Olmaaazzzz.. Saat 8.30 olmuş ders başlamış. Alarm çalmamıştı. Ne yapacaktım ben şimdi. Hemen dolapta en üstte ne bulduysam giyindim. Annemde uyandırmamıştı bugün.
Önce yatak odasına baktım annem uyuyormu diye. Sonrasında da okula gidecektim. Odaya girdiğimde annem yatakta yoktu. Nereye gitmişti sabah sabah. Hemen annemi aradım ama telefonu evde çalıyordu. Yanına almamıştı. Belki alışverişe gitmiştir diye kendimi avutup (aslında aklımda kalmıştı) evden çıktım. Durağa doğru gittim. Otobüs hemen gelmişti. Otobüste Öykü aradı.
-Sinem nerde kaldın yaa.
-Geliyorum yoldayım. Alarm çalmamış annemde evde değildi uyandırmadı o yüzden geç kaldım.
-Annen nerdeki?
-Bende bilmiyom ki yav. Yatağına baktım yoktu. Alışverişe gitmiştir diye çıktım hemen evden.
-Neyse hadi gel okula artık burda konuşuruz.
-Tamam canım görüşürüz.
Okula gittiğimde 1. Ders başlamıştı bile. Bende kantinde bekledim dersin bitmesini. O sırada boyoz aldım. Sabah kahvaltıda boyoz yemeyi çok seviyorum. 2 haftadır yiyememiştim de zaten. Zil çalar çalmaz öykü beni aradı. Nerdesin diye. Kantine geldi o da. Ben bu sırada Kerim'e mesaj attım.
-Kanka bir ara gelsene okul çıkışıma takılalım biraz.
Yaklaşık 1 saat sonra cevap verdi. Hiç vermeseydi daha iyiydi.
-Gelemem kanka sevgilimle buluşmam lazım.
Hıh daha dün nefret ediyodu bu kızdan ne ara böyle onun için deli divane oldu anlam veremiyorum.
-Sevgili yaptın bizi unuttun bakıyorum. Neyse zorlamicam bi daha yazmam olur biter.
-Ne saçmalıyorsun yaa neler oldu haberin yok sadece konuşuyorsun. Ayrıca böyle yapacaksan yazma daha iyi uğraşamam bide senin triplerinle.
Ne olmuştu buna böyle. Ben de cevap vermedim. Bu neydi ki şimdi. Ben abarttım mı acaba. Ama asla abartan oydu. Sevgilisi oldu diye 2 aydır hiç yazmıyordu. Neyse şu anda o kadar şey vardı bir de bunu kafama takamazdım. Herkes istediğini yapsın umrumda değildi bu saatten sonra. Zaten yarın da mahkeme vardı. Offfff acaba annem eve gittimi ya. Annemi tekrar aradım ama açmadı. Bu sefer gerçektende merak etmiştim. Okuldan biraz erken çıkıp eve gittim. Annem evdeydi. Girer girmez anneme sorular sormaya başladım. Öyleki annemin cevap vermesine imkan bile tanımıyordum.
-Kızım dur bir sakin ol. Her şeyi anlatacağım zaten.
-Dinliyorum anlat hadi.
-Bak kızım ben babanla çok denedim ama olmadı. Onunla yapamıyordum. Şimdi sana 17 yaşımda olanları anlatmam lazım. Zaten yarında mahkeme var. Herşeyi bil de öyle karar ver kiminle kalmak istediğine.
Annemin dediklerine anlam veremedim 17 yaşındayken ne olmuşsa olmuş şimdi niye anlatacaktı ki. Hem anlattı diyelim mahkemeyle ne ilgisi vardı bunun. Aklımda bu sorular varken annemi dinlemeye devam ediyordum.
-Ben daha 17 yaşındaydım ve bir adamı öylesine çok sevmiştim ki günlerce odamdan çıkmayıp gözyaşlarımı dökmüştüm. Onunla doğum günümü evin karşısında ki ufak şirin bir pastanede yapmak istedim ve arkadaşlarımı da davet ettim. Herkes hediyesini teker teker vermişti. Masanın üzerinde sadece 1 hediye kutusu vardı. Ama kimin belli değildi. Sahibi ortalıkta yoktu. Bende merak ettim ve içini açtım. Kutunun içinde gördüğüm şeylere hiç aklım ermedi. Aldım uzun uzun inceledim. Nasıl olurdu böyle bir şey. En yakın arkadaşım adı sibel. Ondan hiç bir şeyi saklamazdım o zamanlar.
Annemin gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı bile. Soluklanma için ara verdi biraz.
-Eee anne sonra ne oldu kutunun içinde ne varmış?
Gözyaşlarını hafiften sildi ve devam etti.
-İçinde benim okulda ki fotoğraflarım vardı. Okulda ne yaptıysam beni çekmiş. Ama kim bilmiyordum içinde de bir not vardı. 'Cemre senden çok hoşlanıyorum veni ne zaman göreceksin. Sürekli etrafındayım senin ama hala farkedemedin.' yazıyordu.
Annem bunları anlatırken ben bile yaşarmışçasına şoka girmiştim.
-Ben şaşkınlıkla bakakalmıştım. Daha sonrasında sibel yanıma geldi ne oldu diye sorular sormaya başladı. Ben ona sadece resimleri gösterdim ağzımı açamıyordum. 'Cemre kutunun içine iyice bakalım belki bi şey buluruz' demişti. Bende ona vermiştim baksın diye çünkü sinirlerim bozulmuş şoka girmiştim. İçinde ne gördü ise şaşkınlıkla bana bakıp, kekeleyerek 'a-a-adı ya-a-zıyo' dedi. Ben o sırada 2. Kez şoka girmiştim adı ne diye sordum uzunca yüzüne bakıp tekrar kekelemeye başladı 'k-k-ka' diyip kalmıştı öylece uzaklara bakmaya başladı.
Annem arada derin bir nefes alıp devam ediyordu.
-Onunla birlikte bende acaba kim diye bakıyordum. O sırada o çok hoşlandım dediğim çocukla göz göze geldim. O da bana doğru baktı ve yüz ifademden sanırım bir şeyler olduğunu anladı. Önce bana doğru yöneldi. Ben heyecandan ne yapacağımı şaşırdım. Zaten o çocuk buraya gelsin diye kavgalı olduğum insanlarıda çağırmıştım. Adı Fatih'ti. Sarışın mavi gözlü uzun boylu birisiydi. Ayrıca kasları da ben buradayım diyordu.
Uff be ne çocukmuş ama diye aklımdan geçiriyordum. Annemde az değilmiş ama en yakışıklı çocuğa aşık olmuş. Hala o hediyeyi hazırlayanı merak ediyordum.
-kızım devamını sonra anlatsam olur mu? Başım dönmeye başladı birazcık uzanayım şuraya, dedi.
Bende mecburiyetten kafa sallamakla yetindim. 1 yada 2 saat sonra uyanır tekrar anlatmaya devam ederdi nadıl olsa.
Annem koltuğa anında uzanmıştı bile. Başı döndüğü için ayaklarını yukarı dikip yatmıştı. Bende bu süre içerisinde müzik dinleyeyim bari.
-BÖLÜM SONU-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Boşluk
Teen Fictionİlk kitabım bu olacak. Kusurum olursa veya beğenirseniz yorum yapın çok mutlu olurum. Hem hatam varsa onu düzeltmiş de olurum. Şimdiden hepinize iyi okumalar. Şimdi ikisi de çocuk ama o çocuklar büyüyecek ve kader onları birleştirecek. İyiyle kötü...