Yangın #5

123 13 2
                                    

Bir günde bu kadar şey fazla...

Kendimi ormanda buluyorum ama sonra birden vampir olduğumu öğreniyorum. Sonrasında ailemin yangında öldüğünü söylüyorlar ve bana bu adam beni kendisinin yetiştirdiğini söylüyor. Bundan daha fazlası lütfen olmasın.Çünkü gerçekten kaldıramaya bilirim. Ama... ya gerçek değilse... yalan söylüyor olabilir değil mi?

"Doğruyu söylediğinizi nereden bilicem?"

Adam derin bir nefes aldı. Çekmecesini açıp içinden bir gazete ve çerçeve çıkarttı.

"Al"

"Bu da ne?" Tereddüt ettim ama elindeki çerçeveyi aldım. Resimde şerif vardı...ve küçük bir kız. Soğukkanlılığımı hala koruyordum.

"Ailenin yangında öldüğü sene...5 yaşındaydın. Senin o yangından nasıl kurtulduğunu bilmiyorum ama bütün ailenden sadece sen kurtulmuştun."

Yutkundu.

"Seni evin yanlarında bulunca hemen seni oradan uzaklaştırmıştım. Aileni tanıyordum bu yüzden seni ben büyüttüm."

Neden beni yanına aldığı belli oldu... Ama ben oradan nasıl kurtulmuş olabilirim ki? Daha 5 yaşındaymışım. Kurtulması gereken ailemdeki büyüklerdi. Bana gazeteyi uzattı.

"Bu da yangının çıktığı gün ve olay. Tam 24 kişiymişsiniz Miley. Ve nasıl olduğunu bilmiyorum ama hiç biri kurtulamamış. Hiç biri kapıdan dışarıya adımını atamamış."

Gazeteyi elime aldım [12 Ekim 2001...]

----12 Ekim 2001 (Yangın günü) ---

(Billy Ray Cyrus'un Anlatımından)

Bugün bütün aileyi bir araya topluyorum. Avcılar geliyordu ve bununla başa çıkabilmemiz için tüm aileye ihtiyacımız vardı.

Miley merdivenlere oturmuş öylece bize bakıyordu. (Gif) Gülümsedim ama görmedi. O daha çok küçüktü ama iyi ki vampir olarak doğmamıştı. Annesine çekmesi onun için bir şans. Onun bir canavara dönüşmesini istemiyorum.

Herkes toplandığında konuşmaya başladım. Salonun her tarafını kaplamışlar.

"Neden herkesi buraya topladığımı biliyorsunuz." Hepsi başını salladı.

"Herkese ihtiyacımız olduğunu da biliyorsunuz. Tek bir kişilik eksik bile hayati önem taşır....Avcılar yaklaşıyor bunun için fikri olan varsa söylesin."

Hepsi düşünüyordu ama Zooey hiç düşünmeden elini kaldırdı. Bu kız ailemden olabilirdi ama bazen sinirlerimi bozuyordu.

"Evet Zooey?"

"Neden Miley'yi de vampir yapmayı düşünmüyoruz?"

"Bu tartışmaya açık bir konu değil."

"Tek kişilik bir eksik bile hayati önem taşır diyen sen değil miydin?"

"Bu vampirler için geçerli bir sebep!"

Sesimi yükseltmiştim. Bazen bu kız aileden mi diye merak ediyorum.

"Onlara saldırabiliriz" Hepimiz Jennifer'a döndük.

"Biliyorsunuz onlarla savaşa biliriz. Onlar sayıca fazla olabilirler ama bizim gücümüze yetişemezler."

Jennifer haklıydı. Bunu yapabilirdik. Eninde sonunda zaten sonuç bu olacaktı.

"Bundan daha iyi bir fikri olan yoksa bunu yapmaktan başka seçeneğimiz yok."

Soruma cevap aradım ama kimseden ses çıkmadı. Bende öyle düşünmüştüm.

"Savaşmak konusunda hemfikirim ama onlar bizim tüm zayıf yönlerimizi biliyor. Biz neden onlarınkini bilmeyelim. Mutlaka onlarında korktuğu bir şey vardır. Baba sen Liam'ı tanıyorsun. Onun korktuğu şey tam olarak ne?"

Braison'a döndüm.

"Liam'ın pek zayıf noktası olduğunu söyleyemiyeceğim. Ama... onun korktuğu tek yaratık var. Tek onun değil aslında...Herkesin."

Herkes bana bakıyordu ama bunu söylemek kolay değildi. Eğer o yaratıkları sırf onlara karşı kullanmak için çağırırsak bizde zarar görürüz.

"Şekil değiştirenler. Yılanlar"

Kafalarını olumsuz anlamda salladılar. Birbirleriyle konuşup bunun imkansız olduğunu söylüyorlardı.

"Hey! Bir dakika!"

En azından herkes beni dinliyordu ki sustular.

"Onları çağıracağız diye birşey söylediğimi hatırlamıyorum üstelik onları çağırmaya gittiğimiz anda ölürüz. Bu riski almıyacağımı biliyorsunuz."

"Baba!"

Birden arkamı döndüm. Bunu beklemiyordum. Miley arkamdaki merdivende oturmuş camdan dışarı bakıyordu.

"Neden evimizin etrafına su döküyorlar?"

Lanet olsun!

"Herkes dışarı hemen!!"

Braison hemen kapıya koştu ama değer değmez elini çekti.

"Kahretsin!" Braison'un eli yanıyordu ama evde yanmaya başladı.

"Camı kırmayı denesek"

"Ross, her ihtimale karşı camları kırılmaz olanlarla değiştirdik."

"İyi halt ettiniz!"

Miley! Miley nerde? Kalabalığın arasında korkmuştu ve ağlıyordu.

"Miley annen mutfakta onun yanına git."

Banyodan su getirip dökmeyi denedik ama sönmüyordu. Suları bir kenara fırlatıp mutfağa koştum. Miley annesine sarılmış öylece duruyorlardı. Miley'nin ölmesine izin veremezdim bu olmazdı.

Dışarıdan polis arabalarının geldiğini gördüm ama yangın büyüyordu buradan hepimizin kurtulması imkansız. Mutfağın bir alt köşesinde ayağımla delik açmaya çalıştım. Küçük bir delikten daha fazlası olmuyordu. Gelenler evi söndürmeye çalışıyorlardı ama olmuyordu. Miley'i kucakladım. Deliğin yanına getirdim.

"Miley bu deliği görüyor musun?" Başını evet anlamında salladı. Ağlıyordu ama en azından o kurtulacaktı.

"Oradan geçip dışarı çıkmanı istiyorum bunu yapabilir misin?"

"Sende gelmelisin."

İstesem de gelemem Miley.

"Biz burada kalıcaz sadece şuan dediğimi yap tamam mı?"

"Sizde gelmelisiniz"

Ağlamamak için kendimi zor tutsamda bunu yapmamalıydım. Onun karşısında ağlayamam. Dışarıda gelenlerden birinde Şerifi seçebildim.

"Miley bize güven, olur mu? Sadece buradan çıkmalı ve Şerifi bulmalısın o sana bakacak tamam mı?"

Başını evet anlamında salladı ve o küçük delikten çıktı.

So UndercoverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin