibi karanlığa gömüldü.

...

Uzaktan sesler geliyordu. Ama ne konuşulduğunu anlayamıyordum. Kendimi biraz zorladım fakat karanlığın beni kolay kolay bırakmaya niyeti yok gibiydi.

Son bir çabayla gözlerimi açtım. Ve anında görüş alanıma bir çift mavi göz girdi.

Bu gözler sanki karanlıktan beni çıkarıp okyanusun ortasına çekmişti. Gözlerimi bu mavilikten çekemedim bir süre.

O okyanus kadar gözlerin sahibide şaşkın bir şekilde bakıyordu bana. Sonra şaşkınlığını üzerinden atmış olacak ki "iyi misin ben hemen bi doktor çağırıp geliyorum" dedi. Ve hızla odadan çıktı.

Bende şaşkınlığımı üzerimden atıp nerde olduğuma bakmaya başladım. Ve en son ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. 

Kaza aklıma geldi ve şu anda dolayısıyla hastanedeyim diye düşünürken içeri o mavi gözlü adam ve doktor girdi.

Doktor " merhaba hanımefendi küçük bir kaza geçirdiniz, kazanın etkisiylede baygınlık geçirmişsiniz ve ayağınız fena bir şekilde burkulmuş" diye art arda sıraladı.

Mavi gözlü adam konuşmaya başlayınca ona baktım "önemli bir şeyi var mı krem filan yazacak mısınız?" dedi. Ben ise şaşkınlıkla ona bakıyordum neden benim hakkımda doktorla o konuşuyordu ki?

Benim bu şaşkın halimi farkedince anlamış olacak ki açıklama yapma gereği duyarak "size çarpan bendim önüme birden atladınız " deyince birden suçun tümünü bana yüklemesine sinirlenerek söze girdim " Tek suç bende gibi konuşuyorsunuz farkında mısınız siz de daha dikkatli olabilirdiniz" diye çıkıştım.

Mavi gözler sinirle parlarken araya doktor girerek gerginliği azaltmaya çalıştı " Krem vereceğim tabiki birde ayağınızın üzerine üç dört gün basmamanız gerekiyor" dedi.

Ahhh inanamıyorum ben evden resmen kaçtım bu nasıl olacak! Benim hemen iş bulup çalışmam lazım diye düşüncelere dalmıştım ve doktorun sözleriyle düşüncelerimden arındım " ailenizi çağırın isterseniz çünkü ayağınızı üstüne ne kadar basarsanız o kadar zor iyileşir ve şişme olasılığı da çok yüksek" dedi.

Bu iş iyice çıkmaza girmişti. Ne yapacağımı bilmiyordum. Eve dönersem hayatımın geri kalanı hiçte hoş olmayan bir evlilik sürdürecektim. Yere odaklanmış bir şekilde bakarken mavi gözlü adam "telefonun kaza sırasında kırıldı ailene ulaşmak için açmaya çalıştım fakat açılmıyor aileni benden arayabilirsin" dedi.

 Ne yapacağımı bir türlü bilmiyordum. Canım iyice sıkılmaya başlamıştı.

Yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal...!

Canımın sıkkınlığını yanlış anlamış olacak ki "yoksa ailen yok mu?" dedi.

Ne cevap vereceğimi bilememiştim en iyisi arkadaşım Arzu'yu aramaktı.

Sorusunu cevapsız bırakarak "arkadaşımı arayabilirim o bana yardımcı olur" dedim.

O da hafif bir baş sallamasıyla telefonu bana uzattı. Çok karizmatik ve yakışıklı bir tipti. Bunu düşünürken kendimden utandım. Ve uzattığı telefonu aldım.

Kadere KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin