-BEKLENMEDİK

86 11 3
                                    

LÜTFEN ARKADAŞLAR OKUDUKTAN SONRA OY VERMEYİ UNUTMAYALIMMM..

İYİ OKUMALAR...

Bir insanın gözleri nasıl bu kadar derin nasıl bu kadar güzel olabilir? Bir insanı nasıl bu kadar içine hapsedebilir? Devran'ın gözlerinin içine dalmışken aklımda bu sorular dönüp duruyordu.

Devran'ın gözleri kadar büyüleyici bir göz görmemiştim. Oysa sadece bir çift mavi değil miydi? Neydi şu an gözlerinden gözlerimi alamamın sebebi?

Devran'a bu kadar yakınken aklım yerinden gitmiş adeta Devran'ın gözlerine hapsolmluştu. Bir yanım gözlerinin hapsinden kurtulmak isterken diğer yanım orada kalabilmek için adeta mücadele veriyordu.

Bu büyülü andan çıkarmaya Devran'ın sesi bile yetmemişti bana.

"İyi misin?" dedi. Fakat ben bir cevap bile veremiyordum. Gözlerinin esaretinden çıkmaya çalışarak kafamı salladım. Sesim içime kaçmıştı sanki.

Yavaş yavaş şok geçmeye başladığında bu yakın mesafe benim utanmama sebep olmaya başladı. Yanaklarım yanmaya başlarken gözlerimi mavilerden kaçırdım.

Kendimi çekmeye çalıştım fakat Devran buna izin vermedi. Gözlerimi tekrar maviliklere çevirdim.

Gözlerim gözlerinde takılıyken tekrar denedim kendimi çekmeyi.

Devran kollarını biraz gevşetti ama beni bırakmadı. "İçeriye gitmene yardım edeceğim" dedi itiraz istemeyen bir tonda. Hiç bir şey dememe izin vermeden benimle birlikte mutfağıa doğru ilerlemeye başladı. Zaten bir şey diyecek bir durumda değildim. Anın etkisini tam olarak üstümden atamamıştım.

Yavaş bir şekilde mutfağa geldiğimizde sandalyeye oturmama yardım etti. Bakıcımmış gibi davranması kendimi kötü hissetmeme sebep oluyordu. 

Geçip karşımdaki sandalyeye oturduğunda az önceki olayın etkisiyle hala yüzüne bakamıyordum. O da sessiz bir şekilde çayları doldurdu. Ortamda ki gerginlik bariz bir şekilde belliydi.

Sofrayla ilgilenmeye çalışarak kızartığı patateslere çatalımı batırdım. Çatalımı yavaş bir şekilde ağzıma götürdüm. Gerginlikten patateslerin tadını bile alamıyordum. 

Bir iki kere daha yemeye çalıştım fakat yiyemeyeceğimi anlayınca çatalımı bırakarak çayımı elime aldım. 

Devran sesizliği bozarak "Beğenmediysen krep yapayım" diyerek ayakladı.

Hemen itiraz ederek "Benim sabahları pek iştahım olmaz. Otur lütfen. Beğenememle alakası yok." dedim.

"Emin misin?" dedi.

"Evet. Patates kızartmasını severim. Sadece iştahım yok" diyerek içini rahatlatmaya çalıştım.

"Peki" diyerek tekrar yerine oturdu. Konuşmamız aradaki gerginliği hafife indirmeye yetmişe benziyordu. 

 Biraz daha sessizlik hüküm sürdü ortalığa. Devran sessizliği bozarak "Biraz kendinden bahsetsene" dedi. 

Kendimden bahsetmek... Nasıl anlatabilirdim ki kendimi. Hem de onun ailemden bile haberi yokken.

"Ne bilmek istiyorsun?" dedim biraz zaman kazanmaya çalışarak. Ne anlatabilirdim ki?

"Mesela nelerden hoşlanırsın?" dedi. Böyle bir soru beklemiyordum. Ailemden, yaşantımdan ve daha bir çok şeyden soru geleceğini düşünmüştüm. Daha zor sorular beklerken böyle bir soru beni çok fazla şaşırtmıştı. Bir yandan da yalan söylemek zorunda kalmayacağım için rahatlatmıştı.

"Kitap okumak, müzik dinlemek, boş boş gezip kafamı dinlemek.. gibi şeylerden hoşlanırım. Çoğu kişi çok ilgiden sıkıldığını söyler ama ben tam tersi olarak çok ilgiden hoşlanırım." dedim. Belki daha sıralanabilecek bir sürü hoşlandığım şey vardı ama aklıma ilk anda gelen şeyler bunlardı. Belki de sadece bunları paylaşmak istemiştim. Bilemiyorum...

Aslında en çok anne ve babamın çok ilgisinden sıkılmazdım. Tabi haliyle biraz eksik bilgi vermek zorunda kalmıştım.

"İlgi iyidir güzeldir de dediğin gibi bazı insanları fazlası sıkar." diyerek sohbeti devam ettirdi. Sakin bir insan olunca aslında gayet iyi anlaşabiliyorduk.

"Peki sen nelerden hoşlanırsın?" diye merakla sordum.

"Çalışmaktan, spor yapmaktan, kimi zamanda yalnız kalmaktan hoşlanırım" dedi. 

"Yalnız kalmaktan hiç hoşlanmam" dedim okyanus mavisi gözlere bakarak. Şu an oysa çok yalnızım. Ailem, akrabalarım arkadaşlarım... Hiç kimse yok yanımda birden hüzünlenmeme sebep oldu bu düşünce. Yalnızlık baş göstermişti hayatımda artık. Sadece okyanus mavisi gazler vardı hayatımda. Oda geçici bir süreliğina girmişti hayatıma.

Bu düşünce nedendir bilinmez rahatsız etti bir an için beni.

Devran gözlerini gözlerimden ayırmayarak "Ailenin olmaması sanırım seni yalnız kalmaktan korkutmuş biraz." dedi suratımın aldığı şekli görünce. 

Bu sözler üzerine okyanus mavisi gözlerden kaçırdım ela gözlerimi. Vicdan azabından ölebilirdim. Gene konu aileme gelmişti.

Devran konuşmasını sürdürerek "Seni üzmek için demedim ve üzmekte istemem ama aileni ne zaman nasıl kaybettin merak ediyorum" dedi. Yer yarılsa da yerin içine girsem daha iyiydi.

Gözlerimi sofraya sabitledim ne cevap vermem gerektiğini düşünüyordum. Doğruları anlatsam çok kızar mı merak ediyordum. Ama yalan söylemek istemiyordum. Nasıl olsa artık buradan ayrılma kararı almıştım. Doğruyu bilmesi en azından içimi rahatlatırdı.

"Aslında benim..." derken kapının zili duyuldu ve ben lafımı tamamlayamadım. 

Devran ayaklanırken "Serkan gelecekti. Ben kapıyı açayım. " diye açıklama yaparak mutfaktan çıktı.

Serkan'ın gelecek olması beni çok sevindirmişti çünkü onun yanında rahat olabiliyordum ve eğlenceli biriydi. İçeriden kapı açılma sesi geldi. Mutfağa gelmelerini bekledim çayımı yudumlarken.

Birkaç dakika bekledim ama içeri gelenin olmadığını görünce meraklanmaya başladım. Yavaş bir şekilde ayağa kalkarak merakımı gidermek için mutfağın çıkışına doğru  ilerledim.

Salonda kimse yoktu. Bu daha da bir meraklandırdı ve biraz da nedensiz bir şekilde telaşlandırdı.

DIş kapının oradan seslerin geldiğini duyunca oraya doğru ilerlemeye başladım.

Sesler netlik kazanmaya başladığında bir kızın sesi kulaklarıma doldu. Tam olarak ne dediğini anlayamadım ama Serkan'ın sevgilisi olduğunu düşünerek oraya doğru ilerledim. Ayağımın sancısı eskisi kadar çok değildi artık ama yürümede biraz hala sıkıntı vardı.

Dış kapının oraya gelince  ilk Devran'ın arka profili girdi görüş alanıma. Sonra bir kız...

İkiside daha beni görmemişti. 

Kızın Devran'a "Ben böyle olsun istemezdim. Seni özledim" demesiyle beni görmesi bir oldu.

Şaşkın ve hayal kırıklığı ile bana donmuş bir şekilde bakıyordu. Devran da onun nereye baktığını merak etmiş olacak ki bana doğru döndü.

İlk önce bir şok dalgası geçti yüzünden. Sonra ani bir şekilde önündeki kıza döndü. Ne yapacağını bilmiyormuş gibiydi. 

Bense olanları anlamlandırmaya çalışarak ikisi arasında göz gezdirip duruyordum...

OY İSTERİMMM Kİİİİ :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 27, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kadere KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin