İyi okumalar!
"Are you high enough without the Mary Jane like me?
Do you tear yourself apart to entertain like me?
Do the people whisper about you on the train like me?
Saying that you shouldn't waste your pretty face like me?"*
Tony ve Bucky, arabanın arka koltuğunda oturup bir süre denizi izlemişlerdi sessizce.
Tony, Bucky'nin göğsü üstünde uyuyakalana kadar Bucky kımıldamadı, kımıldayamadı. Üstündeki ince ceketi onun üstüne örterken korkuyla titremesini izledi. Tony'nin bacağındaki elini sıkılaştırdığını hissederken nefesi de hızlanmıştı. Eğilip saçları arasına uzun bir öpücük kondurdu. Üstünde yatan adamın nefesi ritmik bir hâl alırken Bucky rahat bir nefes alıp burnunu Tony'nin saçlarında gezdirdi. Bu adam belli ki gerçekten yorulmuştu. "Radyonun sesini açabilir misin?"
Bucky, Tony'nin uyandığını anlayınca sakince ona bakıp kafasını salladı. Uzanıp şarkının sesini açarken Tony'nin ellerini belinde hissetti, bu gülümsemesine sebep oldu. "Bu şarkıyı biliyor musun?"
Adam onun beline sıkıca sarılırken başını karnına koydu. Bucky'de onun saçlarını okşamaya başlarken kafasını olumsuz anlamda salladı. "Birkaç yıldır Dünyada neler oluyor bilmiyorum."
Tony kafasını Bucky'nin yüzüne çevirirken istemsizce bakışları dudaklarında kalmıştı. Onların tadını hayalde olsa hatırlıyordu. Ve emindi ki tekrar tatmak istiyordu. "Yaklaşık 70 yıldır..."
Tony yerinden hafifçe kımıldayıp izin almak istercesine Bucky'e uzanırken gülümsedi ve mırıldandı. "Öğrenmen gereken çok şey var o zaman."
Ellerini yanaklarına uzatırken Bucky ne yapmak istediğini anlamış, kafasını ona doğru eğmişti. Reddedebileceği birşey değildi. Özlemişti.
Dudakları birleşirken Bucky sanki yeniden doğduğunu hissediyordu, tamamen tertemiz, aklı yerinde. Mükemmel. Adamın bıyıkları hafiften dudaklarına batarken bu canını acıtmıyordu, hayır, aksine gayet hoşuna gidiyordu.
Tony ise kendini sadece bu öpücüğün etkisine bıraktı. Düşünmedi, düşünemedi. Sadece anı yaşamayı tercih etti. Zaten yaşadığı şeyin mükemmelliğini kendi -Tony Stark- bile zihnine sığdıramazdı. Sadece kalbinde hissetti.
Bucky, hislerinin yavaş yavaş tekrar canlandığını hissederken -gerçek- elini Tony'nin omuzlarından kalçalarına doğru ilerletti. Tony ani hareketle hafifçe belini arabanın koltuğuna doğru indirdi ve bu hamleden kaçınmaya çalıştı, -isteyerek yapmıyordu.
Tony elin gittikçe aşağıya gittiğini hissederken hafifçe kasıldı ve elinde olmadan inleyerek adamın dudaklarından ayrıldı. Bucky bir süre hafif bir sırıtış ve zevkle Tony'nin yüzünün her bir çizgisini özenle izlerken adamın esmer teni az da olsa kızarmıştı. Gözlerini 1-2 saniyeliğine Bucky'nin gözlerine değdirdi ve geri çekti. "B-Bu benim için bile hızlıydı, çavuş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
russian killer
Fanfictiongerçekten hiç kimsem kalmadığı halde sana inandım, inanmak istedim. S:[20.09.2018] F:[28.01.2019] tw/// anxiety enemies to lovers düzenleniyor... belki?