"İyi uyuyabildiniz mi?"
"Evet"
"Sevindim" Yachi gülümsedi. O sırada biraz önce eve gelmiş olan Kiyoko üstünü değiştirmiş bir şekilde oturma odasına geldi. Rin Kiyoko'yu gördüğü an ona doğru koştu.
"Mama!!"
Kiyoko ona doğru koşan kızını kucağına aldı. "Efendim, Rin-chan?"
"Oka-chan bana çikolata verdi!!"
"Hmm, sevindin mi?"
"Evet!"
"Teşekkür et o zaman"
"Arigatou Oka-chan!"
Yachi tekrar gülümsedi. Biraz sonra Yoma Hinata'ya döndü. "Herkesin çocuğu var, sizin neden yok?". Hinata Kageyama ile bakışmak için Kageyama'ya döndü ama Kageyama başka tarafa bakıyordu. (malum, kör)
"Yeni evliyiz de ondan. Ayrıca daha üç aylık iken evliliğimiz, o kaza oldu. Böyle bir durum içinde çocuk evlat edinemezdik"
Bir sessizlik. Ardından o sessizliği bozan Yachi. "Dışarı çıkmaya ne dersiniz??"
. . .
"Bu iyi bir fikir mi bilmiyorum.."
"Bu kadar karamsar olma Tobio! En fazla ne olabilir ki?"
İşte her şey o sırada başladı. Herkes çıklık çığlığaydı. Büyük bir kalabalık Hinataların gitti yönün tam aksine doğru koşuyordu. Bir şeyden kaçtıkları çok belliydi.
"Neler oluyor?"
"Mama, korkuyorum"
"Herkes neden kaçıyor?"
Yoma kalabalığın geldiği yöne doğru baktı ve ne olsa beğenirsiniz? ZOMBİLER!
Kalabalık zombilerden kaçıyordu. "Zombiler..." dedi Yoma.
"Ne?"
"Zombiler!"
"Hiçte komik değil Yoma!"
"Şaka yapmıyorum! Koşun!"
Hinata Kageyama'nın elinden tutup Yoma ve diğerlerinin arkasından koşmaya başladı. Yoma Rin'i kucağına almıştı. Kiyoko ise Yachi'nin elinden tutuyordu.
"Shouyo, biraz yavaşla!"
'Ah, keşke kör olmasaydım'
"Yavaşlayamam Tobio! Ç-Çok yakınımızdalar!"
Herkes rastgele bir binaya yöneldi. Çıkabildikleri kadar yüksekte bir kata çıkıp kendilerini büyükçe bir odaya kitlediler. "Şimdi ne yapacağız?"
Bir sessizlik.
"Odadaki yiyecek ve içecek kaynaklarımıza bir bakalım"
"Oka-san, onlarda neydi öyle?"
"Bilmiyorum Rin-chan, ama burada güvende oluruz"
Yachi ve Rin bir kenarda oturuyorlardı. Yoma ve Kiyoko ise buldukları her kutunun içine bakıyorlardı.
"....ir."
Kageyama Hinata'ya döndü. "Shouyo?"
"B-Böyle bir ş-şey nasıl olabilir?"
"Shouyo iyi misin?"
"İyi mi? Ben mi?!....b-bilmiyorum...anlam...a-anl veremiyorum..."
"Sho-"
"Her şey çok güzel gidiyordu! Sonunda kör olmaktan kurtulacaktın! Ama....ama sanki bu dünya bize karşı! S-Sanki bizim mutlu olmamız suç! B-Ben....ben....*hic* bunu kaldıramıyorum.."
Hinata ağlamaya başlamıştı. Kageyama ona sarıldı ve başını okşamaya başladı.
"Neden biz?! Şu zombilerde nerden çıktı?! Çok saçma! Hemde çok ama çok saçma!"
Herkes Hinata ile hemfikirdi. Ama malesef yapabilecekleri hiçbir şey yoktu...
. . .
Zombi istilasının üzerinden bir buçuk ay geçmişti. Çoğu kişi güçlenip hayatta kalmaya çalışıyordu. Hinata durumu çoktan kabullenmişti ve gayet iyi savaşıyordu.
O gün herkes uyurken sığınaklarına bir zombi girmişti. Giren zombinin arkasından bir kaç tane daha gelmişti. Yoma hemen diğerlerini kaldırıp savunma pozisyonuna geçti.
"Nee-chan, Rin'i alıp biz onları oyalarken kaçın!"
Kiyoko Yoma'nın dediği gibi hemen kaçtı. Hinata Kageyama'nın da kaçmasını çok istemesine rağmen Kageyama'nın onsuz kaçamayacağını çok iyi biliyordu. Hinata'nın anlık dikkati dağılmıştı.
"AHH!!"
"Shouyo! İyi misin?!"
"İyiyim! Bir şey olmadı!"
Hinata koşarak Kageyama'nın yanına gitti ve ona sarıldı. "Şimdi senden bir şey yapmanı isteyeceğim. İtiraz etmeden yapmanı istiyorum"
"Nedir?"
"Ben geri kalan iki taneyi haklarken senin Yoma ile kaçmanı istiyorum"
"Ne? Ama-"
"İtiraz yok! Ben arkanızdan gelicem!"
Hinata Yoma'nın yanına koştu. "Ben bunları hallederim! Sen Tobio'u al ve kaç!"
"Ne? Ama sen-"
"Lütfen Yoma! Tobio benim için çok önemli!"
Yoma kafasıyla anlaşıldı hareketi yapıp Kageyama'nın elinden tuttuğu gibi koşarak odadan çıktı. Hinata onlar çıkınca kapıyı kapatıp kilitledi.
"Beni Tobio'dan ayırdığınız için sizi asla affetmeyeceğim!!!!"
. . .
Hinata zombileri haklamıştı. Odada tekti. "Ah....Tobio çok kızacak"
"Sözümü tutamadığım için üzgünüm Tobio, ama yalan söylemek zorundaydım"
Hinata koluna bastırdı. "Eğer ısırılmamış olsaydım....seninle daha fazla vakit geçirebilirdim....seni çok seviyorum Tobio"
Hinata durdu ve bütün hayatını bir düşündü. Biri zamanında hayat bir oyun gibidir ya kazanırsın ya da kaybedersin demişti.
"Game over Hinata..."
.
.
.
.
.
Yemin ediyorum psikopat değilim!
Bu bölüm canon değil haberiniz olsun, yani bunların hiçbiri yaşanmadı ama gönül isterki yaşansaydı."Game over Hinata" repliğini birinden çaldım. Anlayan anladı ͡° ͜ʖ ͡°
Umarım duygularınız allak bullak olmuştur.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere,Bye bye( ^∇^)ノ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{Benim Turuncum}={KageHina Türkçe Fanfic}
FanfictionTatlış tatlış olaylar içeren bir KageHina kitabı. Eğer diğer kitaplarımdan birini okuduysanız (mesela "Son Uçuşum") nasıl bir yazar olduğumu anlamışsınızdır. Bu kitabı çok seveceksiniz *pis pis sırıtır*