İyi okumalar!
Hücrede ölüm sessizliği dakikalardır devam ederken kimsenin konuşma niyeti yoktu.
Tony hâla olanları algılayabilmiş değildi. Babası, Howard Stark, bir erkekle ilişkiye mi girmişti? Hem de o erkeği her gün gelip öz oğluna anlatmaktan çekinmemiş miydi?
"Tony." Tony bakışlarını yataktan kalkarak yanına oturan adamın hareketlerinde gezdirdi. Vücuduna Kış Askerinin vücudu temas ettiği anda ateş değmiş gibi yerinden sıçrayarak uzaklaştı.
Bucky, tekrar elini ensesine atarak sıvazlarken ne diyeceğini bilmiyordu. Ne diyebilirdi ki zaten?
Kış Askeri tam ağzını açtığı sırada hücre kapısı büyük bir gürültüyle açıldı ve içeri girenle üzerine hırlaması bir oldu. Tony hâla odaklanamıyordu. Sarışın kadın elinde dört alkol şişesi ile yanlarına gelirken sonunda bakışlarını çevirdi. "Bu, bayan Potts'tan size hediye."
Şişeleri Tony'nin yatağına attıktan sonra arkasındaki adamları içeri çağırıp ellerindeki yemek tepsilerini yere koydutturdu.
Geldikleri gibi dışarıya çıkarken aynı gürültüyle hücre kapısı kapandı. "Hiçbir şey söylemeyecek misin?"
Bucky burnunu sıvazladı ve saçlarını geriye atarak Tony'e baktı, gözlerindeki ifadeyle yutkundu. "Seninle konuşmak istediğim çok konu var, Tony."
Tony beklentiyle Bucky'nin gözlerine baktı. İçinde bir taraf yaptığının iğrenç ve hiçbir bahanesinin olamayacağını söylüyordu. Diğer taraf ise babasını sevdiyse ilişkiye de girsindi diyordu, kendisiyle çelişkideydi. "Ama ne kadar dürüst olurum bilmem."
Tony gözlerini devirip yataktaki alkol şişelerine baktı bir süre. Birine elini uzatıp kapağını yere vurdu, alkolün kapağı açılırken köpüren kısmı yere döküldü. Kış Askeri'ne bakmadan eline şişeyi verdi, tekrar arkasını dönüp başka bir şişe için aynısını yaptı. "Hadi iç. O zaman ne kadar dürüst olursun göreceğiz."
Bucky alayla sırıtırken alkolü kafasına dikti, bir kısmını içtikten sonra ağzından çekip dişlerini sıktı. "Bu, Massandra. Nerede olsa tanırım."
Tony'de içtikten sonra güldü. "Hem de 1987."
Bucky, Tony'nin gözlerine bakarak yutkundu. "Rusya savaşından sonrasıydı. Babanı çok seviyordum, Tony. O da beni seviyordu."
Tony de yutkunurken Bucky göz temasını sürdürüyordu. "Annenin sana hamile olduğunu öğrenince konuşmayı zaten kesmiştim. O sıralarda da İngiltere ile kanlı savaşlar vermeye başlamıştık. Rusya savaşından 4 ay sonraydı. Bu iki savaş beni o kadar yormuştu ki, Howard'ı görmek bile yetiyordu rahatlamam için. Yorgunluğumu alıyordu. Yine de o 4 ay içinde zaten birbirimize alışmamıştık."
Bucky omzunu silkti. "Arkadaş olarak bile güvenmiyorduk yani birbirimize."
Demir Adam ve Kış Askeri aynı anda tekrar şişeleri kafalarına dikerken Kış Askeri alışkın değil, başı dönmeye başlamıştı. "Sonra birden karşıma çıktı." Güldü. "İngiltere savaşından sonraki kutlamalarda çok içmiştim. İçince-" Bucky eliyle kafasını işaret edip çarpıkça güldü. Tony de onun bu hareketine gülerken şişenin dibini gördü, görüşünün daha ne kadar bulanıklaşacağını düşündü.
Saat epey geç olmuştu, gece 5 civarıydı, Tony saati seçemiyordu. "Çok iyi hatırlıyorum. İçeri girdiğinde tüm müzikler durmuştu. Mikrofondaki adam deli gibi 'Howard Stark burada! Kurtarıcımız!' diye bağırıyordu!"
Tony arkadaki iki şişenin kapağınıda açmaya çalışırken güldü. "Kurtarıcımız mı?"
Bucky gülerek kafasını salladı. "Yaa, kurtarıcı! Sikimin kurtarıcısı!"
İkisi de kahkaha atarken Tony yatakta sendeleyip geriye yattı. Bucky'de onun yanına yüz üstü yatıp çenesini elleri arasına aldı "Son sik bükücü!"
Tony daha çok gülerken Bucky sahte bir şekilde kızıyormuş gibi yaptı. "Terbiyesiz! O senin baban!"
"Tamam babacım." Tony gülmeye devam ederken Bucky tek kaşını kaldırdı. "Baba mı?"
"Ee babamla ilişkiniz olduğuna göre sende bir bakıma babam sayılırsın."
Bucky gözlerini devirdi. "Şaka yapıyorum dostum! Hadi hikayeni anlatmaya devam et."
Tony göz kırptıktan sonra Bucky yatakta kendini daha da yukarıya çekti. "Neyse, herkesin dikkati dağıldıktan sonra beni kolumdan tutup lavaboya çekti.-"
"Tamam, tamam gerisini duymak istemiyorum!" Tony kulaklarını kapatırken Bucky güldü.
Bir süre birbirlerinin gözlerine sessizce baktılar. "Söylesene."
Tony, meraklı ve bayık bakışlarla Bucky'e bakmaya devam etti. "İlk görüşte aşk gibi miydi?"
Bucky güldü. "Hayır. Ben sürekli savaştaydım. O da sürekli teknolojiyle uğraşıyordu. Sıkılıyorduk hayat temposundan. Bir nevi birbirimizin ilacı gibiydik."
"Hiç öpüştünüz mü?"
Bucky gözlerini kaçırırken başını salladı. Tony gülümsedi. "Nasıldı?"
Bucky gözlerini Tony'nin gözlerine çevirdi. Hafifçe yatakta kımıldarken kendisi bile az sonra ne yapacağını bilmiyordu, Tony'ye yaklaştığı her santimetrede kalp atışlarının hızlandığını göğsünün hızla inip kalktığından fark etmişti.
Kış Askeri, ellerini yatağa sabitledi ve hafifçe Demir Adamın dudaklarına temas etti.
Belki ona nasıl hissettirdiğini böylede anlatabilirdi.
Tony, dudaklarından bedenine yayılan ateşi hissederken sessizce inledi. Bucky, üst dudağını Tony'nin ağzına kaydırdı, alkol ve çilek -çünkü Tony, sabah çilekli donut yemişti.- tadı ağzına karışırken alt dudağını yavaşça sahiplenmeye başladı.
Tony de gözlerini kapatarak Bucky'nin üst dudağını sahiplenirken nazikçe elleriyle adamın yanaklarını tutup okşamaya başladı.
Bucky kolları üzerinde sürünerek Tony'e daha çok yaklaştı. Bucky düşünemiyordu, düşünebilseydi bunu asla yapmazdı fakat şuan yumuşakça Tony ile savaşırken düşünebilmesi zaten imkansızdı. Tony, ağzında Bucky'nin dilini hissederken olayın büyüsünü fazla bozmamak için boğuk inlemesini dindirmek zorunda kaldı- Tanrım, adamın korkaklığı onu şuan öldürebilirdi.
Bucky ellerini nereye koyacağını bilmiyordu bile. Eski hayatında bu işleri pek çok kez yapmıştı ama bu farklıydı, ne yapacağını hiç bilmiyordu.
Daha fazla düşünmeden elleriyle Tony'nin belini kavradı ve yavaş hareketlerle okşamaya başladı. Tony adamın en ufak dokunuşuyla kendinden geçerken sessiz kalmakta zorlanıyordu.
Tony, ellerini Bucky'nin uzun saçlarına ilerletti ve saçları arasında ellerini gezdirdi. Belki biraz kirliydi ama umrunda bile değildi. Tony gerçekten bütün bunları neden yaptığını dahi bilmiyordu.
Neredeyse alt-üst konumuna gelmek üzereyken Tony'nin, kendini kontrol edemeyerek Bucky'nin alt dudağını dişlemesi tokat etkisi yaratırken Bucky, Tony'den hızlıca ayrıldı. "Ben- Özür dilerim, alkol yüzünden kendimi kaptırdım."
Tony, adamın gözlerine bakarken gerçek pişmanlığı görmüştü. Aynı hatayı ikinci kez yaptığını düşünüyordu, büyük ihtimalle. "Endişelenme."
Dedi Tony omzunu silkerken. "Rahatlatıcı bir öpücüktü. Çok sıkılmıştım."
Bucky gözlerini kaçırırken sendeleyerek kendi yatağına ilerledi ve arkasını dönerek yattı. "İyi geceler, Barnes."
Bucky'de iyi geceler'e benzer birşeyler mırıldandıktan sonra kendini uykuya bıraktı-
Bırakmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
russian killer
Fanfictiongerçekten hiç kimsem kalmadığı halde sana inandım, inanmak istedim. S:[20.09.2018] F:[28.01.2019] tw/// anxiety enemies to lovers düzenleniyor... belki?