Oradan Çıkabilirlerdi Ve Bunu Biliyordum #6

144 14 2
                                    

Bu...İMKANSIZ. Eğer ailem vampirse oradan kurtulmaları gerekirdi. Ama normal bir insan bile kendini kapıya atabilir değil mi? Herkes kendi yangınlarında öldüklerine inanıyor ama ben inanmıyorum. Her neyse kendime gelmeliyim.

"Sonuçta benim barınabileceğim bir yer var dimi?"

Adam güldü. Nasıl bu kadar gülebiliyor?

"Tabii ki"

Bu arada Justin'i fark ettim. Hala ağzı bir karış açıktı. Haline gülmemek elde değildi. Elimi gözünün önünde salladım.

"Justinnnn!!"

Bana baktı ama hala şaşkındı. "Bunca şey olmuş ama sen rahatsın öyle mi?"

"Geçmiş geçmiştir." dedim. Hiç de öyle değildi aslında. Onlar oradan çıkabilirlerdi. Bunu biliyordum. Ve kafayı resmen buna taktım.

"Hadi Miley eve gidelim. Justin seni de bırakabilirim istersen." dedi Şerif.

"Gerek yok teşekkürler" dedi. Ve hepimiz oradan ayrıldık.

Ben Şerifin arabasına bindim. Justin kendi arabasına ama ben hala kafayı takmıştım. Oradan çıkabilirlerdi! Sessiz bir araba yolculuğundan sonra eve geldik. Ev çok şirindi. Ne çok görkemli ne de o kadar berbat. Bahçesi de çok şirindi. Arabadan inip kapısını kapattım.

"Şirin evimize hoşgeldin." dedi bana gülerek. Bende ona karşılık vermeye çalıştım.

Evden içeriye girdik. Giriş katta mutfağımız vardı. İleride oturma odası diye tahmin ettiğim bir yer ve onun ilerisinde bir oda daha ve koridor sağa dönüyordu.  Merdivenlerin yukarısına çıkmaya karar verdim. Şerif arkamdan seslendi.

"5-10 dakikaya aşağı gel. Bana bu olanları anlatman gerek hem de yemek yiyeceğiz. Bu arada umarım doğa üstü güçlerini kontrol etmeyi unutmamışsındır" dedi.

Biliyor mu? Tabi ki de salak seni 13 yıl büyütmüş fark etti heralde. Merdivenleri çıkmaya devam ettim. Yukarıya çıktığımda iki tane oda vardı. Zaten onların dışında bir oda banyoydu.

İki odadan biri misafirler için ayrılmış heralde çünkü fazla temiz ve hiçbir kişisel eşya yoktu. Kendi odam diye tahmin ettiğim yere girdim. Evet biraz dağınıktı. Normal tamam mı?

Duvarda birkaç poster asılıydı. Odam siyah beyaz temalıydı. Yavaş adımlarla dolabıma doğru gittim. Dolabımı açtığımda kıyafetlerimin neredeyse hepsi siyahtı. Bir kaç şort ve atlet beyazdı. Araya bir tane pudra karışmıştı ama o da elbiseydi. Sanırım zorla almışım. Güldüm.

Dolabı kapattığımda aynanın karşısındaydım. Ama yine bir şey yoktu. Ben yıllarca kendimi göremedim mi? Nasıl bir tipim var hiç mi öğrenemeyeceğim? Tanrım aklım fazla karışık. Şuan ağlamak geliyordu içimden. Bugün çok fazla şey olmuştu. Bir günde bu kadar çok şey öğrenmek... Kötüydü. Kendi halime acıdım ve sırf bunun için ağlayabilirdim.

Yanağımdan bir yaş süzüldü.Hayır Miley! Bunu yapma! Hayatını öğrenip ağlayan tek mal sensindir heralde. Üstelik daha kötü şeylerde olabilirdi değil mi?  (Gif) Kendi kendime gülümseyerek kendimi ağlamamaya teşvik ettim. Gözyaşımı tamamen sildikten sonra odamda şöyle bir tur attım.

Yatağım...dağınıktı. Yatağın  üzerinde siyah bir ceket vardı. Omuzları zımbalıydı. Onu alıp dolabıma koydum. Yatağımı öylesine düzelttim. Yastığı kaldırıp silkeledim. Tam geri koyacakken bir defter gördüm.

Yastığı geri koyup defteri aldım. Günlüğe benziyordu. Eğer bir günlükse yaşadıklarımı öğrenebilirim değil mi? Kapağını yavaşça açtım. Heyecanlanmadım değil çünkü hayatımın kendisini merak ediyorum. Kendi ağızımdan. İlk sayfaya baktığımda 18. yıldönümü yazıyordu. 18 yaşımdan itibaren günlük tutmaya başlamışım heralde.

23 Kasım 2014

Evet bugün doğum günüm. 17 yaşımda tuttuğum günlüğüde bitirip rafa koydum. Ailemin ölümünden beri günlük tutmak gerçeklerle yüzleşmemi sağlıyor. 5 yaşında bana okuma yazma öğrettiği için Şerife burdan teşekkür ediyorum. :).. Her neyse doğum günümün olması iyi bir gün olduğu anlamına gelmez. 1 hafta sonrasına Demi'yle herşeyi tartıştık ve herşey ayarlandı. Psikopat vampirlerin inine girmemiz gerekiyor. Onların avlanma saatlerinde... Cameron'ı kaçırmaları onlar için büyük bir hata olacak. Onlar bizim olan bir şeyi çaldılarsa bizde boş durmayız ;)

Demi?

Cameron?

Psikopat vampirler?

Ben neyim? Psikopat olmayan vampir mi? Ama bunların hiç biri şuan beni ilgilendirmiyor.

Günlüğü yatağa fırlattığım gibi rafa koştum. En baştakini alıp ilk sayfasına baktım.  23 Kasım 2012.... 23 Kasım 2010 .... 23 Kasım 2008 Ben bunları sıraya dizmez miyim?

12 Ekim 2001 evet işte bu yangının olduğu gün. Defteri alıp yatağa oturdum. Yazılar biraz yamuk yumuktu ama okunabiliyordu. 5 yaşına göre gayet normal bence. Bir kağıda yazılmış. Sonradan o kağıt bu sayfaya yapıştırılmıştı.

12 Ekim 2001

Ailemin ölümünü gözlerimle gördüm. Sadece bir araya toplanmışlardı...Onları öldürdüler. Masumlardı. Kimseye zararları yoktu üstelik. Büyük polis abiler bana gelip sorular soruyorlardı. Ben hiçbir şey diyemedim. Ağzımdan kelimeler çıkmıyor onun yerine onların yüzü gözümün önüne geliyordu. Sadece başımı sallamakla onlara cevap verebildim. Yangın olmadan önce ben merdivenlere oturmuş öylece çiçeklerimizi izliyordum. Acaba konuşuyorlar mı? Keşke biraz benle konuşsalar onlar benim en yakın arkadaşlarımdı.Onları da öldürdüler. Babam, Zooey abla, Ross abi, Braison, Jennifer teyzem, ve daha birçok vampir akrabalarım. Sadece annemle ben orada farklıydık. Babamın onlarla konuştuğu tek şey avcılardı. Onların zayıf yönlerinden bahsettiler. Onları yenebileceklerinden bahsettiler. Hatta şekil değiştirenler. Kısaca yılanlardan.

Onlardan bir tanesini geçen sene görmüştüm. Babam onların çok tehlikeli olduklarından bahsetti. Onlara asla güvenmemem gerektiğini. Ben onlardan hiç korkmuyorum. Çünkü geçen sene çok garip bir şey olmuştu. Evimiz ormanın içinde olduğu için ben dışarda oynuyordum. Çiçeklerimle konuşuyordum. Sonra arkadaş istedi benden. Bende çiçeğime güzel bir arkadaş bulmaya gittim. O kadar fazla ormanın içine dalmadım ama babam onların ormanın en uzak bölümünde yaşadıklarını söylerdi. O yüzden dolaşabilirdim. Bir çiçek bulup koparmıştım. Arkamı döndüğümde büyük bir yılan bana doğru geldi. Bir yere gitmeyip ona baktım. Çok çirkindi. Annem makyaj yapıp kendini biraz daha güzel gösteriyordu. Eğer bir daha o yılandan görürsem ona makyaj yapıcam. Bana ormanda gezinmemiz gerektiğini söyledi. Çiçeğime daha güzel arkadaşlar bulabilirmiş. Ama bende ona çiçeğime arkadaş aradığımı nereden bildiğini sormuştum. Bana tısladı. Bu seni ilgilendirmez deyip ağacın arkasına gitmişti. Sonra yılan gözlü bir insan olarak geri çıktı. Babam onu uzaktan tüfekle vurunca geri yılana dönüşüp gitti. Babam beni neden oracıkta öldürmediğini düşünür dururdu.

Babam yangın olmadan önce akrabalarımla konuşurken bir kaç insanın çiçeklerimi suladığını gördüm. Ama tek çiçeklerimi değil evi de suluyorlardı.  Babama bunu sorduğumda çoktan yangın başlamıştı. Kapıdan çıkamıyorlardı. Evimizi o insanlar yaktı. Babam beni küçük bir delikten çıkarıp şerifin yanında durmamı söyledi. Evimi ve ailemi yakan insanları bulucam. Kaç yaşıma geldiğimde onlarla başa çıkabilirim bilmiyorum ama ne pahasına olursa olsun bende onları öldürücem.

Günlüğü kapattığımda ne yılanı ne başka şeyleri düşündüm sadece ağzımdan şu kelimeler çıktı.

"Biliyordum."

So UndercoverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin