7.BÖLÜM

65 6 3
                                    

7.Bölüm: Safkan

*"Bazen sadece saf gerçekler efsanedir."*

Belki de hapsolduğum bu yerdi benim evim. Ben bu yatağa bu odaya bu okula aittim belki de. Ailem bu vampirlerdi, yuvam burasıydı ve ben asla ait olmadığım bir yeri özlüyordum. Ya da özlemek istiyordum. Bir ailem olsun istiyordum, ailemi özlemek istiyordum belki de. Sadece kendi mi kandırıyordum ya da. Özlemek istediğim için özlemiş gibi yapıyordum. Ama bundan nasıl emin olabilirdim ki. Kendi mi kandırmadığımdan ya da kandırdığından. Her şey şu an önümde duran manzara gibiydi. Puslu ve bulanık.

Derin bir nefes verdim ve oturduğum yerden kalktım. Șımarık bir kız çocuğu gibi bir köşeye çekilip saatlerce ağlamayacaktım. Hayatımda ne olursa olsun güçlü olmalıydım. Kendim için bunu yapmalıydım.

Üzerime okul formasını geçirdim. Dolabın üzerinde ki ders programına göre gitmem gereken sınıfı buldum. Sınıf yolunda etrafımda ki şeyleri inceledim. Aslına bakılırsa burası kusursuz bir saray gibiydi. Aynı zaman da normal bir okul gibiydi. Öğrenciler kendi aralarında gülümșüyor șakalașıyordu. Gerçi neyin garip olmasını bekliyordum ki.

Sınıfa girdim. Ders bay Andrea'nın dersiydi. Sınıfa her zaman ki gibi girdi. Beni gördüğünde gülümsedi. Yeteneğini bulamayan tek öğrencisi bendim. Daha doğrusu ona söyleme fırsatım olmamıștı.

"Alya. " dedi gülümseyerek. "Umarım içinde ki yeteneği bulmușsundur."

"Sanırım buldum." dedim. Sesim istediğimden cansız çıkmıștı.

"Gerçekten mi? Peki benimle de paylașır mısın? Böylece sana yardımcı olabilirim."

Bunu nezaketen sormuștu. Elbette ki ona söylemek zorundaydım. Bu dersin amacı buydu. Ve bu öğretmenin işi.

"Tabi ki," dedim. Bu defa sesim daha canlı çıkmıștı. "İlk olarak Ay'ın çocuklarını yönettim. Etrafımı sarmışlar ve saldırıya hazırdılar ama ben onlara gitmelerini söylediğimde koşarak uzaklaștılar.

Bunun dışında dokunduğum kişilerin güçlerine sahip olduğumu fark ettim."

Hocanın yüzünün bir saniyeliğine şaşkınlık ile buruștuğuna yemin edebilirim. Neden herkes buna bu şekilde tepki gösteriyordu. Onların dünyasında bu normal değil miydi?

" Ne güzel. Öyleyse hayvanları yonetebiliyor olmalısın. Bu konuda seninle çalışmalar yapabiliriz."

Ardından dersini anlatmaya devam etti. Bize nasıl kendimizi geliștirebileceğimizin tiyolarını veriyordu. Ardından bize bir insanın kanını içmeden önce onu nasıl etki altına alacağımızı gösterdi. Kanını içtiğimiz insanın bunu hatırlamaması için o insanı etki altına alıyorduk. Bir nevi uyușturmak da denilebilir.

Dersten çıktığımda önümde beliren minik kahverengimsi bulut durmamı sağladı. Bulut patlayıp içindeki kağıdı ortaya çıkardı. Silindir şeklinde kıvrılan kağıt havada süzülürken yavaşça açıldı. Neydi bu, büyü falan mı?

Üzerinde bir şeyler yazan kağıdı okuyabilmek için elime aldım.

Müdürün odasında bekleniyorsunuz.

Bilmem kaçıncı kez müdürün karșısındaydım. Bana rüyamı araștıracağını söylemiști. Belki de bir şeyler bulmuştu. Umutlanmak istemedim ama elimde değildi. Umudun ölümcül duygusu bedenimi ele geçiriyordu. Hızlı sayılabilecek şekilde müdürün odasına gittim. Kapıya geldiğimde duraksadım. Ellerim titriyor heyecandan kalbim yerinden fırlayacak gibi atıyordu. Sakinleșmem gerekiyordu ama zamanım yoktu. Bu yüzden titreyen elimle kapıya iki defa vurdum. Büyük kapı kendiliğinden açıldı.

SolaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin