İyi okumalar!
"Eksiğiniz yok, değil mi çocuklar?"
Tony, Yenilmezler kulesinden çıkmadan önce zorda olsa tekrar bir araya gelen takımına baktı.
Steve, hâla savaşın izlerini psikolojik olarak bünyesinde taşıyordu, Wanda'da öyle. İkisi de hayli çökmüş, bir süredir kendilerine dikkat etmiyorlardı. Steve Bucky'i özlüyor, Wanda Vision ile eskisi gibi olmak istiyordu.
Vision ise nasıl olurda kırılan duyguları olabilir, bunu düşünüyordu. Android olmasına rağmen savaş onu da çok etkilemişti.
Clint emeklilikten cayıp tekrar takıma karışmıştı fakat gün geçtikçe iyice gerilen ortam onu bu kararına pişman ediyordu.
Natasha her zamanki gibi hayat doluydu. Herkese geçmişi unutturmaya çalışıyor, elinden geleni yapıyordu. Bruce, Thor veya diğerlerinin nerede olduğunu ise henüz kimse bilmiyordu. Rhodey, üst düzey bir hastanede tedavi olmak için kuleden ayrılmak zorunda kalmıştı.
Tony? Tony ise yaklaşık 3 aydır takım arkadaşlarına haber vermeden Bucky'nin dondurulduğu yere gidiyor, öylece kapsül içinde ölü gibi yatan adamın suratını inceliyordu. Ailesini öldüren o değildi, biliyordu. Ama içindeki intikam, dahiliğini ört bas ediyordu. Yine de onu kabullenmeye çalışıyor, ne zaman duygularının derinliklerine inse panik ataklar yaşıyordu.
"Nereye gidiyorsun Tony?" Natasha Amerikan tipi mutfaktan seslenirken Tony bir süre durdu ve takımını süzdü.
"Aşırı sıkıcısınız. Eğlenceli bir yerlere gideceğim."
Steve kırgın bakışlarını Tony'ye çevirirken bir anlık göz göze geldiler ve Tony, yaptığının doğru olup olmadığını kendi kendine sorgulamaya başladı. "Gelirken birkaç kutu oyunu falan alır mısın?"
Herkes şaşkınlıkla Natasha'ya dönerken Natasha omuz silkti. "Ne? Bu gece yılbaşı. Artık bu moddan çıkmalıyız çocuklar. Tamam aramızda gerginlikler oldu ama bakın, hala burada ve beraberiz. Bunun nedeni ayrılmaz bir takım olmamız. Eski günleri eskide bırakmalıyız."
Steve iyice uzamasına rağmen kesmek istemediği sakalları içinden elini geçirdi. "Natasha haklı. Artık sorunlarımızı aşmalıyız."
Tony, kapıda alayla gülerken salonda sessiz kalmayı tercih eden kısım garipçe ona baktı. "Bu kutu oyunlarından ne kadar alabilirsem alacağım. Şu hale bak! Kaptan o-benim-arkadaşım Amerika bile mantıklı konuşmaya başladı."
Steve gözlerini siyah televizyon ekranına dikerken salonun geri kalanı sessizliğini sürdürüyordu.
Natasha gözleriyle kapıyı işaret etti. "Defol, Stark. Hadi. Ve erken gel."
Tony elini alnına koyup asker selamı vererek ciddi bir ifade takındı. "Emredersiniz Kara Dul hanımcım canım komutanım!"Tony kapıdan çıkmadan önce yine şovunu yapmıştı, ama kuleden ayrılınca, Tony Stark bambaşka biri oluyordu. Her seferinde o kapsülün yanına gidiyor, kendine tanınan süre boyunca adamı inceliyor ve hiçbir şey yapmadan geri dönüyordu.
Ama sorun şuydu ki, Tony Stark bir şeyler yapmak istiyordu.
Son model, parlak renkli arabasına atlayıp artık aşina olduğu çarşının yolunu tutarken GPS'i kapattı ve doğanın seslerini dinlemeye karar verdi. Kırmızı camlı gözlüklerini gözlerine yerleştirdi.
İleride koşarak birbirlerine sarılan iki arkadaş, annesinin elini sıkıca tutarak büyük bir ilgiyle yaptıklarını izleyen küçük bir çocuk ve el ele gezen iki sevgili. Hayatında sahip olamadığı şeyler sürekli gözüne çarparken gaz pedalına biraz daha asılıp direksiyonu daha sıkı kavradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
russian killer
Fanfictiongerçekten hiç kimsem kalmadığı halde sana inandım, inanmak istedim. S:[20.09.2018] F:[28.01.2019] tw/// anxiety enemies to lovers düzenleniyor... belki?