15.Bölüm

7.5K 384 42
                                    

Sehun yarı uyur vaziyette gözlerini açtığında, bebeğinin ağladığını fark etti. Hemen ayağa kalktı ve beşiğin yanına gidip oğlunu kucağına aldı.

"Acıktın mı yoksa ufaklık hımmm? Baban şimdi sana mamanı hazırlayacak."

Sehun kucağına aldığı andan itibaren sakinleşen bebek ile birlikte yatak odasından çıkıp aşağıya indi. Mutfağın ışığını açıp mama için gerekli malzemeleri hazırlamaya başladı.

Bebekte babasının göğsüne başını dayamış onun kalp atışlarının sesini dinliyor, bir yandan da babasını izliyordu.

İki hafta da tek eliyle mama hazırlamayı öğrenmişti. Ne kadar uykusuz olursa olsun bunu umursamıyordu da.

Mamayı hazırlamayı bitirdi sonra biberondan bileğine bir parça dökerek sıcaklığını kontrol etti. Uygun olduğuna karar verdikten sonra minik oğlunun dudaklarına sundu.

Oğlu büyük bir açlıkla biberonu ağzına kabul ederken Sehun'da tebessümle dünyada ki en güzel şeyi yani oğlunu izliyordu.

Mutfaktan çıkmadan önce Işığı söndürdü. Salonda pencerenin yanına yerleştirmiş olduğu sallanan sandalyeye oturdu.

Minik Sehan küçük şapırtılar eşliğinde mamasını yerken, gözlerini babasına dikmiş gözünü kırpmadan onu seyrediyordu.

Sehun oğlunun mamasını bitirdiğini görünce biberonu hemen yanındaki sehpanın üzerine bıraktı ve küçük bir peçeteyi omuzuna yerleştirerek oğlunun başını omzuna gelecek şekilde nazikçe yerleştirdi.

Yine aynı nazik hareketlerle oğlunun sırtını okşayarak gazını çıkarttı. Birkaç dakika sonra oğlunun karnını hem doyurmuş, hem de gazını çıkartmıştı. Geriye altını kontrol etmek kalıyordu. Oturduğu sallanan sandalyeden kalkıp biraz daha ileride duran büyük koltuğa oğlunu yerleştirdi.

Üzerindeki mavi tulumun alt kısmını çıkartıp bezini kontrol etti. Neyse ki ufaklık henüz bir şey yapmamıştı. Sehun oğlunun karnına küçük bir öpücük kondurup bezini tekrar kapattı. Tulumunun alt kısmını da giydirip onu tekrar kucağına aldı.

Tekrar sallanan sandalyenin olduğu yere gelip oturdu. Oğlunu göğsüne başı yanda kalacak şekilde dikkatlice yatırdı. Sandalyeyi yavaşça sallamaya başladı.

Miniğin uyuduğunu belirten mırıltılarını duyuncaya kadar o şekilde sallandı. Onunda ister istemez uykulu gözleri kapandı.

Salonun bir köşesinde durup onları tebessümle izleyen gözlerden habersiz baba oğul derin bir uykuya daldı.

Luhan parmak uçlarında yürüyerek kocası ve oğlunun uyuduğu yere geldi. Sehun'un ve Sehan'ın başına birer öpücük bırakarak içini çekti.

Sehun öpücüğün etkisiyle gözlerini aralarken Luhan'ın omuzunda duran elini boşta ki eline alıp avuç içini ve bileğini öptü.

"Seni uyandırdık mı bebeğim?"

Luhan başını sallayıp Sehun'un dudaklarına minik bir öpücük bıraktı. Kulağına eğilip uykuya henüz dalmış olan oğlunu uyandırmaktan korkarak;

"Beni neden uyandırmadın Hunnie? Kaç gecedir hep sen ilgileniyorsun bebeğimizle, uykusuzsun senin de dinlenmen gerek."

Sehun gülümsedi ve oğluna baktı. O kadar güzel sokulmuştu ki babasının göğsüne, Luhan onun sözsüz kast ettiği şeyi anladı.

"Luhan henüz gücünü toplamadın. Ayrıca o ikimizin bebeği tabi ki onunla ilgileneceğim. Bundan gocunmuyor ve yorulmuyorum."

Luhan Sehun'un saçlarını okşadı ve içini çekti. Kendisini dünyada ki en şanslı insan gibi hissediyordu. Çünkü onu her şeyden çok seven ve koruyan bir eşe, dünyalar güzeli bir bebeğe sahipti. 

TATLI CADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin