10 -Arkana Bak-

201 10 15
                                    

Benim elimden çıkan kahvaltı sofrasına bakıyordum. Bunu ben mi hazırlamıştım? Çok ama çok nefis görünüyordu. Bu demektir ki evde kalmayacağım. Hafif sırıtarak mutfağa geçtim. Bu nefis kahvaltı uğruna kayıp verdiğim malzemeleri saymaya başladım.

 Sadece bir tabak.

Kesinlikle kendimi bugün aşmış ve sadece bir tabak kırmıştım.

Sızlayan elime aldırmıyordum. O bir kayıp sayılmazdı. Parmağımı tamamen kesmemiştim sonuçta. Hafif bir kesikti değil mi? Karnım o kadar açtı ki, parmağımdaki kanı emmiştim. Fena değildi. Eren ağzının tadını biliyordu. Nasıl olsa pislik bir vampirdi. Başka açıklaması var mıydı?

Sofraya son kez bakıp eksik kalmadığını görünce ilk olarak Melek’in odasına gittim. Burada baya zaman harcayacaktım çünkü Melek çok zor uyanırdı.

“Meleğim, saat öğlenin biri oldu hala uyuyorsun.” Oralı bile olmadı. İlk taktiğim tutmamıştı. Saati önemsemiyordu. Aklımda sinsi bir plan dolaşırken başımda yanan ampulü görür gibi oldum. Evet ben yine çok zekiyim.

Melek’e iyice yaklaştım ve kulağına en endişeli sesimle fısıldadım. Özür dilerim benim küçük kız kardeşim.

“Melek çabuk kalk. Kapıda Berk var, Kuzeyi tutamıyorum çocuğu yumruk duvarına dönüştürdü.”

Melek’in gözlerini fal taşı gibi açtıktan sonra yataktan fırlamasını gülmemi bastırarak izledim. O çıkınca kahkahayı patlattım. Buraya gelmeden önce bende koşarak Kuzey’in odasına kaçtım.

“Koca bebeğim uyanır mısın?” odaya girdiğimde Kuzey’i bir yastığa sarılmış halde buldum. Battaniyeyi çıplak bacaklarının arasına almıştı. Yastığa yapışmış gibiydi. Zalimce yastığı kollarının arasından çektim. Bir şeyler mırıldandı.

“Sevgilim biraz daha uyuyalım lütfen.” Ağzım iki karış açılırken sevgilim dediği kişinin kim olduğunu düşünmeye başladım. Benden bahsediyordu değil mi? Yanına sessizce yanaşıp onu konuşturmaya karar verdim. Fısıldamam gerekiyordu yoksa uyanırdı.

“Sevgilim, biraz daha uyuyalım ama benim adım ne?” aptalca sırıttı. Uyurken nasıl bunları yapıyordu? Ben ölü gibi uyurdum.

“Adın Melis güzelim.” Dehşet içinde geri çekildim. Bizim sınıftaki Melisten bahsediyordu. Hani benim bir ara kavgalı olduğum ama sonra zorla barıştığım kız. Yerde duran yastığı yerden kapıp suratına suratına vurmaya başladım. Beni Melisle nasıl aldatırdı?

Hayır ya Kuzey’in kolasına kesinlikle uyku ilacı kattı. Kuzey beni aldatmazdı. Melis seni yolacağım.

“Hayvan herif sen nasıl Melisle…” yastığı yüzüne vururken yastığın çekilmesiyle yatağa yapıştım. Kuzey kahkahalarla gülüyordu. Yatakta dikeldim. Neden sırıtıyordu ki?

“Bana bak seni manda beyinli, gülmeyi kes ve bana hesap ver.” Gülmeyi kesti ve gözlerini kırpıştırdı. Kaşlarım çatık bir şekilde yapacağı açıklamayı bekliyordum. Kola beni uyuttu demesini beklerken bu sefer daha şiddetli ve karnını tutarak gülmeye başladı.

Hayır. Sen. Kuzey. Çok. Çok. Pisliksin.

“Beni kandırmaya cüret ettin öyle mi?” dedim ve kızgın olmaya çalışarak ona baktım. Ama sonunda dayanamayıp bende gülmeye başladım.

“Sen benim kardeşimi kandırırsan bende seni kandırırım cici kız.” Dedi ve burnuma işaret parmağını dokundurup geri çekti. Bu demek oluyordu ki…

“Evet canım sizi dinledim.” Etrafımdakiler neden düşüncelerimi bu kadar çabuk okuyordu? Oysa ki sesli düşünmediğime eminim.

“Yüz ifadelerin seni ele veriyor.” Dedi ve göz kırptı. Yine okumuştu. Etrafımdaki herkes vampirdi de benim mi haberim yoktu?

Kimseye GüvenmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin