"Nerede bu kitap?!"
Yarım saattir kitapçıdaydım. Japon dini ile ilgili bir şeyler arıyordum. Belki de bu ani bayılmalara karşı bir şeyler bulabilirdim. Ya da daha iyisi, nasıl yokediceğim. Çünkü Naifu'nun bir şey yapmıyacağı çok açık.
"Buldum!!" dedim heyecanla.
'Japon dini: Şinotizm'
Kitabi açıp sayfaları karıştırmaya başladım. Japon Tanrıları ve güçleri vardı. Ayrıca kitabın başında 8.000.000 İlah olduğu yazıyordu. Ama kitap sadece en önemlileri yazmıştı.
Naifu'nun adını aramakla zaman kaybetmedim. Eminim adı yoktur.
Yōkai: Japon folklorunda doğaüstü canavarlar, ruhlar ve iblislerdir. Yōkai, kötücüllerden yaramazlara kadar çeşitli aralıklarla ya da ara sıra onlarla karşılaşanlara iyi şans getirir.
Bunu zaten Naifu söylemişti. Bulduğum sayfaya göz gezdirirken benim için inanılmaz önemli bir şey buldum.
19** yılında bir kadın yarı yōkai olduğunu idda etti. Vücudu daha ölmeden ruhunun çıktığını inatla savunan kadına ne yazık ki inanan hiç kimse olmadı.
Benim gibi biri daha var...
Tek olduğumu sanıyordum. Yalan söylüyor olabilir ama şansımı denemeye değer. Kitabı kucaklayıp kasaya doğru ilerledim. Parasını ödeyip eve doğru hızlı bir şekilde yürümeye başladım. Eğer bu kadını bulabilirsem, bana bazı şeyleri öğretebilirdi. Mesela nasıl başa çıktığını.
Telefonum çalmaya başladı. Poşeti sol elime alıp sağ elimle telefonu çıkarttım. Arayan Naifu'ydu.
"Kayra! Sergen ve bana yemek ısmarlamak ister misin? Sonra senin işini halledebilirim,"
"Gerek kalmadı. Ben hallediyorum,"
"Ne?! Nasıl-"
"Hoşçakal!" Başka bir şey demesine izin vermeden telefonu kapattım. Şu anda bir beleşçiye yemek ısmarlamaktan daha önemli işlerim var.
"Ben geldim!"
Doğru ya ev boş. Yardımcımız bugün izin almıştı. Annem ve babam da hastanedeydi. Evde yanlız olmak şu anda en iyi şeydi.
Odama geçip kitabı ve çantamı yatağımın üstüne bıraktım. Laptop'umu açıp ben de yatağımın üstüne oturdum. Kitabı poşetten çıkarıp işaretlediğim bölümü açtım.
'Yarı Yōkai olduğuna inanan kadın' ve ara!
Uzunca bir araştırma sonunda isminin Bridgette olduğunu ve Fransa'da yaşadığını öğrendim. Paris'teymiş. Bizim evimize oldukça yakın sayılır. Yürüme mesafesi ile 20 dk.
Adresi bir kağıda hızlıca yazıp cebime sıkıştırdım. Ayrıca internetteki resmi de olabildiğince ezberlemeye çalıştım.
Sadece geziye gittiğimde kullandığım çantamı pencerenin önünden aldım. İçine su ve yeni aldığım kitabı koydum. Ayrıca ne olur ne olmaz diye biber gazı aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Odamdaki Hayalete Aşık Oldum !
FantasyEnsemde hissettiğim ılık nefesle elimi enseme koyup hızla arkamı döndüm. Gözlerim hızlı bir şekilde odanın her tarafını taradı. Ama kimse yoktu. Hızlanan kalp atışlarımı normal ritmine kavuşturabilirmiş gibi elimi sol göğsüme koyup sıktım ve yavaş y...