Sehemu Ya Sita

1K 88 189
                                    

JUNGWOO

"Pekala Jungwoo. Korkmanı gerektirecek hiçbir şey yok. Gidecek ve işini yapacaksın. Neden aptal gibi endişeleniyorsun?" odada tur atarken bir yandan da kendi kendime mırıldandım.

Bulunduğum durumu idrak etmekte zorlanıyordum.

Dün ne olduğunu anlayamamıştım bile. Aptal dediğim o adamın damarıma basması sonucu kendim aptal durumuna düşmüştüm. Öylece oturup onun ayağına gitmek zorunda kalacağım günü beklemek yerine çözüm bulmam gerekiyordu. Odada tur atarken kendi kendime çözüm aramaya başladım.

Arayıp çalışmak istemediğimi söylemek?

Hayır, korktuğumu düşünecek.

Kaza geçirdiğimi ve kalıcı sakatlık yaşadığımı söylemek?

Hakkımda en küçük şeyi bile ibine dibine kadar araştıran bir adama mı?

Taşınmak?

Oh.. Jaehyun kesinlikle beni rahat bırakmaz.

"Kurtulamayacağım." dedim suratım ağlamaklı bir hal alırken. "O beni cayır cayır yakacak ve kurtulamayacağım." odada bulunan banyo kapısının açılma sesini duyduğumda arkamı dönüp duştan çıkan Jaehyun'a baktım.

OH AMAN TANRIM.

"Tanrı aşkına Jaehyun!" arkamı dönüp ellerim ile gözlerimi kapadım.

"Neden üstünü giyinmeden dışarı çıkıyorsun?!" Güldüğünü duydum.

"Belimde havlu var Jungwoo neden bu kadar büyütüyorsun ki?" arkamdan sarıldı ve beni kendine çevirerek gözlerimi açtı. "Hem çok seksi değil miyim?" ellerini belime indirdi. Gözlerimi irileştirdim.

"Sen buna havlu mu diyorsun? Benim masaj havlumu beline sarıp çıkmışsın! Biraz daha kıvırsan havlu olmaktan çıkıp bez parçası haline gelecek! Hem bizim banyoda giyinme kuralımıza ne oldu?" gülümserken bana doğru eğilip göz kapağımı öptü.

Ancak bu samimi hissettirmedi. 

Gülümsemeye çalıştım. "Gelecekteki  kocan olma yolunda adım adım ilerlediğim için gözünün alışmasını istedim. Hem vücudumda yanlış olan bir şey yok bile! Karın kaslarıma dokunmak ister misin?" omzunda olan ellerimden birini tutup aşağıya çekiştirdiğinde panikleyerek tırnaklarımı omzuna batırdım.

"Ouch!" gülerken bir yandan da inledi. "Bu acıttı Jungwoo!" gözlerimi kısarak yüzüne yaklaştırdım yüzümü.

"Cinayet işleme yolunda adım adım ilerliyorum. Duyuyor musun beni?" alt dudağını dişlerinin arasına azalarak bir süre yüzüme baktı. En sonunda ağzını açıp "Seni burada öpmem gerekirdi." dedi. "Ama ben hala yüzüne bakıp 'Nasıl bu kadar tatlı bir yüzü olabilir?' diye düşünüyorum." sağ elimi yumruk yapıp yüzlerimizin arasında tuttum.

"Bu tatlı yüz sinirli bir yüze de dönüşebiliyor biliyor muydun?" yeniden gülmeye başladığında sinirlenerek yüzüne baktım.

"Hep benimle dalga geçiyorsun!" gülmeye devam ettiğinde kollarının arasından çıkabilmek için çırpındım."Ayrıca hala çıplaksın!"  köprücük kemiğimin üstündeki çukura eğildi ve burnunun ucuyla oraya dokunup huylanmamı sağladı.

Bir yandan kahkaha atarken bir yandan da kollarından çıkmaya çalışıyordum. Tam başarısız olduğumu düşünecektim ki ayağıma bir şeyin düştüğünü hissettim.

Kahkaha atmayı ışık hızında kestim. O da kafasını kaldırdı. "O." dedim yüzüne bakarken. "Havluydu."  kendini gülmemek için tutarken sözümü tamamladı. "Yani şimdi b-"

Massage//LuwooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin