JUNGWOO
"Ama bir anda geleceğini bilmiyordum!"
"O stüdyoyu senin için ben almıştım Jungwoo gelirken nasıl haber verebilirdim ki!"
İkimiz de kahkahalarla gülerken lokantada bize garip bakış atan insanları umursamıyorduk. Kötü geçen 2 günün üstünden bu kadar huzurlu dakikalar geçirmek bana gerçekten iyi gelmişti. Jaehyun yanımdaydı. Beni o mutsuz halimden çekip çıkarmıştı ve beni mutlu etmek için elinden geleni yapıyordu.
Onun benim için yaptıklarının karşılığını nasıl vereceğimi bilmiyordum.
Kahkaha atmayı keserek yanağında varlığını bariz bir şekilde belli eden gamzesine baktım. O gamze nerede ve nasıl olursam olayım beni hep gülümsetirdi.
Tıpkı şu an olduğu gibi.
Ve şu an.
İçimdeki garip his bana iyi hissettirmiyordu.
İçime huzursuzluk dolduğunu hissediyordum.
Jaehyun'a bir şey fark ettirmemek için samimi bir biçimde gülümsedim ve etrafa hafifçe göz gezdirdim.
Küt saçlı tatlı kadını gördüğümde gülümsüyordum. 3 yaşındaki oğlan çocuğunu gördüğümde de.
Ama gülümsemem onu gördüğüm an yüzümdeki varlığını kaybetmişti.
Wong Yukhei.
Bazı anlar...
Ne olduğunu önemsemezdiniz, ya da ne ne yaptığınızı.
O an içinizde garip bir his vardır ve onu içinizden atmak için farkında olmadan bir uğraş içine girersiniz.
Ben de öyle olmuştum.
İçimdeki garip hissi atmak için çözümü etrafıma bakmakta bulmuştum.İyi bir çözüm gibi gelmişti.
Onu görene kadar.
Elim ayağım birbirine dolanmıştı ve ne yapacağımı bilmiyordum.
'Bir anda.' diye düşündüm.
'Keşke bir anda ortadan kaybolsam.'
Panikledim. Korktum. Utandım. Yerimden kalkıp kalkmamak konusunda tereddüt yaşadım. Ama bunların hepsi olurken gözlerimi onunkilerden çekemedim.
Beni göz hapsinde tutuyor ve hiçbir şey yapmama izin vermiyordu.
Yerimden kalkmak istedim ve kalkacaktım da. Ancak Jaehyun'un sesi tekrar oturmama sebep oldu."Jungwoo?"
"Jaehyun.." dedim gözlerimi ondan kurtamazken.
"O burada."(bak bak havalara bak sanırsın korku filmi çekiyoz)
Anlamayıp "Kim?" diye sorduğunda konuşmak için cesaret toplamaya çalıştım.
"Wong Yukhei." adı dudaklarımla dans etti.
"3 masa ilerimizde buraya bakıyor." gözleri gözlerimle olan bağını kestiğinde derin bir nefes alıp Jaehyun'a baktım. Beni göz hapsine almış olan iş adamı artık onunla bakışma kavgası yapıyordu. İkisi de birbirlerine iyi bakmıyorlardı ve bu beni korkutmuştu.
"Jaehyun." dedim yine. Nefesim boğazıma takıldı. "Gitmek istiyorum." çıkmayan sesimle mırıldanmaya çalışmama rağmen sesimi duydu. Önüne dönüp tabağına eğildi.
Dişlerini sıkıyordu.
"Hayır." dedi tabağındaki eti keserken. Kafasını kaldırıp bana gülümsedi. "Yemek yemeye geldik. Onu umursamak zorunda değilsin. Devam edelim. Hmm?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Massage//Luwoo
Fanfiction"Vücudunda çıktığım her keşifte, bana biraz daha aşık olacaksın.." *Çalanın şipi birbirine küser inş.*