Luhan Sehun'un tehditlerine rağmen işe geri dönmemiş bunun yerine cam şehre gidip saklanmayı tercih etmişti.
Bir şekilde bu mühürlenmeyi kaldıracak bir yöntem bulması gerektiğini düşünüyordu. Kendisine yardım edecek şeyin devasa büyüklükteki cam şehrin kütüphanesinde olduğuna emindi.
Bir haftadır neredeyse kütüphanede sabahlıyordu. Gözleri okumaktan iyice yorulmuş ve kıpkırmızı olmuştu. Bulmalıydı ne olursa olsun bunu düzeltecek bir çözüm olmalıydı.
Yine boşa vakit harcadığını düşündüğü bir sabaha açtı gözlerini. Üzerinde uyuduğu koltuğun karşısında kendisinden büyük birinin oturduğunu gördü. Dikkatli bir şekilde Luhan'ı izliyordu.
Luhan hemen koltukta doğrularak adamı başı ile selamladı.
"Sen Luhan olmalısın. Aradığını henüz bulamadın mı?"
Luhan bu yabancının kendisinin bir şey aradığından nasıl haberi olduğunu bilmese de istemsizce başını salladı. Giderek daha da umutsuzluğa kapılıyordu.
Adam bunu Luhan'ın yüz ifadesinden kolaylıkla anlayabiliyordu bu yüzden de ona yardım etmeye karar verdi.
"Ne aradığını öğrenmemde bir sakınca yoksa sorabilir miyim?"
Luhan omuzlarını silkip ona önündeki sehpanın üzerinde duran bir yığın kitapların arasından birini uzattı. Adam nazik ve de yavaş hareketlerle kitabı alıp işaretli yeri okumaya başladı.
"Demek yapılan mührü bozmak istiyorsun. Sana kimse bunun mümkün olmadığını söylemedi mi?"
Luhan adamın söylediği ile düştüğü çamurun içine iyice battığını hissetti. Elbette ki biliyordu yine de bir umut bu durumu bozabilirim diyordu. Fakat adam birden onu şaşkınlığa uğratacak şeyi söylediğinde içindeki umut parçaları da tekrar birleşmeye başladı.
"Sana yardım edebilirim tabi sen de istersen. Aslında o kadar da bilindik olmasa da oldukça kesin bir sonuç alabileceğine de garanti verebilirim delikanlı."
Luhan aniden oturduğu koltuktan ayağa kalkarak parlayan gözleriyle adamın yanına gidip ellerini tuttu. O kadar mutlu olmuştu ki ne yaptığının farkında değildi. Yakından bakınca bir de uyku sersemliğini üzerinden atınca daha önce fark etmediği bir şekilde onun aslında oldukça yakışıklı bir adam olduğunu gördü.
Kendisinden oldukça büyük olduğu belliydi esmer saçlarının arasında ise kısmi olarak beyaz saçlar vardı. Babası ile aynı yaşlarda görünüyordu. Adamın ellerini tuttuğunu son dakika da fark edip bıraktı ve önünde saygı ile birkaç kez eğilerek özür diledi.
Adam gülümseyerek Luhan'a baktı sonra da ona kalktığı koltuğa oturmasını işaret etti.
Luhan hemen isteneni yerine getirerek koltuğa oturdu ve can kulağı ile yabancı adamın söylediklerini dinlemeye başladı.
"Öncelikle anlatacağım şeyi kesinlikle basite almamalısın Luhan, Çünkü her ne kadar önemsiz görünse de yaptığın mühürleme büyüsü de basitti unutma."
Luhan'ın kafası karışmıştı. "İyide ahjussi ben o zaman çocuktum ve nasıl yaptığımı hatırlamıyorum ki."
Yabancı adam gülümsemesini bozmadan kafasını salladı. Böyle bir cevap vereceğini tahmin ediyordu.
"Biliyorum, mührü bozmak için yapacağın şeyin basitliğini anlatmaya çalışırken örnek vermeye çalışıyordum sadece."
Luhan başını olumlu bir biçimde sallayıp kollarını dizlerine dayadı ve başını ellerinin arasında alarak yaşlı adamı dinlemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATLI CADI
FanfictionTanıtım... Yapmak istedikleriniz sadece tek bir parmağınızın ucunda olsaydı. Ve beklenmedik bir anda aşık olsaydınız onu elde etmek için neleri göze alırdınız?? "Yahh önüne baksana biraz!" "Üzgünüm bayan sizi fark etmedim. Gerçekten üzgünüm." "Sen k...