Bir acı cinayet

69 12 5
                                        

Bu sabah farklı bir heyecanla uyandım nedeni ise çok uzun zamandır uğraştığım ve sonunda yapmayı başardığım röportajımdı uyanır uyanmaz kahvaltı masasına geçtim ilk işim gazeteye bakmak oldu.
evet işte oldu röportajım yayımlandı
“Ünlü iş adamı melih sulhanın başarı hikayesi ” bu başlığı görünce çok mutlu oldum birşeyleri başarmış olmanın verdiği o huzur yetti bana
Tam o sırada röportaj haberimin altında başka bir haber gördüm. istanbulda karton toplayıcısı kemal tunç dün gece kimliği belirsiz kişilerin açtığı ateş sonucu öldü.
Kemal tunçmu! Kemal Tunç Kemal Tunç kaç kere tekrarladım bu ismi bilmiyorum
yanlış okumuşumdur dedim bir daha baktım doğru Kemal Tunç Hayır olamaz! bu isim ? Allahım inşallah isim benzerliğidir diye geçirdim içimden fotoğrafına baktım evet bu oydu kemaldi bu bizim kemal, kardeşim gibiydi kemal peki ne olduda bu çocuk bu hale geldi  kim ne ister bu çocuktan. Ve en önemlisi bu çocuk bu hale nasıl geldi? Onu öldürenlerin indiği araba gayet lüks ve pahalı bir arabaydı peki o kadar zengin insanlar bir tane karton toplayıcı gariban bir adamdan ne ister?
Ahh be kemal ahh be kardeşim durmadın değilmi yine yerinde senin bu hayattan alacağın vardı biliyorum. Bir gün hayat benden aldıklarını geri verecek derdin hep ama seni böyle görmek koyuyor adama..
yıllar önce tanıdım kemali bir dahada onun gibisini tanımadım zaten çok uzun zaman önce üniversitede kesişti yollarımız...
Kemal çok değişik bir çocuktu hiç unutmam okulun ilk günüydü hepimizde bir heyecan vardı üniversite sonuçta bambaşka bir şeydi bizim için sınıfa geçtim oturdum sonra birden kemal geldi.
O hiç birimiz gibi değildi  herkesteki heyecan onda yoktu, o sanki buraya okumaya değilde burada güç toplamaya gelmiş gibi bakıyordu. Boş bulduğu bir sıraya geçti oturdu.
Az sonra kapı bir daha açıldı sınıfa bir kız girdi. Bir insan dünyanın bütün acılarını bakışlarında taşırmıydı o kızı gördüğümde öyle hissettim öyle masum öyle ürkek bakıyorduki etrafa yıllardır çektiği acıları kimseye söyleyemediği o kadar belliydiki o bakışlar sanki bir yardım çığlıydı. Etrafa baktı bir tek kemalin yanı boştu usulca oturdu oraya ne o konuştu ne kemal sanki birbirlerinden haberleri yok gibiydi. Tam üç gün boyunca her derste yanyana oturdular ve hiç konuşmadılar. Dördüncü gün kemal dönüp şöyle dedi; adın ne senin
Kız biraz şaşırdı ama cevap verdi  Aslı benim adım.
bende kemal dedi memnun oldum aslı.
Aslı bende diyebildi ikisinin sesini ilk defa o gün duydum peki aslı ve kemalin hikayesi neydi neydi bu ikisini herkesten farklı gösteren
Ne yaşamıştı Kemal...
Kemal   ailesiyle birlikte küçük bir kasabada geçirdi çocukluğunu annesi ev hanımı babası ise inşaat işçisiydi senenin belli bölümlerinde büyükşehirlere gider inşaatta çalışır ve sonra evine geri dönerdi çünkü yaşadığı  şehirde pek iş bulamazdı. Yine bir sene kemal daha küçücük bir çocukken babası çalışmaya gider  ama bu sefer herzamankinden farklı birşey olur kemalin babası inşaattan düşer ve acı bir şekilde vefat eder. Eve bir telefon gelir telefonu kemalin annesi açar ve acı haberi öğrenir, kadıncağız mahvolur ama kemalede sahip çıkması gerektiğini bilir acısını yüreğine gömer ve kocasına karşı son vazifesini yerine getirmek için eşinin cenazesini gidip alıp getirmeye karar verir.
kemal bu arada herşeyden habersiz babasını bekler tabi. Ahh nasılda özlüyordur babasını mahallede babasıyla gezen çocukları gördükçe imrenir ama içindende hep şunu geçirir benim babam hepsinin babasından daha yakışıklı ve daha güçlü hele bir babam gelsinde bende buraların hepsini babamla gezecem der.
Bu sırada annesi kemalin yanına gelir ve şunu der; oğlum bak sana ne anlatacağım; ben bir kaç günlüğüne bir yere gideceğim sen o zamana kadar teyzenlerde kalsan olurmu
Kemal önce biraz itiraz eder ama sonra bi şartla kabul ederi gelirken bana o ışıklı saatlerden alırsan kalırım der.
peki dedi annesi gelince alırım oğlum söz
Kemalin annesi yola çıktı cenazeyi almak için ama bir daha geri dönemedi çünkü bindiği otobüs yolda kaza yaptı ve annesi kurtulamadı. Oda o gün orda vefat etti. Şimdi kemalin evine bir değil iki cenaze geldi.
Küçük bir çocuğa hem annen hem baban öldü nasıl denirki?  Ama söylemeleri gerekiyordu söylediler bir şekilde aynı gün hem annesinin hemde babasının öldüğünü öğrendi ne denebilirdiki sözün bittiği yerdeydi sözün bittiği yer orasıydı da bu acının bu yürek yangınının bittiğ bir yer varmıydı. o gün aldılar kemalin çocukluğunu elinden sanki kemal bir daha çocuk olamadı mutlu olamadı doya doya hiç gülemedi içinde mezarlar taşıdı.
ve cenazeler geldi herkes ağlıyordu o gün ama kimse kemal kadar ağlamadı kimse kemal kadar yıkılmadı saatlerce ağladı annesi içinmi ağladı en çok babası içinmi bilinmez ama o durmadı saatlerce ağladı  annenimi çok seviyorsun bananımı diye sorulacak yaştaydı aslında ama o ikisine birden ağladı o gün onunla herkes ağladı iki vah vah ettiler bir kaç göz yaşı ama onlar sadece o gün ağladı kemal ise yıllarca ağladı başını yastığa koyup ağladığı gecelerin haddi hesabı yoktu her gece onlar için ağlayıp uyudu her sabah bu yaşadıklarım belki bir kabustur diye uyandı ama hayır değildi her sabah yıkıldı hayalleri hiç bir güne güzel başlayamadı.
Kemal şimdi teyzesi ve eniştesinin yanında kalıyordu. Ama burada kendini sığıntı gibi hissetti hergün eniştesinin o rahatsız eden bakışlarına söylediği laflara maruz kaldı. Kaç defa eniştesinin teyzesine biz hayır kurumumuyuz daha ne kadar uğraşacaz bununla verelim bir yetimhaneye gitsin dediğini duydu.
Bir insan bu kadar kimsesiz kalabilirmiydi o kaldı küçücük bedeni bunları nasıl taşıdı bilinmez.
Kaç gece mezarlıkta annesi ve babasının mezarının arasında uyudu soğuk toprağa kaç defa anne dedi kaç defa baba dedi bir o bilir. Ahh o topraktan bir keremi ses gelmezdi bir kere oğlum diyemezlermiydi? demediler zaten oda hiç duymadı bir daha annesiyle babasının sesini. bir tek rüyalarda görüyordu onları, rüyada gördüğü gecenin sabahında duyduğu her sesten nefret etti niye beni onlardan ayırıyorlar diye.
Aslında kemal hiç bir sabaha mutlu uyanmadıki bir çocuğun en mutlu olduğu sabahlar bayram sabahlarıdır o her bayram sabahı mezara gider ağlardı. Çok bir dua bilmezdi öğretenide yoktu zaten.
gider konuşur biraz ağlar geri dönerdi yıllarca böyle devam etti hem çalıştı hem okudu bir gün eniştesi ona şunu dedi; bak kemal bu dünyada güçlü olacaksın güçte parayla olur paran oldumu güçlüsün paran oldumu etrafında olur herkes bak şimdi kimsen yok senin, paran olsaydı böyle olmazdı. Kemal o gün karar verdi ilerde çok parası olacaktı herkes onun etrafında olacaktı. Böyle bir çocukluktan gelmişti buraya kemal yada böyle bir hayattan buraya kaçmıştı.
Ve aslı...
O masum yüzlü kızın bu bakışlarının nedeni neydi Aslı ve kemalin arasındaki tek fark şuydu kemal sevgi dolu bir ailenin çocuğu olarak doğdu aslı ise anne ve baba şefkatini hiç tatmadı. Doğduğunda ayyaş bir babanın eline verdiler onu.
Ayyaş herif kızını elinde tutamadı bile sarhoşluktan.
bari o gün içmeseydin ama o hiç ıskalamaz her gece içerdi.
Aslının doğduğu ailede sevgiden eser yoktu hergün içip içip eve sarhoş gelen bir baba ve her gece bu adamla kavga eden bir anne bu kargaşada aslı kimsenin umrunda değildi zaten. biraz zaman geçti aslı büyüdü okula başladı hergün bu ikisinin kavgasından kaçabildiği tek yer orasıydı aslında bir gün okuldan eve geldi annesini bulamadı az sonra babası geldi o kadar sinirliydi ki,
aslı hiçbirşey soramadı ilk başta sonra cesaretini toplayıp baba annem nerde dedi
Babası öfkeyle baktı ona ve şöyle dedi nerde olacak herifin tekiyle kaçtı senide bıraktı başıma. lanet karı ben sana bunu ödetmezmiyim. Evet annesi adamın biriyle kaçıp gitmişti hemde aslıyı arkasında sarhoş bir adama bırakarak.
Peki bir anne çocuğunu nasıl bırakıp kaçar ki kaçtığı adam şunu söylemiş; kaçarız ama ben kızını istemiyorum onu getirme
anneside hiç itiraz etmedi aslında o sarhoştan olma kızı istemiyorum zaten dedi.
Bir anne çocuğuna nasıl kötü bir hatıra olarak bakarki?
o baktı ona göre aslı ona o sarhoş adamı hatırlatan kötü bir anıydı ve o günden sonra aslıyı o adamın vicdanına bıraktı aslı yıllarca o adamdan dayak yedi azar yedi küfür işitti ve şimdi bu okula gelmesi demek o adamdan kaçması demekti aslıda öyle yaptı bu okula o adamdan kaçarak geldi belkide sığındı.

VAVEYLA  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin