1 -Mesaj-

1.9K 29 7
                                    

Beklediğim zaman geldi sadece benim değil tüm öğrencilerin beklediği zaman. Yaz tatili. Bu yaz tatili çok sevgili(!) alemi ikna edersem eğer kızlarla beraber fethiyeye uçuyoruuzz. Tabi önce izin almam gerekiyodu. Gözde ve Irmak çoktan izin almıştı. Bir tek ben. Gerçi sorun edeceklerini sanmıyodum ama. Taktıkları bile yoktu ki. Annem de babam da benden bir haberdi.

Babam her zaman ki siyah koltuğunda bacak bacak üstüne atmış elinde de viski kadehiyle düşünüyodu. Kafasında ne var neler düşünüyo hep merak etmişimdir. Beni, abimi, ailemizi hiç düşünüyo muydu acaba? Ah tabi onun söylediğine göre bizimle ilgilenememesinin sebebi bizim sıkıntısız ve mutlu yaşamamızdı. Keşke sıkıntı çekseydik ama ailemiz bu hallere gelmeseydi diye düşünüyorum bazen.

Okulumdaki burslu öğrenciler mutlu görünüyolardı. Hepsi de ailesini geçindirmek amacıyla okul çıkışı calışıyodu. Ben de çalışabilirdim. Yapardım. Gocunmazdım bile. Hem bunda gocunulacak ne vardı ki. Kendi paranı kazanmak mükemmel bişey olmalıydı. Yazık ki bunu hiçbir zaman anlayamayacaktım.

İçeri girdiğimi farketmesi için kısa ve yalancı bi öksürük yeterliydi. Gözünü aşırı pahalı viskisinden çekip bana bakmayı başarabilmişti sonunda.

“Bahsettiğim tatil için izin almaya geldim” sesimdeki soğukluğu gidermek için tüm çabamı göstermiştim ama bu bile soğuk çıkmasını engelleyememişti. Bu izini almalıydım. Hiç değilse yaz tatilinde onlardan uzak kalmalıydım.

“Kimler geliyo demiştin” en yakın arkadaşlarımı tanımayacak bir babaydı benim babam. Oysa Irmak’ın babasıyla evlerinin bahçelerinde barbekü bile yapmıştık beraber.

“Gözde ve Irmak”  tek kaşı havaya kalkarken viski kadehindeki gözlerini bana çevirdi. “İzin veriyorum ama telefonunu aradığım zaman açmazsan bir daha böyle bir şeye izin vermem” Evet yine ilgili baba rollerine başlamıştık. Hiç inandırıcı olmadığını kendisi de biliyodu.

 Ayağa kalktı ve viski kadehini masaya bıraktı. Yanında duran telefonunu alıp maillerine bakmaya başladı bu baygınlık verici ortamdan hemen kurtulup bavulumu hazırlamalıydım. Ve tabi ondan önce kızları aramalıydım.

“Teşekkürler” dedim ve bir şey söylemesine izin vermeden odadan çıktım. Odama girdiğimde telefonumu bulmam için baya çaba harcamam gerektiğini fark ettim. En lüzumsuz anda ortada olur en gerekli zamanda bulamazdım. Hayat da hep böyleydi.

Hiç uğraşamazdım. Odamdaki ayakkabı şeklindeki ev telefonunun ahizesini kaldırdım ve numaramı çevirdim. En sevdiğim şarkı The wanted’ın I found you şarkısını duydum. Derinlerden geliyodu ses. Ahizeyi bırakıp duymakta iyi sayılmayan kulaklarımla sesi bulmaya çalıştım. Melis’in aldığı bety boop yastığın arkasından geliyodu. Yastığı kaldırmamla telefonu bulmam bir oldu. Babama ibnelik olsun diye açıcaktım, vazgeçtim meşgule attım ahizeyi de kapattım.

Yatağın üstüne oturdum ve rehberden hemen KOKOŞ u buldum. Arama tuşuna bastım %99,9 emindim ki hemen açılacaktı ve öyle de oldu. Irmak’ ın bebeksi sesi duyuldu

“Çalıııı geliyosun dimiii? Lütfen evet de lütfen lütfen lütfen” Irmak bi hayli heyecanlıydı daha fazla kendini yırtmadan cevapladım. “Geliiyoruummmm ” dedim ve hemen telefonu kulağımdan uzaklaştırdım. Çünkü Irmak ın çığlık atacağından emindim. Ufak bi çığlığın ardından telefonu tekrar kulağıma yaklaştırdım.

“Gözdeyi aradın mı”dedi heyecanlı sesi.

“Yok daha aramadım dur hemen ona da haber vereyim sonra uzunca konuşalım olur mu tatlım”

Kimseye GüvenmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin