10. BÖLÜM: GEÇMİŞ

7.4K 289 26
                                    

Görsel: Metehan

Şems'ten

Hastaneye vardığımızda saat çok geçti artık.  Acile koştur koştur girerken kucağımda hiç hak etmediğim, kırdığım ve hatta belki çocuğumuzun hayatına kastettiğim kadınım vardı. Hiç bir şey duymuyordum sanki her şey ağır çekimdeydi Allahın belası acilde doktor yoktu. Kafam deli gibi uğuldarken yaşlar gözlerimden yağmur  gibi iniyordu hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. Hiç bu kadar korkmamıştım hiç  böyle derinden  bir acıyla paramparça hissetmemiştim. Emirin gür sesiyle irkildim. Kucağımda Endam öylece dikiliyordum
+Doktor yok mu ? Kadın hamile doktor yok mu ?
Içerden koşarak bir adam geldi bu o fotoğraflarda ki adamdı Çetin denen şerefsiz. 
- Sedyeyi getirin hemen . Koşun koş..
Gözleri iri iri açılmış Endama bakıyordu ama o kadar çaresizdim ki
- Endam !! Endam noldu sana ?
Gözlerini bana dikip yoğun bir nefretle süzerken beni hemşireler sedyeyi getirmişti. Yavaşça uzattım hayatımın kadınını sedyeye dizlerimde derman kalmamıştı doktor sedyeyle birlikte koşarken kalan tüm tâkatim de son buldu ve dizlerimin üzerine çöktüm yapabileceğim tek şeyi yapıp deli gibi Allaha yalvardım

× Allahım lütfen lütfen bağışla onları bana...

Emir kolumdan tutup kaldırırken beni, oda çok üzgün görünüyordu.

Odadan odaya sedyeyle taşınırken bir kez bile yüzüme bakmamıştı Endam . Yine de her şeyin iyi olacağını korkmamasını o dinlemesede haykırmaya devam ettim. 1 saatin sonunda tüm kontroller bitmişti. Odaya aldıklarını haber veren Çetin hala dik dik bakarken
- Onlar iyi mi ? Diye sordum çaresizce şu doktor müsveddesine , olan kinim bile o anlığına yok olmuştu. Yüzünde saçma bir ifadeyle bana acıyarak baktı
+Nasıl bir hayır duası aldın bilmiyorum ama iyiler , ikiside...

Odaya doğru koşar adım giderken kalbim mutluluktan deli gibi çarpıyordu kapının önüne geldiğimde ona söylediğim iğrenç kelimeler yankılandı kulaklarımda.  Kendimden tiksinerek attım onları kafamdan ve kapıyı tıkladıktan sonra yavaşça içeri girdim.
Karşımdaki manzarayla adeta yıkılmıştım. Adeta ölüm gibi bir şey düşüvermişti yüreğime. Yatakta  yatan meleğimin okyanus mavisi gözleri dolmuş, korku ve yaş dolu mavileri kızarmış,  bana bakan Endam. Tarifi imkansız bu duygular içimi dağlarken deli gibi ona sarılmak istiyordum sadece hızla ona doğru yürüyüp kadınımı kollarımın arasına alıp kokusunu içime çekmek istedim ama o kırgın ve kızgın gözlerle ellerini siper ederek beni durdurdu içimde ıssız derin bir sızı ile öylece kala kaldım. Bir hareket ancak bu kadar can yakabilirdi.

Endam'dan

Çetin bebeğimin iyi oluğunu söylesede içimde hala büyük bir korku vardı. Odadan çıkar çıkmaz tuttuğum göz yaşlarımı bıraktım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum içimdeki acının son damlasını akıtırcasına ağlarken kafamdan tonla düşünce akıp gidiyordu Şemsin sözleri, bebeğimi kaybetme ihtimalim...
Nasıl onu aldattığımı düşünebildi ki nasıl iki fotoğrafla bana bu iğrenç cümleleri kurabilirdi aşkımız bu kadar mıydı ? demek ki bu kadarmış  onu asla affetmeyecektim belkide. Onu affedemeyecek olma ihtimali, birdaha görmeme ihtimali bile canımı o kadar yakıyordu ki o benim nefesimdi beni hayata döndüren oydu. Kafam böylesine karışırken kapı çaldı ve içeri Şems girdi. Test için sedyeyle taşınırken defalarca her şey düzelicek birtanem desede dönüp yüzüne bile bakmamıştım. Ağladığımı farketmiş olmalı ki yüzü o anlardaki gibi acıyla buruştu bana doğru atılırken onu durdurdum ... zamanı değildi bana dokunamazdı bu kadar kızgınken ve kırgınken asla olmazdı kokusu burnuma değerse ağlar affederdim ona karşı bu kadar savunmasızdım işte orda bana bu kadar yakınken durdurmak da can yakıcıydı ama sarılması da canımı yakacaktı. Şaşkın ve bir o kadar kırgın gözlerle baktı bana orda çektiğim acının tarifi yoktu. Durması için kaldırdığım elimi aniden tutup avuç içimi öptü ilk anda elimi çekmek istesemde buna asla izin vermedi. Derin bir nefes çekti içine ve son kez tatlı bir öpücük kondurdu. Kafasını kaldırırken
- İste bunu çok özlemişim dedi gözünden bir damla yaş düşüyordu sakallarına... ve ben o sakallardan öpmek istiyordum düşen her bir gözyaşını .

ARAP MİLYONER  (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin